Mesajı Okuyun
Old 20-10-2012, 11:00   #3
halit pamuk

 
Varsayılan

6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra yeni tartışmalar ve değerlendirmeler:

GÖREV

SULH HUKUK MAHKEMESİNİN GÖREVİ:

1.Kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan tüm davalar ile bu davalara karşı açılan davalar, Sulh Hukuk Mahkemesinde görülür. (hmk.m.4)

---- Kira sözleşmesinin geçersiz olması nedeniyle kira sözleşmesinin iptali davası da sulh hukuk mahkemesinde görülecektir.

---- Kira ilişkisinden doğan her türlü olumlu ya da olumsuz tespit davası Sulh Hukuk Mahkemesinde açılacaktır.

----- Her türlü kira alacağı ve tazminat davaları ile bunlara mukabil açılan karşı davalar da sulh hukuk mahkemesinde görülecektir. Ancak UMAR’a göre, kanunun yeni metninde “kira alacağı ve tazminat davası” demediğini, metni kırparak sadece kira alacağı dediğine göre, kira alacağının yanında haksız fiilden doğan tazminat talebi olması durumunda, ikinci istem için tefrik kararı vererek o istem bakımından görevsizlik kararı verilmesi gerektiği görüşündedir. (Bilge Umar-Hukuk Muhakemeleri Kanunu şerhi. Sh. 20. Vd) Ancak, Kuru, her türlü kira alacağı ve tazminat davası ifadesini kullanmaktadır.(Kuru,Arslan, Yılmaz- Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı. 22. Baskı Sh. 123)

----- İlamsız tahliye, kanunda istisna olarak gösterilmiştir.

---- 6100 sayılı kanunla yapılan değişiklikle birlikte, Uyarlama davaları, kiralanan şeyin teslimi için açılan davalarla kiralananın müşteriye gösterilmesine ilişkin davalar da Sulh Hukuk Mahkemesinin görevlidir.

----- Umar’a göre, Bir taşınırın kiralanmasından doğan uyuşmazlıklar dahi Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir. (Bilge Umar-Hukuk Muhakemeleri Kanunu şerhi. Sh. 20. Vd) Ancak Ejder Yılmaz’a göre ise, HMK.m.4’de yer alan görev kuralının sadece taşınmaz kiraları ile ilgili olduğu görüşündedir.Bu nedenle, Yılmaz, su kaynağının kiralanmasında görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir.Ticari işletmeye ilişkin kira sözleşmesinden doğan davalarda da Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olmadığı, görüşündedir.(Ejder Yılmaz-Hukuk Muhakemeleri Kanunu şerhi. Sh.81.vd.)

------ UMAR’a göre, Alt kiralama yapılması durumunda taşınmazın alt kiracıya karşı açtığı davanın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülemeyeceği kanaatindedir. Zira bu davalarda görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu düzenleyen 6570 sayılı kanunun 12. Maddesi kaldırılmıştır. . (Bilge Umar-Hukuk Muhakemeleri Kanunu şerhi. Sh. 20. Vd)

------ Ejder Yılmaz’a göre, kira sözleşmesine dayalı olarak kurulmuş olsa dahi, baz istasyonun sökülmesi davası da HMK.m.4 kapsamında değildir. .(Ejder Yılmaz-Hukuk Muhakemeleri Kanunu şerhi. Sh.82.vd.)


2. Paylaştırma ve ortaklığın giderilmesi davalarında da Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.

----- HUMK.m.561-572 maddelerine 6100 de yer verilmediğinden, Sulh Hukuk Mahkemesi, ortaklığın giderilmesi veya paylaştırma ilgili davalara bakarken bu görevlerinin dışında bir ihtilafla karşılaştığında bu ihtilafları ön sorun olarak kabul edemeyecek, bu hususlara ilişkin dava açmak üzere taraflara süre verip davayı tehir edecektir. (Abdurrahim Karslı- Medeni Muhakeme Hukuku Ders Kitabı. Sh. 216 vd)

----- Adi ortaklığın feshi davası, ortaklığın giderilmesi davası nitelinde olmadığından Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir.

