Mesajı Okuyun
Old 28-04-2007, 13:40   #5
dark

 
Varsayılan

Konusu geçen madde 135/1
Alıntı:
Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturma ve kovuşturmada, suç işlendiğine ilişkin kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka suretle delil elde edilmesi imkânının bulunmaması durumunda, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının kararıyla şüpheli veya sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişimi tespit edilebilir, dinlenebilir, kayda alınabilir ve sinyal bilgileri değerlendirilebilir.Cumhuriyet savcısı kararını derhâl hâkimin onayına sunar ve hâkim, kararını en geç yirmidört saat içinde verir. Sürenin dolması veya hâkim tarafından aksine karar verilmesi halinde tedbir Cumhuriyet savcısı tarafından derhâl kaldırılır.

Altını çizdiğim cümlede suç işlendiğine dair kuvvetli şüphenin varlığı ,başka suretle delil elde edilme imkanının bulunmaması ibaresinden anlaşılan en son başvurulacak delil yolu olmasıdır..ayrıca ''
amaca bağlılık ilkesi'' ışığında delillerin değerlendirilmesi yoluna gidilecektir.

Alıntı:
1- İletişimin tespiti ne demektir : Maddede yer alan ‘İletişimin tespiti’ ifadesi ile ne denmek istediği tam olarak anlaşılamamaktadır. Bu belirsizlik doktrinde de devam etmiş ve bu ifadenin ne anlama geldiği, Ceza Usul Hukuku kitaplarında da farklı şekilde açıklanmıştır. İfadeyi açıklamak için en güvenilir yol 26434 sayılı Resmi gazetede yayınlanan Ceza Muhakemesi Kanununda Öngörülen Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi, Gizli Soruşturmacı ve Teknik araçlarla İzleme Tedbirlerinin Uygulanmasına Dair yönetmeliğin 4.maddesinin f bendidir.Bu madde ‘iletişimin denetlenmesi’ ile ilgili kavramları açıklamamızda bize yardım edecek olan tanım maddesidir. Buna göre iletişimin tespiti; iletişimin içeriğine müdahale etmeden, iletişim araçlarının diğer iletişim araçlarıyla kurduğu iletişime ilişkin arama, aranma, yer bilgisi ve kimlik bilgilerinin tespit edilmesine yönelik işlemleri ifade eder. Tanıma göre iletişimin tespiti, iletişim içeriğine müdahale etmemeyi gerektirir.Değerlendirme bu şekilde yapıldıktan sonra öncelikle cep telefonunda kayıtlı olan SMS’lerin içeriğinin nasıl denetleneceği soru işareti yaratmaktadır. SMS içeriklerinin denetlenmesi, maddede yer alan ‘dinleme’, ‘kayda alma’ ve ‘sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi’ ifadelerinden hiçbirinin içine yerleştirilemez. İletişimin tespiti de iletişimin içeriğine müdahaleyi engellediğine göre SMS içeriklerinin nasıl tespit edileceği hala bir belirsizliktir.Teknolojik gelişmeler göz önüne alındığında, bir insanın iletişimini salt telefon vb. araçlarla gerçekleştirmediği bilinen bir gerçektir. Oysa kanun koyucu iletişimin denetlenmesi ile ilgili maddeleri düzenlerken neredeyse bu gelişmeleri hiç dikkate almamıştır. Bu dikkatsizlik sonucu ‘’e-maillerin’’ denetiminin nasıl yapılacağı hususu ikinci sorun olarak karşımıza çıkar. ‘e-mail’ acaba m.135 içine sokulabilir mi, yoksa bunu m.134 içinde mi değerlendirmek gereklidir?

''Buna göre iletişimin tespiti; iletişimin içeriğine müdahale etmeden, iletişim araçlarının diğer iletişim araçlarıyla kurduğu iletişime ilişkin arama, aranma, yer bilgisi ve kimlik bilgilerinin tespit edilmesine yönelik işlemleri ifade eder. Tanıma göre iletişimin tespiti, iletişim içeriğine müdahale etmemeyi gerektirir.'' şeklinde tanımlama yapılmıştır.SMS içeriği tespiti de suça konu delil teşkil edecek geçmiş telefon konuşmalarının ilgili GSM operatörlerinden istenildiği şekilde teknik bir sürectir kanaatindeyim.

