Konu: Ölümler
Mesajı Okuyun
Old 14-09-2010, 11:37   #29
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
7.

Evliliği yürümüyordu. Çözemiyordu sorunları. Öyle bunalmıştı ki, dibe vurmuştu. Çaba ve sabır çare olur diye düşünmüş ama bu düşüncesini uygulamaya başladıktan sonraki ikinci yılın ortalarında pes etmişti.

Canı tatlıydı; o yüzden ip, silah, köprü gibi yolları düşünmedi bile. Kolay ve acısız bir ölüm aradı kendine. Uyku hapı en iyisiydi; uyu ve kucakla ölümü.

Günlerce bu düşünceyle dolaştı, planlar yaptı, ölürken yanına bırakacağı mektupları yazdı. Uygulamaya geçmekte geciktikçe, ölümün sonuçsuzluğu yerini ölümü kullanarak çözüme ulaşma düşüncesine bıraktı. Şöyle planladı: İntihar görüntüsü yaratacak ve eşinin kendisini kurtarmasını sağlayacaktı. Eşi, O'nu ne çok, dünyayı bir kenara bırakabilecek kadar çok sevdiğini anladığında zaten herşey düzelecekti.

Akşamüstü eve giderken aldı hapları. Eşine telefon etti, kaçta geleceğini sordu. Ne olduğunu merak etti Serpil. Konuşmak istediğini söyledi, önemli dedi. Serpil'i meraklandırmayı başarmıştı, saat 18'de evde olacağı sözünü aldı. Daha 2 saatten fazla zaman vardı. İnternetten bulduğu bilgilere göre bu ilaçlar 2 saat içinde kana karışıyordu. Bu durumda hapları yarım saat kadar önce alsa, kurtarılması için fazlasıyla zaman kalacaktı.

Hazırladığı mektubu masaya koydu, eşini aradı yeniden. "Yoldayım" yanıtını alınca rahatladı, kutuyu açtı. 30 hap görünce şaşırdı, neyse ki küçüktüler, saat 17.42'de yuttu hepsini. İlaç kutusunu hemen yanına, sehpaya koydu ki görünsün. Koltuğa uzanıp beklemeye başladı. 17.55'de ellerinin uyuştuğunu hissetti. Paniğe gerek yoktu, Serpil birazdan gelir, sonrası ambülans, hastane, mide yıkama...


***


Saat 17.56'da dolmuştan indi Serpil. Bakkala uğrayıp ekmek aldı. 18.04'de apartmana girdi, asansöre binip 9. kat düğmesine bastı. 5 ve 6. katların arasındayken elektrik kesildi, öylece kaldı asansör. Serpil korktu . Çantasından telefonunu çıkardı ama şebeke yoktu. Telefonun ışığı ile asansörün düğmelerini bulup bastı, hiçbiri çalışmıyordu. Bağırdı, yardım istedi, anahtarlarıyla metal kapıya hızlı hızlı vurdu. Ama duyan olmadı.

Altıncı katta oturan Emine, merdivenleri oflaya poflaya çıkarken duydu Serpil'in çığlıklarını. Yönetici Kamil Bey'e haber verdiğinde saat 18.37 olmuştu. Kamil Bey, önce asansör kapısından seslenip sakin olmasını söyledi Serpil'e, sonra asansör tamircisine telefon etti. Tamirci 19.12'de geldiğinde hala elektrik yoktu, merdivenlerden en üst katın da üstündeki asansör dairesine çıkması 19.25'i buldu. Motoru devreden çıkardı ama koluyla makarayı döndürmeye gücü yetmeyince Kamil Bey'i yardıma çağırdı. 19.43'de asansör kabinini biraz yukarı biraz aşağı hareket ettirip tam kapı hizasında tutmayı başardılar. Serpil asansörden kurtulup ağlayarak Kamil Bey'in verdiği suyu içtiğinde saat 19.49'du.

Kapıyı açıp eve girince Murat'ın koltukta uyuduğunu gördü, sinirle bağırdı Serpil: "Ya hiç mi merak etmiyorsun beni, öldüm mü kaldım mı diye?"

(2010)

Yine öldürmüşsün! Muhteşemsin Cengiz Bey.

Tek takıldığım ve merak ettiğim husus, ölenin, ölmeden önceki duygu ve düşüncelerini nasıl böylesine güzel tasvir edebilmendir.