------ İştirak halinde mülkiyetten müşterek mülkiyete dönüştürülmesi davasında görevli mahkeme, Türk Medeni Kanunu hükümleri uyarınca, Sulh Hukuk Mahkemesidir. (TMK.m.644)

3. Zilyetliğin korunmasına ilişkin davalar, Sulh Hukuk Mahkemesinde görülür.

---- Bu davalar, TMK.m. 982-984 ve TMK.m.992 II deki davalarıdır. TMK.985’den daha sonra düzenlenen zilyetliğe haklılık davası, zilyetliğe istihkak davası, zilyetliğin iadesi davaları bu kapsamda olmayıp bu davalarda Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir.

4) Diğer haller.

----- Hukuk Muhakemeleri Kanunun 382 de yer alan çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir.Mirasçılık belgesinin verilmesi gibi… Fakat mirasçılık belgesinin değiştirilmesi ve iptali davaları çekişmesiz değil çekişmeli yargı kapsamına girdiğinden ve şahıs varlığına ilişkin bir dava olduğundan asliye hukuk mahkemesinde görülecektir. (Abdurrahim Karslı- Medeni Muhakeme Hukuku Ders Kitabı. Sh. 217) Ancak Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 29.12.2011 tarihinde 2011/7822 ve 2011/8489 K sayılı ilamında, Asliye Hukuk Mhakemesinde görülen bir davada, davayı, Mirasçılığın iptali olarak nitelendirdikten sonra "sulh hukuk mahkemesi" görevlidir, diye bozmuştur. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi, Tapuda İsim Tashihi davalarını çekişmesiz yargı davalarından olduğundan bahisle Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir, demektedir.

----- Mirasın resmi tasfiyesi (TMK.m.634), kayyım atama (TMK.m.397) işi sulh hukuk mahkemesinin görevine girer.

----- Kat Mülkiyeti Kanunun uygulanmasından doğan tüm uyuşmazlıklarda Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.Bu nedenle, ortak yerlerdeki hasarın tazmini, ortak gider tahsili, ortak yere yapılan müdahalenin önlenmesi gibi kat mülkiyeti kanunun uygulanması gerektiren durumlarsa Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN GÖREVİ

Dava konusunun değer ve miktarına bakılmasızın malvarlığına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesi görevlidir.

---- Derneklerin feshi davaları Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülür.

------Nüfus Kayıt Düzeltme davaları Asliye Hukuk Mahkemesinde görevlidir.

-----Yabancı mahkeme kararlarının tenfizinde Asliye hukuk Mahkemesi görevlidir.

------ İstanbul’da bazı Asliye Hukuk Mahkemeleri, , TMK.m.588 uyarınca açılan gaiplik ve tescil davalarında, gaiplik yönünden Sulh Hukuk Mahkemesinin görevine girdiği gerekçesiyle, tefrik kararı vererek görevsizlik kararı vermektedir.



GÖREVE İLİŞKİN KURALLAR:

----- Dava görevsiz mahkemede açılmış, ondan sonra yapılan bir kanun değişikliği ile görevsiz mahkeme o dava için görevli hale gelmişse, mahkeme artık görevsiz kararı veremeyip davaya bakmaya devam etmelidir. (Baki Kuru- Hukuk Muhakemeleri Usulü, Cilt 1, sh.313)

----- Görev itirazını kural olarak davalı yapar ancak yanlış mahkemede açtığını sonradan fark eden davacı da görev itirazında bulunabilir.

------ HMK.m.137’e göre,dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra, yapılacak ön incelemede görev konusu hakkında karar verir. 6100’den önceki tartışma ise hala devam etmektedir. Kuru, taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden (dilekçe aşaması tamamlanmadan) görevsizlik kararı verilebileceğini ileri sürüyordu. (Baki Kuru- Hukuk Muhakemeleri Usulü, Cilt 1, sh.314) Ancak, 20. Hukuk Dairesinin 21.4.1994 tarih ve 93/3037 E ve 94/ 4502 sayılı kararıyla, taraf teşkili sağlanmadan görevsizlik kararı verilemez, demişti. 6100 den sonra da HMK.m.137 uyarınca, duruşma yapmadan ancak dilekçeler aşamasından sonra görevsizlik kararı verilebileceği kanaatindeyim. “6100 sayılı HMK.nun dava şartları başlıklı 114/c maddesinde "Mahkemenin görevli olması" dava şartı olarak sayılmış, aynı kanunun 316 ve devamı maddelerinde, basit yargılama usulüne tabi dava ve işler düzenlenmiştir. Ön inceleme ve tahkikat başlıklı 320/2 maddesinde de, ilk duruşmada dava şartları ve ilk itirazlarla hak düşürücü süre ve zaman aşımı hakkında tarafları dinleyeceği hükmü öngörülmüştür. Mahkemece, az yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler gözetilmek suretiyle, ön inceleme yapılarak, tarafların delillerini sunmaları ve toplanması istenilen deliller toplandıktan sonra HMK'nun 4/1 maddesi kapsamında görevli olup olmadığını incelemesi ve sonucuna göre karar vermesi gerekirken, anılan yasal düzenlemeler gözönüne alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.” (6. HUKUK DAİRESİ E. 2012/6264 K. 2012/9311 T. 20.6.2012)


