Mesajı Okuyun
Old 21-11-2011, 17:35   #18
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer Güntay
Şöyle düşünelim:

Manevi zarardan kaynaklanan davayı m. 109 uyarınca bölünmeye uygun ve açıkça belirli olarak nitelemek mümkün değil... Zira manevi zarar duygusu bir bütündür, bölünmeye uygun değildir.

Öte yandan bu davayı m.107 uyarınca belirsiz alacak davası olarak değerlendirmek de doğru olmaz. Manevi tazminat miktarını hakim hakkaniyet çerçevesinde, dosya ve tarafların özelliklerini dikkate alarak bizatihi kendisi "takdir" ve "hükmeder". Yani, istem sonucunun m. 107'deki gibi,



bir "an" yoktur. Çünkü bu an, "hüküm" anıdır. Hükme doğru giden yargılamanın hiçbir aşamasında manevi tazminatın miktarı belli olmaz ki, davacı o rakama taşısın istem sonucunu. Aksi durumda hakimin davacıya, ne miktar manevi tazminat takdir edeceğini, dava görülürken fısıldaması gerekir. Bu da hakime yasaktır malumunuz...

Saygılar.

Sanki bunları telefonda konuşmuşuz gibi dejavu yaşadım.

Alıntı:
Hocaya gelince. Hocalarla aram hiçbir zaman iyi değildi. Bu anlamda, 7 no.lu mesajdaki görüşümü yinelerim.


Ben de sizin gibi düşünüyorum. Ama Sayın Av.Güler Şahin de haklı. Atalay-Canıtez-Özekes Hocalara ait Medeni Usul Hukuku(12.Baskı)kitabının 321 inci sayfasında aynen şöyle yazmaktadır:
"Çünkü artık usul hukukumuzda -belirsiz alacak davası- açılması imkanı getirilmiştir(m.107).İşte bu dava türü sayesinde, kısmi dava şeklinde talep edilmesinin caiz olup olmadığı tartışmalı olan manevi tazminat alacakları bakımından da sorun çözülmüş durumdadır.Manevi tazminat alacağının hakimin hükmünden önce miktar olarak davacı tarafından belirlenmesi mümkün olamayacağından, manevi tazminat davalrının belirsiz alacak davası şeklinde açılması ile zamanaşımı bakımından sakıncaları da bulunan kısmi dava açılmasına gerek kalmamıştır."

Prof.Dr. Bilge Umar 'ın Hukuku Muhakemeleri Kanunu Şerhi isimli(2011 basımı) kitabının 308 ve 309 uncu sayfalarında ise, Kısmi Dava başlığı altında "manevi tazminatın bölünemezliği " görüşüne ezelden karşı olduğunu belirttikten sonra, "maddi tazminat isteme hakkına dayanan para alacağı ne kadar bölünebiliyorsa, manevi tazminat isteme hakkına dayanan para alacağı da o kadar bölünebiliyordur" diyerek manevi tazminat davalarının "kısmi dava" olarak açılabileceğini savunmaktadır.