Mesajı Okuyun
Old 03-10-2006, 16:22   #3
medenikal

 
Varsayılan

KARAYOLLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ADINA YAPIM İŞİ YÜRÜTEN İNŞAAT ŞİRKETİNİN VERDİĞİ ZARARIN TAZMİNİ İSTEMİYLE KARAYOLLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ'NE KARŞI TAM YARGI DAVASININ İDARİ YARGIDA AÇILACAĞI HK<
Temyiz İsteminde Bulunan : Türk Telekomünikasyon A.Ş. Genel Müdürlüğü
Vekilleri : Av. ...
Türk Telekom A.Ş. İl Müdürlüğü Hukuk Müdürlüğü
Karşı Taraf : Karayolları Genel Müdürlüğü
Vekili : Av. ...
Karayolları 12. Bölge Müdürlüğü
İstemin Özeti : ... yolu üzerinde ... Köprüsü kavşağında köprü korkuluğu yapılması esnasında yol kenarında bulunan ve davacı kuruma ait yer altı kablolarına zarar verildiğinden bahisle .... -lira tazminatın 30.11.2000 tarihinden itibaren % 70 faizi ile birlikte ödenmesi istemiyle açılan davada, Karayolları Genel Müdürlüğü adına bir inşaat şirketi tarafından yürütülen köprü korkuluğu yapılması sırasında davacı idareye ait yer altı kablolarına verilen zararın haksız fiil niteliğinde bir eylemden kaynaklandığından uğranıldığı ileri sürülen zararın tazmini istemiyle açılan davanın adli yargıda çözümlenmesi gerekeceği, aynı konuda inşaat firması aleyhine adli yargı yerinde tazminat davası da açılmış olduğu gerekçesiyle, 2577 sayılı Yasanın 14/3-a ve 15/1-a maddeleri uyarınca davayı görev yönünden reddeden ... İdare mahkemesinin ... gün ve ... sayılı kararının; hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Usul ve yasaya uygun bulunan mahkeme kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi Melek ŞENDİL YAN'ın Düşüncesi : İstemin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Ülkü ERBÜK'ün Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle İdare Mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, Karayolları Genel Müdürlüğü adına bir inşaat şirketi tarafından yürütülen köprü korkuluğu yapımı sırasında davacı idareye ait yeraltı kablolarına zarar verildiğinden bahisle oluşan zararın tazmin edilmesi isteminden kaynaklanmıştır.
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmıştır.
2577 sayılı Yasanın "İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırları" Başlıklı 2. maddesinin 1/b bendinde; idari eylem ve işlemlerden dolayı hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları idari dava türleri arasında sayılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde; bu kanunun amacının, karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlamak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu vurgulanmış, yine aynı yasanın 7. maddesinde bu amaç doğrultusunda Karayolları Genel Müdürlüğünün görev ve yetkileri sayma yolu ile belirlenmiştir.
Öte yandan 818 sayılı Borçlar Kanununun "İstihdam Edenlerin Mesuliyeti" başlıklı 55. maddesinde de; "Başkalarını istihdam eden kimse, maiyetinde istihdam ettiği kimselerin ve amelesinin hizmetlerini ifa ettikleri esnada yaptıkları zarardan mesuldür. Şu kadar ki böyle bir zararın vukubulmaması için hal ve maslahatın icabettiği bütün dikkat ve itinada bulunduğu yahut dikkat ve itinada bulunmuş olsa bile zararın vukuuna mani olamayacağını ispat ederse mesul olmaz. İstihdam eden kimsenin, zamin olduğu şey ile zararı ika eden şahsa karşı rücu hakkı vardır." hükmüne yer verilmiştir.
Alıntısı yapılan kanun maddelerinden anlaşılacağı üzere; İdareler kamu hizmetlerinin yürütülmesi sırasında kişilere ve özel mülkiyete verdiği zararı tazmin ile sorumlu olup, tazminat davasına konu olabilecek zararın idari eylem ve işlemlerden doğması halinde bu zarar idari yargıda açılacak tam yargı davası ile istenebilecektir. Bir başka anlatımla, idarelerin görev alanları içinde yürüttükleri kamu hizmetlerinin ifası sırasında meydana gelen zararlardan dolayı sorumluluklarının bulunup bulunmadıklarının tartışılacağı yer idari yargı yerleridir.
Olayda, idarenin yetki ve görev alanında bulunan bir hizmetin yürütümüne bağlı olarak oluştuğu anlaşılan zararın tazmini istemiyle açılan dava, Borçlar Kanununda yer alan kural doğrultusunda tam yargı davası niteliği taşımakta olup adli yargıda zararı doğurduğu ileri sürülen yapım işini Karayolları Genel Müdürlüğü adına yürüten inşaat şirketine karşı açılan tazminat davası idari yargıda dava açılmasına engel teşkil etmeyecektir.
Bu durumda, uğranıldığı öne sürülen zarardan dolayı idarenin hizmet kusuru ya da kusursuz sorumluluk esasları çerçevesinde sorumluluğu bulunup bulunmadığının yasal denetiminin, idare hukuku ilke ve kurallarına göre idari yargı yerlerince yapılacağı açık olup, davayı görev yönünden reddeden mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, ... İdare Mahkemesi kararının bozulmasına 11.11.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.
BŞ/ÖEK