Mesajı Okuyun
Old 08-08-2007, 09:49   #9
calikusu_kamuran

 
Acil

Alıntı:
Yazan cemaydın
Bence önemli olan başkalarının bizi nasıl algıladığı yada algılayacağı değil önemli olan bizim ne istediğimiz ve bu istekler doğrultusunda hareket edip etmememiz. Diğer türlü aslında orada olmadığımız, içinde olmadığımız bir hayatı yaşayacağız kısaca bir "yalanı".

Önemli olan doğru davranmak değil önemli olan nasıl davranmak istediğin dolayısı ile diğer kişiler beni nasıl algılarsa algılasın mühim değil.

"Ya olduğun gibi görün; ya göründüğün gibi ol." sözü ile "Söylediğin, ancak karşındakinin anlayabileceği kadardır" sözü arasında bu bağlamda bir çelişki yok bence.

Bir gün bir ormanda kurt sesleri uluması altında, ve diğer yırtıcıların farklı duyurumları altında ilerleyiniz, kimbilir belki böyle bir durum yaşamışsınızdır, o ortamdan giderken ey canlılar ben sizleri yemeyeceğim-size karşı tüm niyetlerim iyi içimde size karşı duygularım ne ise dışa gösterdiğim de odur, deyiniz. Bunu dış alemdeki bu varlıklara anlatabilecek misiniz ve onların Siz" i algılamasını o anda ne kadar isterdiniz bir bilseniz. Bir kavga esnasında bile insanlar içlerinde o durumu hiç istemedikleri halde dışa bu isteklerini yansıtamadıkları ve hatta yansıtsalar bile anlaşılmadıkları için ne derece vahim sonuçlar doğduğunu herkes bilir. Şimdi soruyorum, dış dünyanın bizi algılamaması bu kadar önemsiz midir Siz" ce?

Beni çok iyi tanıyan ve asla ona karşı kötü niyetli olmayacağımı görmüş bir insana çıksam iyi bir küfür etsem bile inanın hayır calikusu_kamuran bu cümlenin ortak karşılığı ile hitap etmiyor bana diye düşünecektir ve ilk aklına gelen asla kötü karşılık olmayacaktır, yani burada dış dünya tarafından ne olarak algılandığınız çok önemlidir, önemsiz olduğunu zannetmiyorum. Geçmişte ve bugün barışık davranışlar sergiliyor isek inanın bunların her biri yarınki günlere yatırımlardır ve birgün abes davranır isek, bu asla beklenilmez bir davraşıtır X ten deyip acaba ne derdi var da böyle davanıyor diyebilmemizi sağlayan durumlardır bunlar. Kısaca her insanın bir İSTİKRARI vardır, o istikrarın dışına çıkıldığı anda olumsuz/ters giden bir şeyler var dedirtir artık bu durum bize.

Esas konuya gelince, insan olgunlaştıkça dış dünyaya göre şekillendirmektedir kendini, örneğin bir toplum üyelerinden yardım görmek istiyor iseniz, ne şekilde davranmalıyım ki bu insanlardan şu sonucu elde edeyim diye düşünürsünüz, çocuk bile öyledir, ağlayınca istediği sonucu elde etmişse artık hep ağlar... Bu anlamda insan hayatı boyunca savunma/korunma olarak algılanan en iyi davranışı yine içinde bulunduğu ortamın kendisinden öğrenmektedir. Bize nasıl davranmamız gerektiğini dış alem öğretir ama eğer biz ondan üstün/güçlü isek biz ona öğretiriz. İnsan her daim yargılar, bir sonucu hangi davranışla elde ettiğini ve her seferinde herkese veya aynı kişiye karşı aynı sonucu aynı davranış ile alabilir miyim diye daima yargılar. Hepimiz biliriz, eğer makam sahibi bir kişi sinirli ise en iyisi ben kafası iyi bir zamanda geleyim de şu belgemi imzalatayım demişizdir, işte burda bile dış aleme göre şekillenmişizdir. Yok eğer makam güç sahibi Siz olsanız burda ise dış alem Size göre şekillenmiş oluyor, çünkü insan DETERMİNANTLARI arayış içindedir sürekli.

SAYGILARIMLA