Davalı tarafın ikametgah adresine tebligat yapılıyor; tebligatı davalı evde bulunmadığı için davalının babası alıyor. Buraya kadar herşey güzel, usulen tebligat yapılmış sayılıyor. Daha sonra davalının babası oğlunun yanında- tebligat yaptığımız adres- oturmadığından dolayı mahkemeye hitaben bir dilekçe yazıyor ve mahkemeye sunuyor; ayrıca muhtarlığa başvuruyor, muhtar emmi: "evet, kayıtlarda davalının ismi var; ama ben biliyorum, Hüseyin emminin(baba) oğlu burda oturmuyor" şeklinde cevaben bir ilmühaber düzenliyor. (Davalının eşi ve çocuklarıda bu adreste yaşıyor)Davalının babası bunuda mahkemeye sunuyor.
Ve ben avukat olarak tebligatın geçerli bir şekilde yapıldığı inancıyla duruşmaya gidiyorum. Hakim bey: "Tebligatın İadesine" diyor.
Ben mi Tebligat Kanunu'nu yanlış anlamışım.? Rica etsem açıklarmısınız?