Mesajı Okuyun
Old 30-09-2020, 12:08   #4
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Kamulaştırma K.Ek m.1 hükmüne göre idarenin eylemi hukuki el atma olarak nitelendirilebilmesi için , "tapu malikinin taşınmaz üzerindeki tasarruf hakkının ,taşınmazın uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılması suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde kısıtlanması" gerekir. Hukuki el atmada tapu kaydı mülk sahibi üzerinde kalmakta taşınmazın sadece uygulama imar planlarındaki tahsisi nedeni ile mülk sahibinin mülkiyet ve tasarruf hakları kısıtlanmaktadır. Oysa somut olayda taşınmazın sadece imar planlarında kamuya tahsisi ile yetinilmemiş, taşınmaz idare adına tapuda tescil (yol olarak terkin) edilerek ,tescil sureti ile mülkiyet ve tasarruf hakkı elinden alınmış fiili ve hukuki hakimiyet tescil yolu ile idareye geçmiştir. Başkasının (idare) adına kayıtlı taşınmazı kullanmanın herhangi bir geçerliliği bulunmamaktadır. Bu yönden iddia doğrulanırsa, bana göre ortada hukuki el koyma değil "fiili el koyma" durumu söz konusu olmaktadır.

Tapulu taşınmazın idare adına geçmesi, Kamulaştırma K.8 md.göre rızaen ferağ verilmesi sureti ile olabileceği gibi,10 m.göre açılacak bedel tayini ve tescil davası sonucu mahkemenin vereceği tescil (terkin) kararı ile gerçekleşebilir. 25.md.göre "mülkiyetin idareye geçmesi mahkemece verilecek tescil kararı ile olur" Bir de, önceki cevabımda belirttiğim gibi imar k.18.m.göre yapılan parselasyona ait yasal işlemler sonucu mülkiyet idareye geçebilir. Bunun dışında hukuk devletinde kişinin malının tapudan yol olarak terkini imkanı bulunmamaktadır. Onun için yapılan terkin işleminin hukuki dayanağının tapudan, Kadastro Müdürlüğünden, Karayolları ve Belediyeden araştırılması bence uygun olur.

Ortada eğer yasal dayanağı bulunmayan yada yanlışlıkla yapılan bir tescil varsa, bu durum "yolsuz tescil" teşkil eder .Bu durumda, mülk sahibi yönünden idare aleyhine adli yargıda yolsuz tescilin iptali ile taşınmazın adına tescili davası açabileceği gibi, mülkiyetin idare üzerinde kalmasına razı olarak "kamulaştırmasız el atma " ilkelerine göre yine adli yargıda bedel davası açılabileceğini düşünüyorum.