Mesajı Okuyun
Old 26-03-2008, 23:27   #99
caner87

 
Varsayılan

Bu o kadar absürd bir konu ki,
bir kere bunun başlangıcı ilkolkula kaç yaşında başladığınıza kadar iner.
5 yaşında başlamış ve hiç sene kaybı yaşamadan ve yabancı dil hazırlık sınıfı da okumadan- mesela evde kurs ve kendi çabanızla ya da yurtdışında yaz tatillerinizi geçirmek sureti ile hayalinizdeki yabancı dil ya da dilleri öğrenerek- orta okulu-bizim zamanımızdaki ifadesi ile-, liseyi hiç sene kaybı olmadan ve üniversiteyi ilk girişinizle kazanarak,
Hukuk fakültesini bütünlemelere kalmaksızın- mesela bizim üniversitemizde öyle bir imkan vardı.Finallere bile katılmadan okulu yaklaşık 6 ay evvelden bitirme imkanı şeklinde idi ve bunu vizelerde aldığınız olağanüstü sayılabilecek puanlar belirliyordu- 4 bile değil, 3,5 yılda tamamlayan birini hayal edin..
Bu kişi başarılı mıdır?
kıstas zamanı kullanmak ise,
bu vatandaş yaklaşık bir sene erken başlamış olmanın, bir sene de hazırlık sınıfının, yarım yıl da erken bitirmenin -totalde 2,5 yıl ediyor- neticesinde hesaplarım beni yanıltmıyor ise 19,5 yaşında bitirmiş olmanın sevincini yaşar mı ? Yaşar..
Buna başarı denir mi?
Erkenden tahsilinin önemli bir kısmını bitirdiği için ,ben buna başarı diyebilirim.
Öte yandan hayatla ilgili asıl temasında neleri göğüsleyebildiği zaten bu 19,5 yıl ile çok alakalı olmayacaktır,
Bu 19,5 değil de,
29,5 yılında tasil hayatının aynı yukarıda açıklanan kısımlarını bitirmiş olsa idi?
Buna başarı denir miydi?
Elbette denirdi.

Hangisi tercih sebebi olurdu?
İşin nev'ine göre durum değişirdi.
Kişinin becerisine göre durum değişirdi.
Kişinin bilgisine göre durum değişirdi.
Kişinin iş tecrübesine göre durum değişirdi.
Kişinin çevresine göre durum değişirdi.
Kişinin ailesine göre durum değişirdi.
Kişinin cinsiyetine göre durum değişirdi.
Kişinin ilgi alanına göre durum değişirdi.
Kişinin yaşına göre durum değişirdi.
Kişinin sabrına göre durum değişirdi.
Kişinin beklentilerine göre durum değişirdi.

Burada değişken olan "kişi" nin özel durumu.
Dolayısı ile genellemeler yapmak ne kadar mantıksız. Zaten korelasyonu bir yerde bozuyor oluyoruz o nedenle doğru ve gerçek sonuca ulaşmak imkansız.
Şunu sadece etrafımda gördüklerimden söylüyorum bizim fakültede yaşça büyük, aynı sınıfı tekrarlamak durumda olan abi ve ablalar hatta teyze ve amcalar vardı.
Bir çoğu ile diyalog halindeyim.
Ben biraz ufak başladım, okul hayatımda hiç sene kaybı olmadı ve dört senede tamamladım,
bana kazandırdıkları var ama ben biliyorum ki ben yıllara yaya yaya bu fakülteyi bitirmiş olsa idim, ben kendime daha çok zaman ayırmış olacaktım çünkü bu benim kapasitem ile ilgili.
içimizden bazıları vardır ki hem dört senede bitirir hem de kendine ve çevresine geniş zamanlar yaratır.
İçimizden bazıları vardır ki bir okumak ona az gelir en iki yıl üzerinden geçmedikçe anlamaz ve o ara da başka hiç bir şeye dokunmaz.
içimizden bazıları vardır ki, okul onun için şekildir.
Diploma iş yeri çalıştırma için ruhsat gibi birşeydir, zaten çalışma hayatında aktif olarak rol almaya başlamıştır, ehliyet alır gibi diploma alır. Yani yolunu bulmuştur , su gibi akar.. Zamanı farklı bir şekilde
-daha sonra fark atmak için- kullanır Bu gruptakiler daha bir farklıdır, zehir gibi gelirler bana. Kurnaz bir gülümseme vardır yüzlerinde, herşeyi bilir gibidirler bilip bilmemeleri önemli değildir,ve ben aslında şu son grupta olmayı isterdim. :P
Bizim o amca ve teyzeler de bu gruptaydı