Mesajı Okuyun
Old 14-04-2009, 09:33   #8
Av.Özlem PEKSÜSLÜ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan justicewarior
Sayın Hilallal,
Kararlarınız için teşekkür ederim ama, 13.H.D 2 nin kararları devlete ait olan taşınmazlarla ilgili yani benim istediğim kararlara uymuyor bana Yargıtay 6. H.D nin yada Yargıtay 12. H.D kararları lazım.13.H.D nin kararları benim olayıma uymuyor.Yinede ilginiz için Çok teşekkür ederim . Dediğim gibi Yargıtay 6. H.D nin yada Yargıtay 12. H.D kararlarını eklerseniz çok memnun olurum.

Saygılar...İyi çalışmlar...

T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
Esas: 2008/5127
Karar: 2008/6632
Tarih: 27.05.2008
ÖZET: Kira sözleşmesi kurulurken arsa niteliğinde olan taşınmazla ilgili olarak sözleşme düzenlendikten sonra kiracıya açıkça tanınmış bir yetki olmaksızın taşınmaz üzerine bina yapılmış olması kiralananın sözleşmedeki niteliğini değiştirmez. Bu gibi hallerde uyuşmazlığın Borçlar Yasası hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir.
(818 sayılı BK. m. 263)
KARAR METNİ:
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davacı tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki tüm kağıtlar okunarak gereği görüşülüp düşünüldü.
Uyuşmazlık feshi ihbar sebebiyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalının 05.09.1999 başlangıç günlü ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi ile kiracı olduğu boş arsanın feshi ihbar sebebiyle tahliyesini istemiştir. Davalı kiralananın 6570 s. Kanun kapsamında olup Borçlar Kanunu'na tabi bulunmadığını, davanın reddini savunmuştur.
Taraflar arasında 05.09.1999 başlangıç günlü ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinde kiralananın boş arsa durumunda olduğu, kömür satış ve inşaat malzemeleri işi için kullanılacağı yazılıdır. Kira sözleşmesinin özel şartlar bölümünün 1. maddesinde ise, kiracının kiralamış olduğu arsanın içerisindeki barınma yerini çıkarken söküp götüreceği kararlaştırılmıştır. Kira sözleşmesinde belirtilen bu niteliklerinden ve sözleşme anındaki durumundan kiralananın Borçlar Kanunu'nun adi kiraya ait hükümlerine tabi olduğu anlaşılmaktadır. Davalının Belediye İmar Müdürlüğü'ne verdiği 19.04.2004 günlü dilekçesinde de yeri boş arsa olarak kiraladığı, üzerine iki katlı bir yer ve çevre düzenlemesi yaptırıp işlettiğini belirttiği görülmektedir. Taşınmaz başında yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporu ile davacı adına kayıtlı 128 m2 alanlı 9 parsel sayılı, halen çay bahçesi olarak kullanılan taşınmaz üzerinde 10,33 m2 alanlı alüminyum doğrama yazıhane ile 50.85 m2 oturum alanlı giriş ve birinci kattan ibaret taşınabilir niteliği bulunmayan bir bina bulunduğu tesbit edilmiş ise de, Dairemizin kararlılıkla devam eden ve sapma göstermeyen uygulamasına göre, kira sözleşmesi düzenlendikten sonra kiracının kendisine tanınmış açık bir yetki olmaksızın taşınmaz üzerine sökülüp götürülmesi mümkün bulunmayan örtülü nitelikte yapı yapmış olması kiralananın sözleşmedeki niteliğini değiştirmez. Örtülü yapıya rağmen sözleşmeye konu taşınmaz Borçlar Kanunu'nun adi kiraya ait hükümlerine tabi olmaya devam eder. İlk kira ilişkisi kurulduktan ve kiracı tarafından kiralananda musakkaf nitelikte bina inşa edildikten sonra taraflar arasında akdi ilişkinin yenilenmesi halinde ancak kiralananın niteliğinin değiştiğinden bahsedilebilir ki bu durum olayımızda gerçekleşmemiştir. Örtülü nitelikteki yapıların yapımına ait kiracıya yetki tanınmadığına, 05.09.1999 başlangıç günlü kira sözleşmesinin yazılı olarak yenilenmesi suretiyle yapılan binalara davacı tarafından onay verilmediğine göre, kiralananın Borçlar Kanunu'nun adi kiraya ait hükümlerine tabi olduğunun kabulü zorunludur. Kaldı ki, 128 m2 alanlı taşınmaz üzerinde bulunan yapıların toplam yüzölçümleri itibariyle taşınmazın üstün niteliğinin örtüsüz olduğu, bu hali ile de taşınmazın 6570 s. Yasa'ya tabi bulunmadığı kuşkusuzdur. Açıklanan maddi ve hukuki olgular karşısında uyuşmazlığın Borçlar Kanunu'nun hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. Taraflar arasındaki 05.09.1999 başlangıç günlü ve bir yıl süreli kira sözleşmesi Borçlar Kanunu'nun 263. maddesi gereğince bir yılın sonunda 05.09.2000 gününde süresiz hale dönüşmüş olup, davacı tarafından davalıya gönderilen 11.05.2006 keşide ve 30.05.2006 tebliğ edilen feshi ihbar altı aylık dönem sonu olan 05.09.2006 gününden üç ay öncesini kapsadığından 14.09.2006 gününde açılan dava süresindedir. Dava süresinde açıldığına göre başka bir sebep aranmaksızın akdin feshiyle kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
Hüküm bu sebeple bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarda açıklanan sebeplerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün (BOZULMASINA), istem halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 27.05.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kaynak: YKD Ağustos-2008 Sf : 1518
[Copyright © Ced Dağıtım Medya Yazılım - Corpus Mevzuat ve İçtihat Programı]