Mesajı Okuyun
Old 01-09-2007, 13:06   #8
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan sıra cetveline itiraz davası ve ispat yükü

Aşağıda belirtilen gerekçelerle, ilk veya sonraki haciz tarihinin ispat yükünü etkilemeyeceği kanısındayım. Sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü davalıdadır. Buna ilişkin bir kararı aşağıya ekliyorum.

Hadisede bu kuraldan ayrılmak için herhangi bir sebebin olmadığını düşünüyorum. Sıra cetvelinde müvekkilinize pay ayrılmayacağı varsayımında, itiraz davasını sizin açmanız gerektiğine göre ispat yükü, genel kural uyarınca karşı taraf davalıya düşecektir.

Tersini düşünecek olursak, yani sıra cetvelinde 1.sıra müvekkilinize verilecek olursa, bu durumda, 2. sıradaki alacaklının açacağı davada ise ispat yükünün davalı sıfatıyla müvekkilinizde olması gerekir.

Ancak, bu ihtimal, yani 1.sırada müvekkilinizin bulunması ihtimali neredeyse yoktur. Aksi takdirde, farklı borçlulara ait olduğunu bilerek mahcuzların satışına devam eden icra dairesi, kendi işlemi ile çelişkiye düşmüş olacaktır.

Kanımca, olaydaki hacizler arasında sıra ve öncelik ilişkisi de yoktur. Zira olayda borçlular farklıdır. Ancak, İcra Dairesi'nin ortaya çıkan probleme çözüm yolunu açması bakımından sıra cetvelini düzenlemesi gerekir. Müşterek veya elbirliği mülkiyeti sözkonusu değilse, bir malın tek bir maliki olacağına göre, daha önce eklediğim içtihatta belirtildiği gibi, konu sıra cetveline itiraz davası içinde, istihkak kuralları tatbik edilerek çözülecektir.

Saygılarımla.

T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi

Esas : 2003/3924
Karar : 2003/10379
Tarih : 23.10.2003

ÖZET : Sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü davalı alacaklıdadır. Bono başka delillerle doğrulanmadığı sürece, alacağın varlığı için tek başına yeterli delil niteliğinde değildir.

(2004 sayılı İİK. m. 268)

KARAR METNİ :

Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı sebeplerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içerisinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

Davacı vekili, borçluya ilişkin aracın satışından sonra düzenlenen 27.9.2001 günlü sıra cetvelinin kanuna aykırı bulunduğunu, sıra cetvelinde pay ayrılan 2000/859 s. dosyadaki alacağın muvazaalı olduğunu, ihalenin kesinleşmediğini, bu sebeple sıra cetveli düzenlenemeyeceğini, müvekkili şirketin ihtiyati haczinin İİK.nun 268. maddesi uyarınca ilk hacze iştirak ettirilmesi gerektiğini ileri sürerek sıra cetvelinin iptal edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, ihalenin feshinin süresinde istenmemesi sebebiyle ihalenin kesinleştiğini, İİK.nun 268. maddesine göre iştirakin mümkün olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre davacının ihtiyati haczinden önce davalının haciz uygulaması sebebiyle iştirakin mümkün olmadığı, ihalenin kesinleştiği davalının takibinin bonoya dayandığı, takibin ve alacağın muvazaalı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Davacı sıra cetvelinde pay ayrılan davalının alacağının muvazaalı olduğunu, bu sebeple pay ayrılmaması gerektiğini, davacıya verilen sıranın İİK.nun 268. maddesine uygun olmadığını ileri sürerek sıra cetveline itiraz etmiştir.

Sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü davalı alacaklıdadır. Davalı alacaklının takip borçlusundan alacaklı olduğunu usulüne uygun delillerle kanıtlaması gerekir. Bono başka delillerle doğrulanmadığı sürece alacağın varlığı için tek başına yeterli bir delil niteliğinde değildir. Taraflardan bu yönde delilleri sorulup, toplanan deliller değerlendirilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönlerin gözetilmemesi isabetsiz olup, hükmün bozulması gerekmiştir.

Sonuç : Yukarda açıklanan sebeplerle hükmün (BOZULMASINA),
peşin harcın istem halinde iadesine 23.10.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak : YKD Mayıs 2004 Sayfa: 745