Mesajı Okuyun
Old 13-01-2018, 22:32   #3
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Hakan Pekcanıtez manevi tazminatın belirsiz alacak davası olarak açılabileceğini savunmaktadır.Usul kitabında yargıtay'ın aksi görüşte olduğunu kendisi de ifade etmektedir. Yargıtay manevi tazminatta kısmi davayı da kabul etmez iken, 17.HD.aşağıdaki kararında açılan belirsiz manevi tazminat davasında ,"dava dilekçesinde belirtilen miktar yönünden davanın ; kısmi dava olarak değerlendirilerek neticelendirilmesi gerektiğine" karar vermiştir. Ancak buradan aynı vakıalar yönünden davacının ek dava açılabileceği sonucunu da çıkartamayız.Davacı bu karara dayanarak ek dava açsa dahi yargıtay'ın bunu kabul edeceğini sanmıyorum. (Av.Suat) ın ifade ettiği gibi ancak sonradan ortayan çıkan yeni vakıalara dayanılarak ayrıca manevi tazminat istenebilir diye düşünüyorum.

17. Hukuk Dairesi 2014/20174 E. , 2017/4309 K.
• m

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacılar vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 18.04.2017 Salı günü davacılar vekili Av. ... ile davalı ... Tic.A.Ş vekili Av.... ... geldiler. Diğer davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü.

-K A R A R-

Davacılar vekili, müvekkillerin murisinin kazada vefat ettğini, kazada davalı tarafın asli ve tam kusrlu olduğunu belirterek müvekkillerin manevi zararlarının tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik ayrı ayrı 50.000,00'er TL'den toplam 200.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, davanın manevi tazminat davası olup manevi tazminat bölünemeyeceğinden belirsiz alacak davası olarak açılmayacağını, davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, kazada ölen yayanın kusurlu olduğunu, manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ...vekili, manevi tazminat davasının belirsiz alacak davası şeklinde açılmasının mümkün olmadığını, müvekkil şirket ile dava dışı ... Yapı Müşavirlik Tic. A.Ş arasında 13.06.2012 tarihinde 36 ay vadeli olarak araç kiralama sözleşmesi yapıldığını, uzun süreli kiralamalarda kiracı şirketin sorumlu olması gerektiğini, kaza tarihinde araç maliki olan müvekkilin işleten sıfatının bulunmadığını, kazanın mütevveffanın ağır kusuru ile meydana geldiğini, talebin fahiş olduğunu, davanın kiracı şirkete ihbar edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. İhbar olunan ... Yapı Mim. Müh. San ve Tic. AŞ vekili, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, dosya kapsamına ve toplanan delillere göre; manevi tazminata ilişkin belirsiz alacak davası açılmasının mümkün olmadığı, davacı tarafça her bir davacı için rakam belirtilmiş olsa da bu hususun davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı gerçeğini değiştirmeyeceği gerekçesiyle davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine, karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK.’nun belirsiz alacak davasının düzenleyen 107. maddesinde” (1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. (2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme göre belirsiz alacak davasının alacak miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği ya da imkansız olduğu hallerde olanaklı olduğu anlaşılmaktadır. Başka bir deyişle,manevi tazminatın belirsiz alacak davası olarak açılması mümkün değildir. Ancak hukuki nitelendirme hakime aittir. Somut olaya baktığımızda, her ne kadar davacı taraf manevi tazminat talebini belirsiz alacak davası olarak açmış ise de dava dilekçesinde her bir davacı için talep edilen manevi tazminat olarak bir miktar belirtilmiş olup, dava edilen bu miktarlar yönünden dava; kısmi dava olarak değerlendirilerek neticelendirilmesi gerekirken, yazılı şekilde hatalı değerlendirme ile davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.480,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacılara verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 20/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.