Alıntı:
Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Tespiti, Dinlenmesi, Sinyal Bilgilerinin
Değerlendirilmesi ve Kayda Alınmasına Dair Usul ve Esaslar ile Telekomünikasyon
İletişim Başkanlığının Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Yönetmelik

Teknik uzmanın görevleri
Madde 21-
Teknik uzmanının görevleri şunlardır:
a) 17 nci maddenin (a) ve (b) bentleri kapsamında kalan taleplerin Yönetmeliğe uygun şekilde yerine getirilmesini sağlamak,
b) Başkanlığın faaliyetleri için gerekli sistemleri oluşturmak, alt yapıyı kurmak, kurdurmak, geliştirmek, işletmek, bakım ve onarımlarını yapmak veya yaptırmak ve bu alandaki teknolojik gelişmeleri takip etmek ve Başkana görüş bildirmek,
c) Aynı iletişim hakkında birden fazla ilgili kurum tarafından hakim kararı alınması, Cumhuriyet savcısı kararı alınması veya yazılı emir verilmesi halinde, taleplerin aynı anda karşılanarak ilgili kurumların her birine gerçek zamanlı olarak iletilmesini sağlamak,
d) İlgili kurumların sisteme kesintisiz, hızlı ve gerçek zamanlı erişimi için ilgili kurumlarca talep edilecek miktar ve kapasitede ihtiyaç duyulan noktalar arasında güvenli iletişim alt yapısını kurmak,
e) Kaydedilen ses, faks, veri ve internet dâhil her türlü iletişim bilgilerinin ilgili kurumlara çözümlenmiş olarak ortak formatta ulaştırılması ve sistemin yirmidört saat esasına göre çalışmasını sağlamak,
f) Yapılan kayıtları, iletişimin içeriği ve içeriğin dışında kalan iletişime ait bilgilerle birlikte tedbir devam ettiği sürece saklamak,

g) Yapılan kayıtlar içerisinde kriptolu haberleşmeye rastlanılması halinde çözümlenme imkanı araştırılmak üzere ilgili kuruma kaydın orijinal halini göndermek, ilgili kurumca talep edilmesi halinde kripto çözüm mekanizmasının sisteme dahil edilmesini sağlamak,
h) İlgili kurumlara ait kayıtları, Başkanlık ve ilgili kurumların sistem üzerinde gerçekleştirdikleri her türlü faaliyete ait bilgisayar kayıt ve bilgileri kompartımantasyon ilkeleri çerçevesinde muhafaza etmek, oluşturulacak yetki seviyeleri doğrultusunda ilgili kurumların erişimine açmak,
i) Kurulan ve işletilen sistemlerin, kaydedilen verilerin güvenliğini sağlamak,
j) Başkanlık faaliyetleri için ihtiyaç duyulan her türlü malzeme, sistem ve donanımın yurt içi ve yurt dışından temin edilmesi konularında görüş bildirmek, k) Başkanlık için kurulacak ayrı ve özel bir ağ üzerinden bilgi akışının düzenli ve güvenli bir şekilde yapılmasını sağlamak, ilgili kurumlarca Başkanlığa yapılacak bağlantıların güvenliğini sağlamak,
l) Başkan tarafından verilen diğer görevleri yerine getirmek.


Alıntı:
2-Madde Başlığı Doğru mu ? : Belki uygulamada bir sorun yaratmayan ancak,eksiklik olarak sayılabilecek bir durum da 135.maddenin başlığıdır. Madde başlığı ‘İletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması’dır. Buna rağmen madde içinde sinyal bilgilerinindeğerlendirilebileceğinden bahsedilmiştir. Başlık ve içerikteki buuyumsuzluk rahatsız edicidir. Bu madde düzenlenirken oldukça dikkatsiz davranılmış ve bu basit görünen durum gözden kaçmıştır. Madde başlığında ‘sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi’ de yer almalıydı.

Madde başlığının yerinde olduğunu düşünüyorum ,çeşitli konularda yer alacak ve her maddenin açıklanmasında geçen kavramların başlık yapılmasının veya yapılmamasının ne uygulama da soruna ne de anlam karmasasına yol acacağını düşünmemekteyim.

Alıntı:
3-Zamanın Başlaması Sorunu :CMK m.135/4 ‘de tespit işleminin an çok 3 ay için yapılabileceği ve bu sürenin bir defaya mahsus olmak üzereuzatılabileceğibelirtilmiştir.
Açıklık olmaması sebebiyle sürenin ne zaman başlayacağı tartışmalara sebep olmaktadır. 3 aylık sürenin başlaması ile ilgili 3 görüş vardır :
a. Süre, hakimin kararını verdiği anda işlemeye başlar.
b. Süre, hakimin kararını kolluğa bildirdiği anda işlemeye başlar.
c. Süre kolluğun tedbiri uygulamaya başladığı, yani tespitin fiilen başladığı anda işlemeye başlar.
Sürenin başlaması ile ilgili bu görüşlerden sanık veya şüphelinin en yararına olan,
‘hakimin kararını verdiği anda’ sürenin başlamasıdır. Özellikle son görüşün kabulü halinde;
kolluğun hakim kararından itibaren belki de uzun bir süre geçtikten sonra tespit işlemine başlaması, ortaya çok saçma ve koruma tedbirlerinin nitelikleri ile de bağdaşmayan bir durum çıkaracaktır. Kanunun bu noktaya açıklık getirmemiş olması da bir eksikliktir.

