Günümüzde sıkça kullanılmaya başlayan bir kelime Adı ''ENTELLEKTÜEL'' Kimin nasıl hangi anlamda kullandığı değişiyor,ancak gerçekte kim Entelektüeldir ? kim değildir ? tartışmasına girmek gibi yada bunun tanımını yapmak gibi bir düşüncenin içine girmeyecem.Ancak bu bir düşün adamının tanımı olacaksa söylenmesi gerekenler olacak dır elbet. Entelektüel her şeyden önce yaratıcı bir Düşün Adamıdır.Zihinsel düşünsel üretimin Mimarıdır.Entelektüel aynı zamanda yasadığı ülkenin ve dünyanın sorunları karşısında kendini sorumlu gören duyarlı bir Eylem Adamıdır.Entelektüel büsbütün kabulcü veya redci değildir.O enine boyuna araştırdıktan sonra inanır veya inanmaz.O bir putperest değildir Hakikatin merkezine kendini oturtmaz,sürekli bir arayış içindedir.Bulduğuyla yetinmez hep bulup buluşturmaya ve sahip olduklarından özgür bir dünya yaratmaya çalışır.Kendi doğrusundan pekala yanlışlaşabilir bir doğru olduğuna ve çıkacağına peşinen iman etmelidir.Onu sığ düşüncelerin ve kaskatı doğmaların içinde tutmak mümkün değildir.
Entelektüel sürekli kendi zihinsel dünyasını genişletmeye yönelen, değişimin marşandizi durumunda ve başka dünyaların gerçekleriyle yüzleşmekten hoşlanan Düşünsel macera adamıdır.Kuşkucudur ,kışkırtıcıdır ,özgürlükçüdür.Sorduğu sorularla başkalarını rahatsız etmekten ve düşündürmekten asla rahatsız olmaz ,verdiği cevaplarla belirlenmiş doğmaların dışına çıkmaktan korkmaz .Özgürlüğünü ve bağımsızlığını yok etmeye yönelen çevresel /örgütsel bağnaz koşullara karşı cesurca mücadele verirken,yalnız bırakılmaktan korkmaz çekinmez.Gerektiğinde herkesi karşısına almaktan ürkmez ,çünkü özgürlük ve bağımsızlık onun için yaşamsal bir öneme sahiptir.Başkalarıyla tersleşmek adına kendi düşüncelerini gizleyen bir korkak değildir.Entelektüel bir inanca ve duruşu savunuyor olsa bile,son tahlilde bağımsızdır.Otoriteye koşulsuz boyun eğmez çünkü muhaliftir,sorgulayıcı ve didikleyicidir.Çokların rahatlıkla kabul ettiği bir şeyi aynı rahatlıkla ve kolaylıkla kabul etmez.Sadece bugünün veya yarının adamı değildir,geleceğe ilişkin öngörülerde bulunmaktan kaçınmaz.Bir kahin değildir,ama bir Ütopyacıdır bir bakıma,çünkü Entelektüel bir düşüncenin veya inancın çoğunluk tarafından benimsenmiş olmasını onun doğruluğu için yeterli sebep olarak görmez.''Entelektüel Toplum İçinde Sürgün Bir Kişidir''.Entelektüel Sürüklenen kişi değil Sürükleyendir.
Teslimiyetçi değil,direngendir.Tarihin edilgen bir nesnesi olmayı asla kabul etmez tarihin akışını seyreden bir alık değildir, O Tarih yapıcısı bir öznedir.
Zihinsel düşünsel üretim sürecinde Entelektüel,o özgürlükçü ve bağımsızlıkçı özgürlüğü evrensel bir tanım olarak kabul edilebilir.Kimileri Entelektüel şu veya bu ideolojinin ağzı laf yapan ve kafası çalışan sadık bir sözcüsü olarak biçimlemişlerdir,böyle durumlarda yok değildir denemez.En başta Entelektüel kişi belirlenen bu Rolünü Benimsememiştir. Yaşananlarda zamanla Entelektüel kişiliğini kaybederek birer Demagoglara dönüşmüşlerdir.Elbette yaşanılan ülkelerin yol haritasının belirlenmesinde öznel koşullar inkar edilemez,Totaliter ve Otoriter bir ülkenin Entelektüeli çekildiği Fildişi Kulesinde sadece zihinsel ve sanatsal uğraşlarla tatmin oluyorsa yada hoş sohbetlerde insanları etkilemek adına Egolarını tatmin ediyorsa,demokrasi ve özgürlük adına toplumun mücadele çizgisine anlamlı hiçbir katkı sağlamıyorsa o kişi Tarihe ve topluma karşı sorumluluğunu yerine getirmeyen edilgen bir nesne konumundadır.
Entelektüel kişi hiçbir koşulda Şiddeti Terörü Savunmaz.Onun bu konuda arkasına sığınabileceği bir aması asla yoktur.Olamazda meşru ve haklı taleplerin ancak meşru haklı yöntemlerle elde edilebileceğine inanan,Entelektüel için şiddet terör hiçbir koşulda savunulmaması gereken insanlık suçudur.Demokrat bir Entelektüel için sorun çözücü tek yöntem diyalog yöntemidir.
enderkayihan@gmail.com