Mesajı Okuyun
Old 13-01-2008, 00:55   #1
Durdu GÜNEŞ

 
Varsayılan Avukat Fıkraları

ÖNCE YÜREĞİM SOĞUSUN

Temel boşanma davası için avukata gider. Evliliğinin artık çekilmez hal aldığını ve boşanmak istediğini söyler. Bunun üzerine avukat şiddetli geçimsizlikten dava açılacağını bildirerek bir dilekçe hazırlar. Sonra Temel’e okur. Okudukça Temel gerilir, okudukça gerilir. Sonra Temel hızla ayağa kalkıp kapıya yönelir.
Avukat sorar “Dur nereye gidiyorsun.” Temel arkasına bakmadan cevap verir.“Bu karı bana ne eziyetler etmişte farkında değilmişim. Ben onu bir güzel döveyim, yüreğim soğusun da o zaman dava açalım.”


ARTİSTLİK YAPMASIN

Demiryolu işçisi tren kazasında sakat kalmıştı. İşçinin avukatı davalı şirkete tazminat davası açmıştı. Davayı anlatıyordu.
—Müvekkil işçi poz yaparken tren kazası olmuş ve sakat kalmıştır.
Bu sözle ciddi bir açık yakaladığını düşünen şirketin henüz yeni olan avukatı atılmış.
—Orası film stüdyosu mu? Poz yapacağına işine gücüne baksaydı. *
(*Poz yapmak demiryolu tamirinde kullanılan teknik bir tabir )


BURASI ÇOK KOMİK

Dede torununa masal anlatıyormuş.
—Evvel zaman içinde kalbur zaman içinde anlı şanlı bir ülke varmış. Bu ülkenin insanları çalışkan ve doğru, hâkimleri adil ama avukatları yalancı imiş.”
Torun birden söze girmiş.
—Ay dede burası çok komik, bunu bir daha tekrar etsene.


ARKADAŞLIĞIDA İYİYDİ HA


Bir grup avukat arkadaş bir araya gelip sohbet ederlermiş. Her sohbette değişik konulara girer okuduklarını paylaşırlarmış. Sohbet çok eğlenceli ve bilgilendirici olurmuş.
Avukatlardan biri pek okumaz. Sadece muhabbet ortamı diye bulunmaktan keyf alırmış. Ancak herkesin derinlemesine konuştuğu bir konuda söz edemez sessiz kalırmış ve bu zamanla ağırına gitmeye başlamış. Bir keresinde kendi kendine söz vermiş “Hangi konu olursa olsun bende fikir beyan edeceğim.” Diye.
Yine bir araya geldiklerinde konu haksız yere mahkûm olan ünlülerden açılmış. Sokrat’tan, Galile’den, Bruno’dan, lauserden dem vurulmuş. Bu bilim ve düşünce adamlarının haksız yere yargılanıp ceza almalarından bahsedilmiş.
Özel olarak konu Sokratın düşüncesi fikirleri yargılanması ve savunmasında yoğunlaşmış. Kimi sokratın bir anısından dem vuruyor kimi bir düşüncesinden kimi ise savunmasının harika olduğundan bahsediyormuş.
Bizim hiç okumayan avukat sokratla ilgili bir şey diyememiş ama içinde de ukde kalmış. Sohbet bitmiş tam ayaklandıkları sıra, konuşmayan avukat sesini yükselterek,
-Arkadaşlığı da iyiydi ha, demiş.





İYİ BİR AVUKAT TUTSAYDIM
Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı.
Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor. Ancak Bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor. Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.
—Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.

YALANI DOLANI AVUKAT BİLİR

Hukuk davalarına bakan bir avukat arkadaşım anlatmıştı.
Yaşlı ve dindar görünüşlü biri gelerek, oğlunu Almanya’ya göndermek istediğini, ancak eşinden boşanarak Alman bir hanımla evlendiği takdirde bunun mümkün olacağını öğrendiğini söylemiş.
Avukat arkadaşım, “Önce oğlunun eşinden boşanması gerek. Bunun için geçinemediklerini bildirecek iki şahit bul. Boşanma davasını açalım.” demiş.
Yaşlı adam kızarak söylenmiş. “Yalanı dolanı avukat bilir. Ben nerden bulacağım öyle yalancı şahidi. Beni bu işe karıştırma sen bul.”

ADLİYENİN YOLUNU BİLMEZDİN

İcra işlerine bakan bir avukat arkadaşım anlatmıştı.
Konya’da bir icra takibine gitmiş. Sabah erken saatlerinde otel çıkıp, adliyenin yolunu tutmuş. Ancak adliyenin nerde olduğunu bilmiyor. Yol üstünde bir oto tamircisinden sormuş. Adam ilgilenip, adliyeyi tarif etmiş.
Arkadaşım adliyeden icra memurlarıyla birlikte hacze gittiğinde karşısına yol tarif eden oto tamircisi çıkmasın mı? Bir iki işlemden sonra oto tamircisi kızmış, “ Yürü git be kardeşim. Sen adliyenin yolunu bilmezken biz öğrettik. Şimdi sende geldin sabah sabah başımıza ekşidin.”


KAZA GÖRÜNMEZ KAZADIR



Köy hizmetlerinde avukatlık yaparken, iş kazası davalarında mahalline kazanın mahiyetini, iş kazası olup olmadığını sorardık. Bir iş kazası davası nedeniyle Karadeniz illerinden birine sormuştuk. “Kaza ne tür bir kaza” diye. Oradan gelen resmi cevapta “Kaza görünmez kazadır.” diye bildirmişlerdi