Mesajı Okuyun
Old 23-08-2006, 14:29   #9
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
Sayın sibelniko

Binada çalışanların aranması bence binada çalışanların kendi esenlikleri açısından gereklidir. Eğer binada çalışanlar aranmazsa, binaya silah, patlayıcı madde sokmak isteyen kötü niyetli kişiler bunları içeri sokmaları için binada çalışanları tehdit ederek suça sürükleyeceklerdir. Halbuki çalışanların da aranmaları bu yolun önünü keserek çalışanların kötü niyetli kişilere karşı huzurunu sağlar.

Bu nedenle cezaevleri girişlerinde avukatların da aranmaları; hatta Cezaevi Savcısı'nın da aranması gerektiğini düşünüyorum.

Saygılarımla

Ben Sayın mslmklvz'un yazdıklarına aynen katılıyorum.

Sayın Konyalı, cezaevi savcısının, müdürünün aranmayacağını siz de biliyorsunuz. Peki hakim ve savcılar aranmaz iken neden avukatlar aranmaktadır. Hani sacayağının bir ayağı biz diğer ayakları onlardı...Bizim mesleğimizde de tuhaf (başka nasıl ifade edilir bilemiyorum) insanlar olabileceği gibi, hakim ve savcılık mesleğinde da olabilir. Bizden bir üst sınıfta Ringo lakaplı birisi vardı.(Belki Sitenin kıdemli avukatları duymuştur)Bir olayını anlatayım. Bir gün bu zat çamaşırlarını yıkamış, kedi de kirletmiş...Kediyi kulaklarından ipe asmış...Böyle bir çok olayı var...Bu şahıs ilk görev yerine gittiğinde Sulh Ceza yargıçlığı yapmış...Basit bir suçdan dolayı idam cezasına hükmetmiş. (Aynı yerde görev yapan Savcı arkadaşım anlatmıştı). Halen yargıçlık yaptığını biliyorum.

Sayın Konyalı, siz kurum avukatısınız. En azından son düzenlemelerden sonra cezaevine gittiğinizi sanmıyorum. Gerçekten onur kırıcı...Arama cihazları çok hassas olduğu için en küçük madeni eşyaya ötmektedir. Cihazdan defalarca geçmek zorunda kalmaktasınız. Ayakkabılarınızı çıkarmak zorundasınız. Leş gibi terlikleri giymek zorundasınız.(Ben giyemiyorum)

Yıllar önce bu uygulamalar yeni başladığında, hazırlıksız(!) gelen bayan meslektaşımız, cihazdan defalarca geçmesine rağmen (görünürdeki tüm metal eşyaları da bırakmasına rağmen) cihaz susmuyordu. Görevlilerden birisi "avukat hanım sütyeninizin kopçası ötüyor galiba" dedi...Meslektaşımızı bir odaya soktular ve bayan görevliler aradı...Meslektaşımın yüzündeki ifadeyi tarif edemem...

Yine yakın zamanda bir cezaevinde geçen bir olay: Ben binbir badireden sonra ikinci arama noktasından da geçmiştim. Bir bayan meslektaş geldi...Yine aynı durum...Cihazı bir kaç kez tavaf etmesine rağmen susmadı..."Birinci arama noktasından geçtim, bırakın geçeyim" dedi...Jandarma klasik "yassah" cevabını verdi. Meslektaşımız yeni kuaförden çıkmış, saçlarına fön çektirmiş...En sonunda kızarak "kardeşim akşama arkadışımın düğün var, kuaförden çıktım başımdaki toka ötüyordur" dedi...Yine bayan görevliler, yine bir odaya giriş..

Düşünebiliyor musunuz...Ben resmen aşağılandığımı hissediyorum.(Bırakın mesleki onuru). Bu yüzden tutuklu iş almamaya çalışıyorum. Müvekkille yarım saat görüşebilmek için saatlerce arama noktalarından geçiş, sonra sıranızı beklemek, inanılmaz yıpratıcı...Bizi potansiyel suçlu olarak görmektedirler.

Peki bütün bu önlemlere karşın cezaevlerine silah, uyuşturucu, cep telefonu sokulmuyor mu? Tabii ki sokuluyor. Ama bedeli artmış oluyor. Kim sokmaktadır bunları...Avukatlar mı?

Ne kadar önlem alırsanız alın, cezaevindekiler yaratıcıdır. Cezaevine buzdolabı sokulur mu? Şaka gibi...Parça parça onu da sokmuşlardı...

Kısaca, bu önlemlerin niçin kime karşı alındığı;kötüye kullanılıp kullanılmayacağı; sorunu çözüp çözmediği sorgulanmalıdır.

Saygılarımla