Mesajı Okuyun
Old 21-01-2009, 15:20   #4
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Aradığım karar bir ihtiyati tedbir kararına dayanak yapılmış. Dün bir müvekkil faksladı. Tedbir kararı inanılmaz. Bahsettiğim karar şu şekilde yer almaktadır:

Alıntı:
Yargıtay 11 HD'nin 1986/997 E. 1986/1849 K. ve 01.04.1986 tarihli,

"menfi tespit davasında takibin durmasını ihtiyati tedbir yoluyla durdurmak ya da tekipten sonra icra veznesine yatırılan paranın ödenmemesi yolunda karar verilmesini sağlamak için gerekli teminatı yatırması şart ise de, ihtiyati haciz dosyasında borçlunun mallarının haczedildiği anlaşılmış olup, şayet haczedilen mallar alacağı karşılayacak miktarda ise ayrıca davacıdan teminat istemeye gerek bulunmamaktadır."

kararı karşısında....takip dosyasında davacıya ait.... tarlanın üzerine haciz konulduğu ve sözkonusu taşınmazın değerinin 645.000 YTL belirlenmesi karşısında, haczedilen taşınmazın değeri alacağı karşılayacak miktarda olduğundan, davacıdan teminat alınmasına yer olmadığına,

Takip alacağı, kararın verildiği tarihte 340.000 TL'ye baliğ olmuştur. İlk bakışta ne var bunda diyenler olabilir. Yani, İİK. 72/3' göre icra veznesine alacak yatırılmışsa sorun yok diyenler olabilir. Ama icra veznesine yatan para yok. Kararın ilk sayfasındaki gerekçeyi buyurun:

Alıntı:
Her ne kadar İİK'nun 72/3 maddesinde ihtiyati tedbir kararı ile icra veznesindeki pararnın alacaklıya verilmemesi istenebileceği belirtilmiş ise de, T.C. Yargıtay 12 HD.nin E.2000/7146, K.2000/8041, 16.05.2000 Tarihli

"Şikayetçinin taraf olduğu İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesini 12.1.2000 tarihli tedbir kararında "İİK.72/3. fıkra, 2. cümlesi uyarınca icra veznesine girecek paranın taraflar arasında geçerli olmak üzere dava sonuna kadar alacaklıya"ödenmemesine" şeklinde tedbir kararı verildiği görülmüştür. Ticaret mahkemesinin tedbir kararında yazılı alacağın takip masrafları ile birlikte icra veznesine nakit para veya her an paraya çevrilebilecek muteber kesin banka teminat mektubunun verilmesi ve teminatın da mahkeme veznesine yatırılması halinde borçlunun malları haczedilemez. Haciz edilmiş ise talep üzerine haciz kalkar. İcra müdürlüğünce anılan İİK. 72/3. maddesindeki para tabirine dar yorum getirilerek takibe devamla haciz ilamı uygulaması yerinde değildir. Mercice şikayetin kabulüne karar vermek gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi isabetsizdir."

kararı karşısında, anılan İİK 72/3. maddesindeki para tabirine geniş yorum getirilerek, talep halinde hacizli mallar paraya çevrilmeden de ihtiyati tedbir kararı verilebileceği gözönünde bulundurularak davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kabulüne. ....sayılı TAKİBİN DURDURULMASINA

Alacak aslı 260.000 TL, tedbir sırasında dosya borcu 340.000 TL olmuştur. Buna göre icra veznesinz girmesi gereken para 340.000 TL, alınması gereken teminat miktarı (Asıl alacağa göre hesaplanacaksa)en az 108 Tl olmalı; yani toplam (en az)448.000 TL para veya teminat mektubu olmalıdır.

Taşınmazın değeri 645.000 TL olup, takyidata göre bir bankanın 2006 tarihli ve %50 faizli, 250.000 TL.lik ipoteği bulunduğu gibi, müvekkilden önce 6 haciz daha bulunmaktadır. Bu alacakların toplamı da 365.000 TL sı olup(Takip çıkışları), vergi dairesinin haczinde ise rakam bulunmamaktadır.

Yani dosyadaki verilere göre, taşınmaz muhammen bedele satılsa bile, müvekkile muhtemelen hiç para gelmeyecektir. Buna rağmen, takip teminatsız olarak durdurulmuştur.

Kaldı ki, karara dayanak yapılan Yargıtay ilamında, " para yerine her an paraya çevrilecek muteber kesin banka teminat mektubunun" geçerli olacağı belirlenmiştir. Bu kararı, mahcuz da teminat olarak kabul edilir, şeklinde yorumlamak, hukuku zorlamanın ötesinde bir yorumdur.

Bana ilginç gelen diğer bir husus, mahkeme küçük bir ilimizin küçük bir ilçesinde bulunmaktadır. Hakim karar verirken, Yargıtay kararlarına atıfta bulunmuştur(Kararlar dosyada yoktur). Büyük illerde bile hakimler tedbir kararlarını verirken, içtihat aramazken bu hakim gerek duymuştur. Ancak öyle bir karardan bahsetmiş ki(Üstelik çok orijinal olmasına rağmen) içtihat programları satan şirketlerde dahi yoktur.

Saim Bey, şaşırdığınız kadar varmış, değil mi?