Mesajı Okuyun
Old 24-02-2009, 00:29   #6
arbitrator

 
Varsayılan

Gelelim Yargıç kelimesine...

Eski Türkler'de insanların arasındaki uyuşmazlıkları çözenlere "Yargucu" dendiği biliniyor.

İsmet Sungurbey de (tahkimde) hakem yerine "Yargıcı" kelimesini kullanıyor.

Yargıç ilk bakışta "yargılama yapan" demek.
Hâkim ise "hüküm veren" ve "egemen" anlamlarında...

Türk hukuk sisteminde yargıç, yargılama yapmaktan daha fazlasını yapıyor. Eğer Amerikan filmlerinde yargılamanın jüri huzurunda yapıldığı mahkemelere bakarsak, sanığın suçlu olup olmadığına jürinin karar verdiği, orada tek başına oturan siyah cübbeli adamın cezayı tayin ettiği hallerde "yargıç" kelimesini kullanabiliriz, belki.
Ama Türk hâkimi duruşma salonunun "âmiri" durumunda.
Salona egemen.
Sadece yargılama yapmıyor, duruşmayı idare de ediyor.
Hatta bazı hallerde (HUMK.m.76 ve CMK.) sizin ileri sürmediğiniz hususları bile dikkate alıyor; yani "konuya, duruma hâkim".
Mesela bir çok temyiz dilekçesine meslektaşların "re'sen" yazdığını görüyoruz. Bu ne demek? "Sen hâkimsin, benim görmediklerime de bakıver!"
Bu bakımdan Türk hukuk sisteminde "yargıç" kelimesinin kullanılması, bence statüyü tam anlamıyla karşılamıyor; eksik kalıyor.

Bir de mizah boyutu var tabii işin. İç Anadolu'da "gıç" diye ayağa diyorlar. E malum "yar" da sevgili demek.
Siz yargıç deyince bir çokları "sevgili ayak" algılıyor.
Konya yöresinde "gırk gıçım tutmuyor" (kırk ayağım tutmuyor: yorgunum, halsizim, hastayım) diye bir kullanım vardır.
ayağı kırık, ne kendine ne sahibine faydası olmayan, kurbanlığa bile elverişli bulunmayan hayvanlara "gıçı kırık" derler.
Yani sizin o işe yaramaz, yarım yamalak, eksik anlamında bildiğiniz "kıçı kırık"ın aslı bu.

Saygılarımla.