----- HMK.m.117/2 göre, ilk itirazlar dava şartlarından sonra incelenir. Buna göre, görev ve kesin olmayan yetki aynı anda gündeme gelirse, mahkeme öncelikle görev sorununu inceleyerek karara bağlar. Mahkeme hem görevsizliğe hem de yetkisizliğe karar veremez.

------ Hükmün Yargıtay’da görevden başka bir nedenle bozulmasından sonra, başlayacak yargılamada da görevsizlik itirazında bulunulabilir.

------ Görevsizlik kararında görevli mahkeme bildirilmemişse, Yargıtay kararı düzelterek onayabilir.

------ Görevsizlik üzerine, HUMK.m.193 döneminde, başvuracak olan tarafın hangi taraf olduğu hususunda, tereddütler ve farklı görüşler vardı. Yeni HMK.m.20’ye göre, “taraflardan biri “ diyerek bu tereddütlere son vermiştir. Buna göre davacının da davalının da dava dosyasını görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesini isteme hakkı vardır.

------ Görevsizlik üzerine, Dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesi talebinin iki hafta içinde yapılması gerekir. Bu sürenin başlangıcı, verildiği anda kesin kararlar için, verildiği andan itibaren iki haftadır. Ancak Ejder Yılmaz’a göre, karar bir tarafın yokluğunda verilmişse, bu süre kararın tebliğinden itibaren başlayacaktır. (Ejder Yılmaz-Hukuk Muhakemeleri Kanunu şerhi. Sh.214)

------ Görevsizlik kararı verildiği anda kesin değilse, kanun yoluna başvurulmamışsa, kararın kesinleştiği andan itibaren iki hafta içinde talepte bulunmalıdır. Örneğin 10 kasım temyizin son günü ise, 11 kasımdan itibaren iki hafta içinde taraflar talepte bulunmalıdır. Kanun yolu başvurulmuşsa, kanun yolu mahkemesinin talebinin reddine ilişkin kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde talepte bulunulmalıdır.

------ Görevsizlik üzerine, dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesi talebinin iki hafta geçtikten sonra yapılması durumunda mahkeme dava açılmamış sayılmasına karar verir. Gönderme talebi sadece görevsizlik kararını veren mahkemeye yapılabilmektedir. Süre geçmesinden sonra, görevsizlik kararını veren mahkeme, davanın açılmamış sayılmasına karar verir. İki haftalık süre geçmesinden sonra yapılan başvuru fark etmeden dosya görevli mahkemeye gönderilmişse, iki haftalık sürenin geçtiği fark eden mahkeme, dava açılmamış sayılması kararının, görevsizlik kararını veren mahkeme verebileceğinden dosyayı görevsizlik kararı veren mahkemeye göndermesi gerektiği kanaatindeyim. (Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi halinde davacının karşı tarafa görevli veya yetkili mahkemede tebligat yaptırması zorunludur. Her iki halde kararın kesinleşmesinden itibaren on gün içinde yeniden dilekçe vermesi veya yeniden çağrı kağıdı tebliğ ettirilmesi gerekir. Aksi halde dava açılmamış sayılır ( 1086 Sayılı H.U.M.K.md.193 ). Dinar Asliye ( Aile ) Mahkemesince verilen yetkisizlik kararı 3.4.2009 tarihinde Cuma günü kesinleşmiştir. Davacı ise süresinden sonra 15.4.2009’da dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesi için başvuruda bulunmuştur. Bu durumda dava, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun yürürlüğe girmesinden önce açılmamış hale gelmiştir. Davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken bu yön nazara alınmadan yargılamaya devamla davanın esasıyla ilgili karar verilmesi doğru bulunmamıştır.) (2. HUKUK DAİRESİ E. 2010/17523 K. 2011/18380 T.) 14.11.2011