Mesajı Okuyun
Old 26-12-2011, 13:54   #315
janveljan

 
Dikkat Dimyat’a “belirsiz alacak’a” giderken evdeki “kısmi dava”dan olmak

Değerli meslektaşlarım, bildiğiniz üzere eski HUMK. da düzenlenmediği halde ihtiyaçların dayatmasıyla uygulamada ortaya çıkan kısmi dava başta iş davalarında olmak üzere yoğun olarak uygulanmaktaydı. Hatta nerdeyse bütün iş davaları kısmi dava şeklinde açılıyordu.


Yüce meclisimizin çoğunluğunu hukukçuların oluşturduğu değerli üyeleri geçtiğimiz 1 Ekim de yürürlüğe giren yeni HMK. da kısmi davayı düzenledikleri gibi bunun yanında belirsiz alacak davası namıyla maruf bir dava çeşidi dahi ihdas ettiler.


Belirsiz alacak davasını incelediğimde eski kısmi davanın zamanaşımı,temerrüt faizi,ıslah gibi defolarından arındırılmış bir dava olduğunu , kısmi davanın upgrade edilmiş ihtiyaçlara cevap veren bir versiyonu olduğunu gördüm.Ne yalan söyleyeyim görür görmez kanım kaynadı.

Bir işçinin davasını açarken alacağının miktarını tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceğini düşündüğüm için de bu dava türünün en çok iş davalarında uygulanabileceğini düşündüm.


Ancak benim gibi düşünmeyen pek çok meslektaşım olabileceği gerçeği de orta yerde duruyor tabi.
Nitekim bazı akademisyenler ve hukukçularda dava açarken bir işçinin alacağını kesin olarak bilmesini kendisinden beklenebileceğini düşündüklerinden bu dava türünün işçi alacakları davalarında uygulanamayacağı yorumunda bulundular.


Yargılama safahatının sonunda bütün deliller dosyaya girdikten sonra bile hâkimden alacağı kesin olarak belirlemesini bekleyemediğimiz için işin uzmanından bilirkişi raporu almadan hiçbir iş davası sonuçlanmazken bunu bir işçiden hem de davanın başında bekleyebiliyor olmamız, ortalama bir Türk işçisinin usul ve iş hukuku konularında ulaştığı fevkalede seviyeyi göstermesi açısından göz yaşartıcı bence.


Ancak sonunda bu bir yorum meselesi ve son sözü uygulamada hâkimler ve Yargıtay söyleyecek. Uygulama iş davaları ve benzer bazı davalarda belirsiz alacak davasının uygulanıp uygulanamayacağını belirleyecek.Yerel mahkemelerin ve Yargıtay’ın 107. Madde deki şartları yorumlarken hak arama özgürlüğü ve etkin hukuki koruma kavramlarına yüklediği anlamlar sonuçta etkili olacak.


Öte yandan eskiden beri fiilen var olan ve iş davalarında uygulanması olağan hale gelen kısmi dava türü de yeni Usul Kanunu’nun 109. Maddesinde yerini aldı. Bu maddenin 2. fıkrasında alacak miktarının taraflar arasında tartışmasız ya da açıkça belirli olması durumunda kısmi davanın açılamayacağı düzenlendi.


Önümde açmam gereken bir iş davası var. 11 yıllık kıdeme sahip bir işçi ve sigortasını geç başlatan, işe girdi çıktı gösteren, çifte kayıt tutup ücreti asgari ücret üzerinden gösteren (bir Türkiye klasiği),fazla çalışma ücretlerini usulüne uygun olarak hesaplayıp ödemeyen bir işveren var. Sizce bu olayda işçi alacakları taraflar arsında tartışmasız yada açıkça belirlimidir.
Sonuçta bu da bir yorum meselesi.


Bu konuların tartışıldığı bir foruma bir meslektaşımızın başından geçen yeni tarihli bir olayı anlatmış ;

Alıntı:
Meslektaşlarıma şöyle bir sorum olacak. Yasa yürürlülüğe girmeden önce açtığım işçi alacaklarına dair alacak davasının ilk duruşması yasanın yürürlülüğe girdiği tarihten sonra yapıldı. Hakim ara kararda aynen şunları yazdırdı.
"davacıya dava açarken kısmi bildirmiş olduğu alacaklarla ilgili olarak toplam talep ettiği miktarları ayrı ayrı hesaplayıp bildirmesi, davasını somutlaştırması için iki haftalık süre verilmesine"

ben buradan hiç bir anlam çıkaramadım. Yardımcı olur musunuz?

Anladığım kadarıyla hâkim işçi alacaklarına dair önüne gelen uyuşmazlıkta Yeni HMK. 109. Madde de düzenlenen kısmi davanın uygulanamayacağını yorumlamış.Uygulama bu şekilde gelişirse artık işçi alacaklarında kısmi dava açamayacağız.

Yorum yoluyla belirsiz dava açılması da engellenirse kelimenin tam anlamıyla dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olacağız. Ne dersiniz?