Mesajı Okuyun
Old 13-01-2011, 16:11   #2
Av. Hilal Ceren HATİPOĞLU

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım,
Eğer müvekkiliniz Türk vatandaşlığında iken yurt dışında çalışmışsa (Türk vatandaşı olmadan yurt dışında çalışmanın kapsama alınmayacağına yönelik Yargıtay kararları mevcut) yurt dışındaki çalışmalar için yapılan borçlanmaların geçerli olduğu kanaatindeyim. Aşağıdaki yargıtay kararı da yanlış anlamadıysam sizin isteğiniz doğrultusunda:


T.C. YARGITAY
10.Hukuk Dairesi

Esas: 2007/6606
Karar: 2008/2303
Karar Tarihi: 25.02.2008

HİZMET TESPİTİ DAVASI - YURTDIŞINDA GEÇEN ÇALIŞMALAR - YURDA KESİN DÖNÜŞ YAPMA ŞARTINA İLİŞKİN HÜKMÜN İPTAL EDİLDİĞİ - SİGORTALI İÇİN YURT DIŞI ÇALIŞMASININ VARLIĞININ YETERLİ OLDUĞU

ÖZET: Yurt dışında geçen hizmetlerin borçlanılabilmesi için, bu hizmetlerin, Türkiye ile, bireyin çalıştığı ülke arasında sosyal güvenlik sözleşmesi yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın, bir başka deyişle sigortalı için yurt dışı çalışmasının varlığının yeterli olduğu ortadadır.


(3201 S. K. m. 3) (1086 S. K. m. 74) (2709 S. K. m. 62) (ANY. MAH. 12.12.2002 T. 2000/36 E. 2002/198 K.)

Dava: Davacı, yurtdışında geçen çalışmalarını 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanabileceğinin ve davalı Ö. A.Ş.'de geçen 01.02.1986-30.04.1989 tarihleri arasındaki hizmetlerinin tespitine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.

Hükmün, davacı ve davalılardan SSK ile Ö. A.Ş. Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi Mustafa A. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:

Karar: Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, sair temyiz itirazların reddi gerekir.

1- 20.8.1976 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak 01.10.1976 tarihinde yürürlüğe giren Türkiye Cumhuriyeti ile Libya Arap Cumhuriyeti arasında Sosyal Güvenlik Anlaşmasının 2 nci maddesine göre, <Bir Akit taraf vatandaşının diğer Akit taraf mevzuatına göre tamamladığı prim ödeme süreleri ile bu vatandaşın kendi ülkesindeki mevzuata göre tamamladığı prim ödeme süreleri, o kimsenin ve ölümü halinde geride kalan hak sahiplerinin, yaşlılık aylığına, normal hastalık sonucu meydana gelen iş göremezlik aylığına ve geride kalan hak sahibi aylıklarına hak kazanmaları ve aylık tutarlarının hesaplanması amacıyla birleştirilir. Akit tarafların ilgili kurumları; bu gibi prim ödeme sürelerinin birleştirilmesi ve aylıklara hak kazanılması ile miktarlarının tespitine ilişkin esas ve usulleri düzenlemek üzere mümkün olan en kısa zamanda mutabakata varırlar. Yine, 01.10.1976 tarihinden itibaren yürürlüğe giren Türkiye Cumhuriyeti ile Libya Arap Cumhuriyeti arasında imzalanan Sosyal Güvenlik Anlaşmasının Uygulama Şekilleri Hakkında idari Anlaşmanın 5. maddesine göre, <Akit devlet mevzuatına göre ve hizmet müddetleri bakımından münferiden aylık bağlanması mümkün olmadığı takdirde, bu kimseye aylık bağlanmaz. Ancak, hizmet birleştirilmesi sonucu aylığa hak kazanılıyor ise, aylık bağlanır ve hizmet sürelerine göre ilgili kurumlarca hisselerine düşen miktar ödenir... Aylığa hak kazanmış sigortalı veya geride kalan hak sahibine aylık bağlanması için, akit taraf kuruluşu diğer akit taraf kuruluşundan gerekli bilgileri ister ve bilgilere göre tespit edilen aylık miktarı akit taraf mevzuatına göre muntazaman öder.>

