Alıntı: Yazan ElSu Söylediklerim hep başka yerlere çekiliyor. Bir üstteki yorumumu okuduysanı Muhammet Özekes'ten ayrıca bahsettim.Bir şeyler öğrenme becerisini gösterebilen biri kendini geliştirmek konusunda ustadır zaten. Her neyse çok fazla uzadı sanırım bu kısacası okuldan memnun değilim ve olamayacağım da bu da benim fikrimdir.Memnun olan mennun olduğuyla kalsın rica ediyorum...

Sayın Elsu, size tamamen katılıyorum. Haklısınız. Ayrıca Dekanınız sadece birinci şubede ders verip ikinci şubede derse gelmiyorsa gerçekten hata yapmış. Şubeler arasında ayrım yapılmaması gerekirdi.

Sayın Kasadivalyos, ilk olarak şu anda bahsettiğiniz gibi geçiş dönemi filan söz konusu değil. Ben de Selçuk Hukuk'ta birinci sınıfı bitirdim. Bizim kadromuz gayet sağlamdı, değişim filan yoktu. Lisedeki sınıfımızdan 8 kişi hukuk okuyoruz, 2 kişi - Ankara, 2 kişi - İstanbul, 2 kişi - Gazi, 1 kişi -Marmara ve ben Selçuktayım, sürekli muhabbet ediyor ve haberleşiyoruz ve bir geçiş dönemi filan söz konusu değil. İnsanın doğası gereği yaşlanması ve emekliye ayrılması mümkündür, bir kaç çok değerli hocamız bu senelerde emekliye ayrılmış olabilir ama gördüğüm kadarıyla sizin ekseniniz sadece sizin fakültenizden ibaret. İlerleyen süreçlerde bu fikirleriniz değişecektir. Yani hukuk fakültesinde ilk senenizde böyle bir öngörü oluşturmanız pek doğru olmaz, başta Borçlar, Ceza Genel gibi derslerle birlikte bu derslerin Usul ve diğer derslerde günümüzde bir çok profesör ve değerli öğretim üyesi bulunmaktadır zaten.

Bir de olmayan bir sorunun tek sorumlusu nasıl YÖK oluyor? Sizin profesörlük titrinin nasıl alındığı konusunda bir bilginiz var mı?

Çok fazla hukuk fakültesinin açılması dışında daha önceki mesajlarınızda olduğu gibi malesef bu mesajınıza da katılamıyorum. Sayın Dekanınızın sadece sizin dersinize girip ikinci şubenin dersine girmemesini nasıl yorumluyorsunuz onun da merak ettim. Ayrıca siz ikinci şubede olsaydınız aynı fikirlere sahip olur muydunuz? Yani sizin sınıfınızda derslere profesör girmeseydi gibi?