|
|
|
|
|
|
Ama tabi ilk sözleşmenin geçerlliği ile ilgili şunu düşündüm,ikincisinin birinciyi kaldırması için taraflarının aynı olması gerek..Oysa değil.Bir de ,ikinci sözleşmenin taraflarının, gerçek irade sahibi olduğu düşünülürse,bu kez de sözleşme uygulama tarihinin aslında geriye yürüyeceği düşünülemez mi?
|
|
 |
|
 |
|
Sayın Av.Suat Ergin'in cevabına den den de koyabilirim ama kendi cümlelerimle yeniden ifade etmem gerekirse:
İlk sözleşmenin fesh edilmediğini savunabilecek durumda olan kimse yok ki ortada. İlk sözleşmedeki kiracı asil bunu savunamaz, zira kendisini ikinci sözleşmeye vekil olarak imza koymuş. Keza aynı durum kiralayan için de geçerli.
Ama biran için tarafların tamamen ayrı olduğunu düşünseydik dahi, yine ikinci sözleşmeyi dikkate almak zorundaydık, zira mecurun şu andaki zilyedi ikinci sözleşmedeki kiracı. Birinci sözleşmedeki kiracı (ikinci ile bağlantılı olmayan biri olsaydı) en fazla akdin haksız feshi nedeniyle tazminat vs. yasal haklarını kullanabilirdi, o sözleşmedeki kira ilişkisi fiilen uygulanmadığı için onun kira artışına ilişkin hükümlerine dayanmak mümkün olmazdı.