Mesajı Okuyun
Old 04-01-2015, 02:21   #49
Hak Hukuk

 
Varsayılan Mesleğe Sahip Çıkmak

İki bin üç bin liranın altında aylıkla çalışmak durumunda kalan bütün avukatlara müjdeli bir haberim var; gerçekleşmesi ise, çoğunluğu teşkil eden yine bu asgari ücretle çalışan veya bu minvalde mesleki hayatiyetlerini devam ettiren ve ülkemizdeki avukatların çoğunluğunu teşkil eden meslektaşlara bağlıdır.

Bankalardan krediler nedeniyle tüketiciler adına tahsil edilecek dosya masrafları tutarının 5 milyar dolar civarında olduğu söylenmektedir; Elektrikte abonelere iadesi gereken kaçak kayıp bedelinin ise 10 milyar dolar.
Bu 15 milyar dolar tutarındaki paranın tahsilinin tamamen emeğe dayalı bir iş ve yine, avukatlık bir iş olduğu inkar edilemez. Bu büyük paradan sağlanabilecek vekalet ücretinin sadece ve sadece bu işe emek verecek avukatlara kalacağına dair bir kural veya uygulama getirilirse, avukatlıkta asgari ücretle çalışmak ta tarihe karışacaktır diye düşünüyorum.
Bu kuralı getirmek , genç avukatlara bu büyük imkanı sağlayacak uygulamayı yürürlüğe sokmak meslek örgütlerimize , Barolara düşmektedir. Bunun ayrıntıları konuşulabilir, istenirse kısa zamanda yürürlüğü (yönetmelik, tebliğ veya meslek kuralı olarak) sağlanabilir; çünkü bunu destekleyecek avukatların sayısı yüzde sekseni aşkın olacaktır. Madem avukatlıkta kıdemlinin kıdemsizden bir farkı yoktur ve madem bu parayı tahsil etme işi avukatlara aittir ve mesleki tecrübeyi, öyle fazla uzmanlığı gerektirmiyor öyleyse Meslek örgütlerimizin bu işe elkoyması yeterli olacaktır.
Gel gör ki bu paraya avukatlar dışında kalan birileri göz koymuşa benziyor; bakıyorsunuz Türkiye’de yüzleri tanıdık simalar diye bazı sanatçılar (!) gazeteciler (!) televizyonlarda “Dosya masraflarınız bankalardan kısa zamanda tahsil edilir; kaçak kayıp bedellerinizi geri almak firmamız için çerezdir çerez!” reklamları ekranları kaplamış gitmekte.Sanki ülkede ne avukatlık kalmış ve ne de barolar var! Nasıl oluyor da 15 milyar dolar para dönüyor diye bu alanda avukatlar dışında her önüne gelen cirit atıyor. Kendilerine danışmanlık firması diyen bu kişiler, “50 lira 100 lira havale çıkar hesabımıza , sana bir haftada bin lira ikibin lira para tahsil edeyim “ diyerek herkese telefon açmakta ve havaleyi aldıktan sonra yaptıkları tek şey vatandaşa posta yoluyla bir ilkokul mezununun dahi yazabileceği basit bir dilekçe ve ekinde bir iki Yargıtay kararı –her avukatta bulunabilen- fotokopisini göndermekten ibaret kalmaktadır. Oysa her tüketici Türkiye’nin her tarafında, bulunduğu yerdeki herhangi bir avukattan aynı hizmeti, tek kuruş ödemeden alabilecek imkana sahiptir..
Avukatların sömürülmesinin önüne geçebilmenin çaresini kötü kalpli patron avukatlar, iyi kalpli patron avukatlar ayırımında aramak beyhude bir bekleyiştir. Hayat acımasızdır ve bu acımasızlığın hükmü avukatlar için de yürürlüktedir; toplumsal hayatta asgari düzen, kurallar yani hukuk sayesinde sürdürülebilir. Aksi halde yani meydan boş kalınca, gazeteci(!) sanatçı(!) tılsımı değmeden, dosya masrafını geri almanın mümkün olamayacağı saplantısı yayılır gider.

Kısaca bu işi kurala bağlamak için öneri: “ 4000 liranın altında kalan dava ve icra takiplerinden elde edilecek vekalet ücreti sadece işçi avukata aittir; işveren avukat bundan pay isteyemez. Bu işlere ait dosyaların kalemde imzalanması ve yürütülmesi zorunludur” Bu son cümledeki “aksaklık”ın tartışmalar sonucu giderilebileceği takdir edilecektir.
“Dünya işçileri birleşiniz” önermesi ütopik kalmış olabilir ama, “Türkiye avukatları birleşiniz” demenin tam zamanıdır ve en gerçekçi zamanıdır: ortada avukatlığa münhasır müthiş bir iş alanı var fakat bu meydanı ilgisiz alakasız kişiler hem de TV ekranlarında doldurmakta.
“Domates tarlada 30 kuruş markette 3 lira” gerçeği, avukatlıkta da olursa, çok ironik olacağından, seyirci kalmayan Barolara şimdiden teşekkürler.