Mesajı Okuyun
Old 17-12-2006, 01:07   #1
anti-leviathan

 
Mutsuz sevdiğim ve ben birgün çöp olmaya karar verdik ve...

ÇÖPLÜKTEKİ KİRLENMEMİŞ DEVRİKLER!..
Anlamını yitiren her olgu, bir başka olgunun oluşumuna yardım eder..
Geçenlerde bir çöp olmak istedik sevdiğimle; renkli bir ambalaj kağıdı, ısırılıp atılmış bir gofret parçası, yakılmış bir fotoğraf, yırtılmış mektup..
çöplüğün içine girdik; aradık bunlardan en azından birisini.
Bulamadık!!!
hayal etmemiştik; ısırılmamış elma şekerlerinden, zarfı açılmamış mektuplardan oluşan bir çöplüğü..
O halde bu çöplüğü bizim anladığımız çöplüğe dönüştürmek için biz çöp olalım dedik..
Sevdiğim, ısırılıp atılmış bir elma şekeri olmaya karar verdi, ben ise yırtılmış bir mektup!
Ben, bembeyaz bir kağıda düşen mürekkep lekelerinin oluşturduğu kirlenmemiş devrikler olacaktım. O devrilmelerin oluşturduğu izdüşümü yaşatacaktım içimde, anlamlı, kirlenmemiş hissedecektim önce kendimi, beni bir araya getiren beni ben yapanı anlayacak ve ona dair duracaktım; sonra beni okuyan, neden kirlenmemişliğimi sevmeyip beni bu çöplüğe yollamak istemiş, bunu anlayamamış gibi duracaktım!
Sevdiğim, bir elma şekerinin çocukların rüyalarına konu olduğunu bilen biriydi; çünkü o da bir çocuktu bir zamanlar ve uyuyabiliyordu, hatta rüyalar görüyordu.. Şimdiki gibi sorumluluklarını sabaha kadar beşikte sallayıp, büyümelerini bekleyerek sabahı sabah etmiyordu. Bu denli önemliydi işte, elma şekeri..Büyüklerin rüyalarına giremeyecek kadar çocuklara aitti ve biz biliyorduk ki; bu şekeri, bir çocuk atmış olamazdı, çünkü hiç ısırılmamıştı?
İşte bugünlerde güzele ait her şeyin içinde biraz hüzün var sanki; belki o mektubu yaratan yırttı, belki o şekeri çocuk attı?
Kafamızda belirsizlikler, anlamların karmaşası ve içimizde büyütemediğimiz remizler var.. Bir bir vuruyorlar hayata dair her şeyimizi, televizyon hükmediyor insanlığımıza, çöplere karşı bile önyargı besliyoruz artık.. Büyük alışveriş merkezlerinde kredi kartımızla kutluyoruz bayramlarımızı, moda karışıyor renklerimize, o güne dair hissettiğimiz rengi giydirmiyor bize!
Biz çöpleri orada bıraktık; mutsuz olduklarını gördük, çöplüğün içinde çöp olmak istedik olamadık..yardım edemedik; çünkü hayallerimiz çoktan tutsak edilmiş; onu fark ettik; artık elma şekeri için ağlayan bir çocuk göremeyişimiz, okunup yırtılan mektupların kirlenmemişliğinin anlaşılmaması.. Bir fotograf karesinden bakan gözlerin nereye baktığını bilemeyişimiz… Çocukluğun, büyümüşlüğün, aşkın gitgide çöplerdeki izdüşümlerinin silindiğini gördük de; hiçbir şey yapamadık..
İnsan çöp olamıyor da , çöpler de çöp olamıyor artık.. Toprak ana nasıl anlasın da çöp olduklarını, alsın içine.. Alamıyor, sindiremiyor işte! Kirleniyoruz…
Kirlenmemiş devrikler ve çöp olmak zor artık! Çevreyi sevmek bile bir başkaldırı gibi geliyor değil mi? Ama öyle; çünkü çöp olmayan çöpler atılıyor üstümüze; ısırılmamış elma şekerleri, zarfından çıkarılmamış mektuplar, söylenememiş sözcükler… Bir fok balığı gülümsüyor hala, görebilmek bir başkaldırı! Başımızı kaldırmazsak, yere atılmış izmaritleri görürüz ancak; kafamızı kaldırırsak dumanlı bir kafanın içindekileri..
Bir gün çöp olmak istediğinizde anlayacaksınız ki; çöpler dönüşmüş, kavramlar karışmış; siz bir çöp evin içinde yaşıyorsunuz, çöplüklerde hiç kirlenmemiş devrikler var. Siz ise hayatta hiç devrik değilsiniz, ne kadar düzgün duruyorsunuz da; fark etmiyor musunuz? Çöp, giyiyor; çöp, yiyor; çöp gibi konuşuyorsunuz, kirlenmişsiniz.. Renklerinizi dönüştürdüler. 1 ve 0 lardan oluşan siyah beyaz bir ekran gibisiniz..
Anlamını yitiren her olgu, bir başka olgunun oluşumuna yardım eder..Çöp olgusu, kirlenmemişliğin yok edilişi olgusuna dönüşmekte.. Bu yok ediş, bir katliam ve bunun suçluları; özgürlüğümüze, aşkımıza, renklerimize sahip çıkamayan bizleriz!...
EFTAL KİHTİR