Mesajı Okuyun
Old 23-07-2006, 15:32   #2
ibreti

 
Varsayılan

1.İhtimal:
Yollar devletin hüküm ve tasarrufu altında olmakla birlikte, yollardan istifade edenler de (biz yurttaşlar) yollara yapılacak müdahalelerin önlenmesini isteyebiliriz. Hazinenin aktif husumet ehliyeti olmakla birlikte bu durum buradan istifade eden yurttaşın aktif husumet ehliyetini önleyici, ortadan kaldırıcı mahiyette değildir.
Bu hale göre mahkeme her iki davayı usulden (aktif husumet ehliyeti yokluğundan) reddemez.

2.İhtimal;
Korunan değer TAPU SİCİLİNE GÜVEN değil, tapu sicilinine İYİ NİYETLE güven ilkesidir. Dolayısı ile burada tapu siciline güven taşınmazın çaplı krokisine güveni gerektirdiği kadar m2 olarak alana ilişkin tespite de güveni kapsar. taşınmazın çaplı krokisi alanı birbiri ile çelişik (ki yol yok farzedildiği zaman tescil edilen alandan daha fazla bir alana ulaşıldığı yazılmış) sonuç vermektedir. Bu halde sadece çapa dayanrak iyiniyet iddiasında bulunmak mükmkün değildir.
Hayatın olağan akışı içinde yolların başlangıç ve bitimi sadece tek parsel ile sınırlı değildir. Komşu parsellerden de geçiş vardır. Kanaatimce komşu parsel tutanakları da orada yol olup olmadığı, taşınmazın tespite esas krokisinde maddi bir hata yapılıp yapılmadığı hususunda fikir verecektir. Komşu parsel tutanakları, tutanak bilirkişileri ve mahalli bilirkişiler ile kadim yol olup olmadığı tespit edilebilir.

3.İhtimal;
Yollar ve ulaşım hizmeti niteliği itibari ile aynı zamanda İDARİ HİZMET niteliğindedir. Oradan geçen yolun açık bulundurulmaması ve müdahalelerin önlenmemesi idarenin hizmet kusuru kapsamındadır. Bu yönü ile idareye davanın ihbarı aslında hizmet kusurunun da ihbarıdır.
Esasen orada kadim yol olduğu sabit ise idarenin dava ile uğraşmasına dahi gerek yoktur. 3091 sayılı yasa KAMU ALANLARINA MÜDAHALEDE süre aramamaktadır. İdare geçen zamana bakmaksızın KADİM YOLA MÜDAHALEYİ men edebilir.

İlk fırsatta görüşümü doğruyayan içtihatları da eklemeye çalışacağım..

Saygılarımla...