''C. Savcısı kararını derhal hakimin onayına sunar ve hakim, kararını en geç yirmidört saat içinde verir.'' denilmektedir. Ben de 3 numaralı alıntımda yer alan ''a'' şıkkına yani;''a. Süre, hakimin kararını verdiği anda işlemeye başlar.'' kanaatindeyim.

Alıntı:
5- İletişimin Denetlenmesinde Tazminat Sorunu : Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 141.-144.maddelerinde ‘ Koruma Tedbiri Nedeniyle Tazminat’ ; ‘tazminat istemi’, ‘istemin koşulları’, ’tazminatın geri alınması’, ‘tazminatisteyemeyecek kişiler’ gibi konularla oldukça ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir. Hakkında haksız koruma tedbiri uygulanan kişi, hem maddi hem de manevi her türlü zararının giderilmesini isteyebilmektedir. Ancak 141.maddede belirtilen tazminat istenebilecek haller içinde neredeyse tüm koruma tedbirleri sayılmasına karşın, ‘iletişimin denetlenmesi’ sayılmamıştır. Bunun bilinçli olarak mı yapıldığıanlaşılamamakla birlikte, hakkında ‘iletişimin denetlenmesi tedbiri’ haksız olarak uygulanan kişinin bu maddeler dışında başvurabileceği bir yol da görünmemektedir. Bahsi geçen koruma tedbirinde kişinin maddi herhangi bir zarar uğramasının mümkün olmayacağı savunulsa da, manevi zarar uğramayacağının garantisi verilemez. Haberleşme hürriyeti, özel yaşamın gizliliği gibi çok önemli anayasal hakları ihlal edilen bu kişinin, bu duruma karşılık yapabileceği hiçbir şeyin olmaması öncelikle ‘Hukuk Devleti’ ilkesine önemli bir aykırılıktır.Belirtilen 141.maddedeki bu eksikliğin bir an önce giderilmesi gerekmektedir. Aksi halde hukuka aykırılıkların önü açık kalacaktır.

İletişimin denetlenmesi gizli yürütülmektedir, önemli bir şüphe bulunmadığı sürece uygulanamayacak ve başka suretle delil elde etme imkanından söz edilemeyeceği durumda en son bu uygulamaya gidilecektir. Ancak
Alıntı:
e) Kanuna uygun olarak yakalandıktan veya tutuklandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilen
, bu maddeye uymaz mı tazminat istemi veya kişisel eşyalara örneğin bilgisayar gibi el konulduğunda
Alıntı:
j) Eşyasına veya diğer malvarlığı değerlerine, koşulları oluşmadığı halde elkonulan veya ko*runması için gerekli tedbirler alınmayan ya da eşyası veya diğer malvarlığı değerleri amaç dışı kullanılan veya zamanında geri verilmeyen
. bu maddeye de uydurulabilir sanırım Fakat anlamadığım bir nokta TCK da yer verilen aşağıdaki maddeler ışığında tazminat isteminde bulunulamaz mı?


Alıntı:
DOKUZUNCU BÖLÜM
Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar

Haberleşmenin gizliliğini ihlâl

MADDE 132. - (1) Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlâl eden kimse, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu gizlilik ihlâli haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın alenen ifşa eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(4) Kişiler arasındaki haberleşmelerin içeriğinin basın ve yayın yolu ile yayınlanması hâlinde, ceza yarı oranında artırılır.
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması

MADDE 133. - (1) Kişiler arasındaki alenî olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişi, iki aydan altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi, diğer konuşanların rızası olmadan ses alma cihazı ile kayda alan kişi, altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(3) Yukarıdaki fıkralarda yazılı fiillerden biri işlenerek elde edildiği bilinen bilgilerden yarar sağlayan veya bunları başkalarına veren veya diğer kişilerin bilgi edinmelerini temin eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu konuşmaların basın ve yayın yoluyla yayınlanması hâlinde de, aynı cezaya hükmolunur.
Özel hayatın gizliliğini ihlâl

MADDE 134. - (1) Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlâl eden kimse, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlâl edilmesi hâlinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
(2) Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri ifşa eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi hâlinde, ceza yarı oranında artırılır.
Kişisel verilerin kaydedilmesi

MADDE 135. - (1) Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden kimseye altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Kişilerin siyasî, felsefî veya dinî görüşlerine, ırkî kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlâkî eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin bilgileri kişisel veri olarak kaydeden kimse, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme
MADDE 136. - (1) Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.