Mesajı Okuyun
Old 06-04-2008, 14:31   #4
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/8603
K. 2007/295
T. 16.1.2007
• KOOPERATİF ORTAKLIK PAYI ( Davacının Ortak Olduğunun Tespiti - Davacının Davalı Kooperatife Davalılardan Birine Ait Payı Devralmak Suretiyle Ortak Olduğu/Davalı İyi Niyetli Olarak Kabul Edilerek İstemin Tazminatla Sınırlı Olabileceğinin Kabulünün Doğru Olmadığı )
• KOOPERATİFE ORTAK OLUNDUĞUNUN TESPİTİ ( Davacının Davalı Kooperatife Davalılardan Birine Ait Payı Devralmak Suretiyle Ortak Olduğu - Davalı İyi Niyetli Olarak Kabul Edilerek İstemin Tazminatla Sınırlı Olabileceğinin Kabulünün Doğru Olmadığı )
• SÖZLEŞMEDEN DÖNME ( Kooperatifin Ana Sözleşmesinde Davacının Ortaklığa Kabulünü Engeller Nitelikte Bir Hüküm Bulunmadığı ve Kooperatifçe de Böyle Bir Savunma İleri Sürülmediği - Kooperatif Pay Devrinin Herhangi Bir Şekle Bağlı Olmadığından Tek Taraflı Olarak Dönülemeyeceği )
• DEVİR İŞLEMİ ( Davalıların Yapmış Olduğu Devir İşlemi Tarihinde Ortada Devredebilecek Bir Payının Bulunmaması Karşısında Yapılan İkinci Devrin Davalıya Bir Üstün Hak Bahşetmesinin Söz Konusu Olamayacağı - İkinci Pay Devrinin Geçersiz Sayılacağı )
1163/m.8,14
ÖZET : Dava, davacının davalılardan birine ait kooperatif ortaklık payının satın almasına karşın, devrin davalı Kooperatife bildirilmemesi üzerine, bu defa davalı diğer davalıya devri nedeniyle, sonraki devrin iptali, davacının ortak olduğunun tespiti, bu talebin yerinde görülmemesi halinde tazminat istemine ilişkindir.

Davalı Kooperatifin ana sözleşmesinde davacının ortaklığa kabulünü engeller nitelikte bir hüküm bulunmadığı ve kooperatifçe de böyle bir savunma ileri sürülmediğine, kooperatif pay devrinin herhangi bir şekle bağlı olmamasına ve ortaklığın devrinin karşılıklı taahhüdü içermesi nedeniyle tek taraflı olarak sözleşmeden dönülmesinin mümkün olmamasına göre, davalıların yapmış olduğu devir işlemi tarihinde ortada devredebilecek bir payının bulunmaması karşısında yapılan ikinci devrin davalıya bir üstün hak bahşetmesi söz konusu olamayacağından, ikinci pay devri geçersiz sayılarak, davacının davalı kooperatife davalılardan birine ait payı devralmak suretiyle ortak olduğunun kabulü gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu, davalı iyi niyetli olarak kabul edilerek istemin tazminatla sınırlı olabileceğinin kabulü doğru olmamış ve kararın açıklanan nedenle davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada Ankara Asliye 9.Ticaret Mahkemesi'nce verilen 31.12.2004 tarih ve 2002/570-2004/810 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 16.01.2007 gününde davacı avukatı Burçin Çaba ile davalılardan Necmettin Çelebi avukatı Mehmet Can Kurban gelip, diğer davalı avukatı tebligata rağmen gelmediğinden, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraf avukatları dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Ahmet Susoy tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin kendisine vekaleten hareket eden Mecdi Çevirme aracılığı ile davalı Mehmet'e ait kooperatif payını ( 90.000.000 )TL'ye şahitler huzurunda 10.03.1994 tarihinde satın aldığını, yakın tarihe kadar kooperatifin arsa alım işleriyle uğraşması ve aidat toplamaması nedeniyle, davacının bacanağı ve vekili olan Mecdi ile davalı Mehmet'in yakın arkadaş olmalarından dolayı devir sözleşmesinin kooperatife ibrazı ve devrin onaylanması yoluna gidilmediğini, bundan sonra 23.07.2002 tarihli ihtarnamenin kooperatife keşide edildiğini, ancak, kooperatifçe verilen cevapta payın 800.000.000. TL bedelle diğer davalı Necmettin'e devredildiği ve kooperatif yönetim kurulunca da bu şahsın üyeliğe kabul edildiğinin bildirildiğini, oysa, Mehmet ile Necmettin arasında yapılan devir sözleşmesinin müvekkilinin hakkını ihlal etmek kastıyla muvazaalı olarak yapıldığını, iki şahsi hakkın çatışması durumunda eski olana değer verilmesinin gerektiğini ileri sürerek, davalılardan Mehmet ile Necmettin arasındaki kooperatif hisse devir senedinin muvazaa ve sonraki tarihli şahsi hak olması nedeniyle iptaline, davalı Necmettin'in üye kaydedilmesine ilişkin kooperatif kararının iptaline, davacının ortak olduğunun tespiti ile üye olamayacağına dair kooperatif kararının iptaline, eğer bu talepler yerinde görülmezse ortaklık payının dava tarihi itibariyle değeri karşılığı olmak üzere şimdilik ( 1.00.000.000.000 ) TL'nın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı kooperatif temsilcileri, davada taraf sıfatlarının olmadığını belirtmişlerdir.

