Mesajı Okuyun
Old 20-03-2018, 11:21   #2
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Burada 17. Dairenin gerekçesi biraz eksik kalmış. Kararın aslında davacının talebi ....manevi tazminatın şimdilik ....TL'sinin tahsiline şeklinde. Aslında bu dava bu şekildeki taleple tahsil amaçlı belirsiz alacak davası değil. Kısmi eda külli tespit davası olarak kabul edilen dava türü. 17. Daire bu dava türünden bahsetmeyerek kısmi dava diye kestirip atmış. Bozmaya uyan mahkeme ne yapacak? Kısmi olarak gördüğü taleplerden daha fazla manevi tazminata hükmedecek olsa bile taleple bağlı kalarak hüküm verecek. Ya da kısmi taleplerden de azına hükmederek fazlayı reddedecek. Alacağın tespiti talebini ise "manevi tazminatın kısmi eda davasına konu olamayacak bir talep olduğu" gerekçesi ile reddedecek. (?) 107/3) Davacı manevi tazminatın bölünmezliği kuralına ek dava açacaksa orada takılacak. Yani dava konusu manevi tazminat olduğu için Yargıtay kısmi dava olarak gör derken aslında tam eda davası olarak gör neticesini doğurmuş oluyor. Davacı için davanın usulden reddi mi iyi yoksa bu şekilde kısmi olarak kabulü mü daha iyi tartışılır. Zamanaşımı sorunu yoksa ki (uzamış ceza zamanaşımı uygulanır) usulden red davacı için daha iyi olabilir.

Sonuç olarak iki ayrı dairenin incelediği farklı davalar (tahsil amaçlı belirsiz alacak/kısmi eda külli tespit) olduğundan çelişki var diyemeyiz.

Sizin davanızda ise tespit talebi ile ilgili ne hüküm verildi? Dava belirsiz alacak olarak mı kabul edildi? Kabul edildi ise buna rağmen nasıl böyle karar verildi? Açık olmadığı için 17. dairenin mantığı ile sonuca gidildiğini düşündürüyor.