Bilindiği gibi 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun'un 3 üncü maddesinde yer alan, borçlanma isteminde bulunabilmek için yurda kesin dönüş yapılması gereğini öngören düzenleme, Anayasa Mahkemesi'nin 12.12.2002 günlü, 2000/36 E. 2002/198 K. sayılı kararı ile iptal edilmiş, 29.7.2003 tarihli 4958 sayılı Yasanın 56. maddesiyle de, 3201 sayılı Yasanın 3 üncü maddesinde bu yönde gerekli düzenleme yapılmıştır. 3201 sayılı Kanunun amacı; yurt dışında geçen hizmet akdine dayalı çalışmaların borçlanma yolu ile Türkiye'deki sigortalılık açısından değerlendirilmesini sağlayarak yurt dışında gerçekleşen çalışmalara hukuki geçerlilik tanımak ve bu suretle Türk vatandaşlarına sosyal güvenlik hakkı bahşetmektir. Bu yaklaşım Anayasanın 62 nci maddesi hükmü gereğidir. Özelikle, yasa metni incelendiğinde; yurt dışında geçen hizmetlerin borçlanılabilmesi için, bu hizmetlerin, Türkiye ile, bireyin çalıştığı ülke arasında sosyal güvenlik sözleşmesi yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın, bir başka deyişle sigortalı için yurt dışı çalışmasının varlığının yeterli olduğu sonucuna varılır.

Bu yasal düzenlemeler çerçevesinde somut olayda; Dosyadaki bilgi ve belgeler ve Türkiye Cumhuriyeti Trablus Büyükelçiliği Çalışma Müşavirliğinin 08.09.1985 tarihli Hizmet Değerlendirmesi belgesine göre, Libya'da Türk işveren nezdinde çalıştığı 05.07.1983-04.06.1985 tarihleri arasında kalan süreyi, 3201 sayılı kanun kapsamında borçlanmasının mümkün olduğunun tespiti kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.

2- Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu 74'üncü maddesi uyarınca; <Kanunu Medeni ile muayyen hükümler mahfuz olmak üzere hâkim her iki tarafın iddia ve müdafaalarıyla mukayyet olup ondan fazlasına veya başka bir şeye hüküm veremez.> düzenlemesi göz ardı edilerek, davacı dava dilekçesinde; <1988 ve 1989 yıllarına ait yanlış SSK sicil numarasına primi yatırılmış çalışmaların kendisine olduğunun tespiti kararı> verilmesini istemiş olmasına karşın, 1986/1. dönem ile 1989/1. dönem içerisinde kalan sürede davalı işverene ait işyerlerinde sigortalı olarak çalıştığının tespiti kararı verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

Ne var ki, bu aykırılıkların düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438 inci maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.

Sonuç: Hükmün <1> numaralı bendindeki <b> ve <c> fıkralarının tümünün silinerek, <b> fıkrası olarak <05.07.1983-04.06.1985 tarihleri arasında Libya'da çalıştığı süreyi 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanmasının mümkün olduğunun tespitine,>, <c> fıkrası olarak <16370503 sigorta sicil numarasına; 120258 sicil numaralı işyerindeki çalışmaları nedeniyle, primi ödenen 1988/1, 2 ve 3 üncü dönemlerde toplam 330 gün, 184801 sicil numaralı işyerindeki çalışmaları nedeniyle, primi ödenen 1988/3 ve 1989/1 inci dönemlerde toplam 150 gün çalışmanın 16358651 sigorta sicil numaralı davacıya ait olduğunun tespitine> rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle düzeltilerek ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davacı ve davalılardan Ö. A.Ş.'den alınmasına, 25.02.2008 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)