Mesajı Okuyun
Old 13-05-2011, 08:39   #8
fatihlk

 
Varsayılan

T.C.
ADALET BAKANLIĞI
Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü

Sayı : B.03.0.HİG.0.00.00.03-647.03.01-24-2009/316/2966 28/01/2011
Konu : Görüş


İDİL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA

İlgi : İdil Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.01.2011 tarihli ve 2011/5 Muh. sayılı yazısı.

492 sayılı Harçlar Kanununun 28/A maddesinde, 6009 sayılı Kanunun 18. maddesi ile yapılan düzenlemeden sonra, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının kararın kesinleşmesine engel teşkil edip etmeyeceği konusunda bir düzenleme yapılmadığından uygulamada tereddüde düşüldüğü belirtilerek konuya ilişkin görüş bildirilmesi istemini içeren ilgi yazı ve konu incelendi.

Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanununun 28. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde "karar ve ilam harcı ödenmedikçe ilgiliye ilam verilmez" hükmü yer almakta iken, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 26.6.2007 tarih ve 25321/02 Başvuru No'lu ÜLGER/TÜRKİYE kararı ile; başvuranın kararın bir kopyasını alamadan mahkeme harcını ödemekle yükümlü tutulmasının, üzerinde aşırı bir yük oluşturduğu ve mahkemeye erişim hakkını bu hakkın özünü zedeleyecek derecede kısıtladığı kanısında olduğundan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/1. maddesinin ihlal edilmiş olduğuna karar vermiştir.

Anayasa Mahkemesi de 14.1.2010 tarih ve E:2009/27, K:2010/9 sayılı kararıyla 492 sayılı Harçlar Kanununun 28. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin "karar ve ilam harcı ödenmedikçe ilgiliye ilam verilmez." biçimindeki ikinci cümlesini, bireylerin hak arama özgürlüğünü engelleyici nitelik taşıdığı görüşüyle Anayasanın 2. ve 36. maddelerine aykırı bularak iptal etmiştir.

Bu gelişmeler üzerine, 01.08.2010 tarihinde yürürlüğe giren 6009 sayılı Kanunun 18. maddesiyle 492 sayılı Kanunun 28. maddesinin 1/b bendine "Şu kadar ki ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan maddi ve manevi tazminat davalarında peşin alınan harcın oranı yirmide bir olarak uygulanır. Bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olması, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmez" hükmü eklenmiştir.

Bilindiği gibi, niteliği itibarıyla kesin olarak verilen kararlar dışında bir kararın kesinleştirilebilmesi için kararın usulüne uygun biçimde taraflara tebliğinden sonra yasal süresi içerisinde kanun yollarına başvurulmamış olması veya kanun yollarına başvurulduktan sonra bu başvurunun reddi veyahutta kanun yolu merciince kararın onaylanması gerekir.

Harçlar Kanununun 28. maddesine 6009 sayılı Kanunla eklenen "Bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olması, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmez" hükmü karşısında; artık kararın tebliğe çıkarılması veya kanun yollarına başvurulabilmesi için bakiye karar ve ilam harcının ödenmiş olması şartı aranamayacağı gibi, karara kesinleşme şerhi verilebilmesi için de bakiye karar ve ilam harcının ödenmiş olması şartı aranamayacaktır. Aksinin kabulü, icraya konulabilmesi için kesinleşmiş olması şart olmayan bir karar bakiye karar ve ilam harcı ödenmeden icraya konulabildiği halde, kesinleşmeden icraya konulamayan bir kararın icraya konulabilmesi için karar ve ilam harcının ödenmiş olması şartını aramak anlamına gelir ki, bu durum anılan hüküm karşısında bir çelişki meydana getirir ve kanun koyucunun amacı da olamaz.

Diğer yandan, henüz yürürlüğe girmemiş olmakla birlikte TBMM'de kabul edilen ve 1 Ekim 2011 tarihinde yürürlüğe girmesi öngörülen 12.01.2011 tarihlhi ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 302. maddesinde;

"(1) Taraflar, harcının ödenmiş olup olmamasına bakılmaksızın ilamı her zaman alabilirler.

(2) Bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olması, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmez.

(3) 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanunu dâhil, diğer kanunların bu maddeye aykırı hükümleri uygulanmaz.

(4) Hükmün kesinleştiği, ilamın altına veya arkasına yazılıp, tarih ve mahkeme mührü konmak ve başkan veya hâkim tarafından imzalanmak suretiyle belirtilir.

hükmüne yer verilmiştir.

Yukarıda açıklanan yargı kararlarının ve akabindeki mevzuat değişikliklerinin temelinde üç temel ilkenin bulunduğu görülmektedir. Bunlar ise "hak arama özgürlüğü", "mahkemeye erişim hakkı" ve "hakkın kötüye kullanılmaması" ilkeleridir. Dolayısıyla, yürürlükteki mevzuatın yorumu ve uygulanmasında anılan ilkelerin göz önünde bulundurulması zorunludur.

Nitekim, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun TBMM Adalet Komisyonu Raporunda da, "Devletin harç (vergi) alacağı ile ilam ve ilamda tecessüm eden bireysel hak, yapıları ve aidiyetleri itibarıyla birbirinden bağımsız ve farklıdır. Tarafların harcı ödeyememesi veya ödememesi, teşekkül eden ilamın temsil ettiği hakkı erteleten veya çıkmaza sokan bir neden olamaz. Devletin alacağını takip, ayrı bir prosedür ve hukuka tabidir. O prosedür içinde devlet, harç alacağını borçlusundan tahsil edecektir. Adalete erişim, adaleti yöneten gücün alacağı sebebiyle savsatılamaz." gerekçesine yer verilmiş, yargılama faaliyeti ile Devletin harç alacağının takibi ve tahsili konuları arasındaki bağın tamamen koparılması amaçlanmıştır.

Sonuç olarak, Harçlar Kanununun 28. maddesine eklenen hüküm karşısında bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının kararın kesinleştirilmesine bir engel teşkil etmediği düşünülmektedir.

Bununla birlikte, bunun bir görüş olduğu, yargı mercileri için bağlayıcı olmadığı, konunun bir uyuşmazlık şeklinde yargı mercilerinin önüne geldiğinde, Anayasadan kaynaklanan yargı yetkisinin kullanılması kapsamında bağımsız yargı mercilerince verilecek kararın esas alınması gerektiği kuşkusuzdur.

Bilgi edinilmesini ve İdil Asliye Hukuk Mahkemesine duyurulmasını rica ederim.

Nazım KARA
Hâkim
Bakan a.