|
|
|
|
|
|
Müvekkilim 30 sene önce Resmi olarak evlenmiş ve bu evlilikten çocukları olup reşittir.Daha sonra evlendikten 10 sene sonra imamlı bir kadın alıyor ve bu kadından olma çocukları oluyor ve bu çocvukları resmi nikahlı eşinin üzerine kayıt ettiriyor.Resmi nikahlı eşi,imamlı nikahlı eşe hoşgörülü davranmış ve aynı evde yaşamışlardır.
Şuanda resmi nikahlı eşin üzerinde,ortak tapulu 1 adet ev ile,tamamı resmi nikahlı kadının üzerine olan arsa vardır.Bu arsayı ,resmi nikahlı eş,damadının üzerine geçiriyor.
Kanatıma göre,boşanma davalarında;farklı kişiyle ilişkiye giren kişi ağır kusurlu sayıldığını biliyorum ve davanın reddedileceğini zannediyorum ama tereddütlerim dolaysıyla.Buna göre;
1-Kocası olan kişi ,boşanma davası açabilirmi,açarsa tazminat olarak,resmi nikahlı eşinden hak talep edebilir mi,tazminat alabilir mi.
2-Davayı imamlı nikahlı eş açsa ne olur
|
|
 |
|
 |
|
Eşlerden her biri boşanma davası açma hakkına sahiptir.Davanın kabulü veya reddi eşlerin karşı tarafın kusurunu ispatlayabilmesi ile ilgilidir.Eşini başka bir insanla aynı evde yaşamak zorunda bırakan eş elbette ki ağır kusurludur.Tazminata hükmedilip edilmeyeceği kusur oranına , hükmedilecek tazminat miktarı ise kişilerin kusuru ile ekonomik gücü ve sosyal durumuna bağlıdır.
Dini merasimle kendilerini evlenmiş addeden kişilerin birbirlerine karşı tabi ki boşanma davası açma hakları yoktur.
Çünkü bizim ülkede TMK.nu geçerlidir.