Davalı Necmettin Çelebi vekili, müvekkilinin iyi niyetli 3.kişi olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.

Davalı Mehmet Canbaz vekili, kooperatifin 2002 yılı olağan genel kurul toplantısında üyelerin aidat ödemelerin dair karar alındığını, Haziran 2002 ayı içerisinde payını devretmek için aracı Mecdi Çevirmeye müvekkilince haber verildiğini, ancak, davacının hisseyi devir olmaya ve aidatları ödemeye yanaşmaması üzerine payın

Necmettin Çelebi'ye devredildiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, dosyadaki kanıtlar ve bilirkişi raporuna nazaran, kooperatif ortaklık payının devri için sözleşme akdedilmesinin yeterli olmayıp, yanların devir için yönetim kuruluna yazılı olarak başvurmalarının gerektiği, davacının 10.03.1994 tarihinde davalı Mehmet Canbaz'ın kooperatifteki ortaklık payını satın olmasına rağmen payın adına devri için kooperatif yönetim kuruluna başvuruda bulunmadığı, davalılardan Mehmet ile

Necmettin'in sıhren akraba oldukları tartışmasız ise de, bu hususun başlı başına muvazaa iddiasının kabulüne yeterli bulunmadığı, 19.07.2002 tarihine kadar tüm ödemelerin davalı Mehmet tarafından, bu tarihten 30.09.2004 tarihine kadar ödemelerin payı devralan Necmettin tarafından yapıldığı, 10.07.2002 tarihli devir sözleşmesinde hisse değerinin ( 800.000.000 ) TL olarak düşük gösterilmesinin de tek başına muvazaa iddiasının kabulüne yeterli olamayacağı, davalı gerçek kişiler arasındaki sözleşmenin geçerli kabul edilmesinin gerekeceği, sözleşmenin tarafı Mehmet'in davacıya karşı edimini ifa etmemesi ve tek yanlı olarak sözleşmeden dönmüş olması nedeniyle davacının bu yüzden uğradığı zararı karşılamak zorunda olduğu, davacının zararının ( 5.077.000.000 ) TL. olup, 8 yılı aşkın süre ile kooperatif yönetimine 10.03.1994 tarihli sözleşmenin ifası için başvurmamakla zararın oluşumunda %30 kusurlu bulunduğu gerekçeleriyle, davalılar Necmettin ve kooperatif yönünden davanın reddine, davalı Mehmet Canbaz yönünden tazminat isteminin kısmen kabulü ile ( 3.553.900.000 ) TL.'nin dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte bu davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin tazminat talebi ile diğer istemlerinin reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

1- Dava, davacının davalılardan Mehmet Cambaz'a ait kooperatif ortaklık payının 10.03.1994 tarihinde satın almasına karşın, devrin davalı Kooperatife bildirilmemesi üzerine, bu defa davalı Mehmet tarafından diğer davalı Necmettin Çelebi'ye devri nedeniyle, sonraki devrin iptali, davacının ortak olduğunun tespiti, bu talebin yerinde görülmemesi halinde tazminat istemine ilişkindir.

Davalı Kooperatifin ana sözleşmesinde davacının ortaklığa kabulünü engeller nitelikte bir hüküm bulunmadığı ve kooperatifçe de böyle bir savunma ileri sürülmediğine, kooperatif pay devrinin herhangi bir şekle bağlı olmamasına ve ortaklığın devrinin karşılıklı taahhüdü içermesi nedeniyle tek taraflı olarak sözleşmeden dönülmesinin mümkün olmamasına göre, davalılardan Mehmet'in diğer davalı Necmettin'e yapmış olduğu devir işlemi tarihinde ortada devredebilecek bir payının bulunmaması karşısında yapılan ikinci devrin Necmettin'e bir üstün hak bahşetmesi söz konusu olamayacağından, ikinci pay devri geçersiz sayılarak, davacının davalı kooperatife davalılardan Mehmet'e ait payı devralmak suretiyle ortak olduğunun kabulü gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu, davalı Necmettin iyi niyetli olarak kabul edilerek istemin tazminatla sınırlı olabileceğinin kabulü doğru olmamış ve kararın açıklanan nedenle davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ( 2 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 500.00 YTL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 16.01.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.