Mesajı Okuyun
Old 08-11-2007, 10:59   #1
ggüven

 
Soru İzaleyi Şuyu

Satış yoluyla ortaklığın giderilmesi istenilen taşınmaz üzerinde dava tarihinden önce, paydaşlardan birisi tarafından yapılmış bir bina vardır. Bu bina yapımı konusunda diğer paydaşlarla bir sözleşme imzalanmış ve onların da muvafakatı alınmıştır. Ancak bu bina tapuya kaydedilmemiştir.
Bugün ise, dava devam ederken, diğer paydaşlar bu sözleşmeyi kabul etmekte, bina yapıldığı tarihte muvafakat ettiklerini beyan etmekteamam bugün itibariyle muvafakat etmediklerini dile getirmektedirler.
Paydaşların bu konudaki beyanlarını hakim nasıl değerlendirmeli ve paylaşım nasıl olmalıdır??
Paylaşım konusunda Yargıtay'ın kararları var. Bir tanesini de ekliyorum..

T.C.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
E. 1988/16873
K. 1989/920
T. 26.1.1989
• TAŞINMAZ ÜZERİNDE MUHDESAT BULUNMASI
• ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ ( İZALE-İ ŞUYU )
743/m.619
ÖZET : Taşınmazdaki ortaklığın giderilmesi istemli davada arz üzerinde muhdesat varsa her birinin değerler ayrı ayrı saptanmalı, keza ayrı ayrı oranlama yapılarak satış bedeli belirlenmek suretiyle sonuca ulaşılmalıdır.
DAVA VE KARAR : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan ( ... ) izale-i şuyu davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla ( ... ) gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava bir parça taşınmazın ortaklığının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkeme satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar vermiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
1 - Dosyadaki yazılarla toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2 - Satış yoluyla ortaklığın giderilmesi istenilen taşınmaz üzerinde bina ağaç vesair gibi muhdesat varsa bunlar M.K.’nun 619 uncu maddesi uyarınca arzın mütemmim cüz'ü sayıldığından arzla birlikte satışına karar verilir. Ancak bunların bir kısım paydaşlara aidiyetine ilişkin tapuda şerh varsa veya bu hususta tüm paydaşlar ittifak ediyorsa o takdirde değerlere göre oran kurulması ve satış parasının bu oran esas alınarak dağıtılması gerekir. Oran kurulurken muhdesatın ve arzın dava tarihi itibariyle ayrı ayrı değeri takdir ettirilir, bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri saptanır, bulunan tüm değer muhdesat bedeline ve arzın kıymetine ayrı ayrı oranlanarak yüzde itibariyle ne kadarının muhdesata, ne kadarının arza isabet ettiği belirlenir. Satış bedelinin dağıtımında da bulunan bu yüzde nisbetler gözönünde tutularak muhdesata isabet eden kısmın sadece muhdesat sahibine veya payları nisbetinde sahiplerine isabet eden kısmın da payları oranında tüm paydaşlara verilmesi icap eder.
Muhdesatın arzın paydaşlarına değil de üçüncü şahsa aidiyetinin anlaşılması halinde bu şahsı muhdesat nedeniyle davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay verme mümkün değildir.
Olayımızda: Taşınmaz üzerinde zemin katın üstündeki birinci kattaki bir ve iki numaralı dairelerin davalı tarafından yapıldığı davacılar tarafından kabul edilmektedir. Ancak bu iki daire yapıldıktan sonra da davacı ( C. ) 'in 1/8 hisse daha aldığı, böylece davalının 2/8 hissesinin 1/8 'e düştüğü ve davalı tarafından yapılan bu iki daireden birinde davacı ( C. ) 'in de hakkı olduğu ileri sürülmüş, bu konudaki uyuşmazlığın halli için davalının Asliye Hukuk Mahkemesine aidiyet davası açtığı bildirilmiştir. Diğer ikinci ve üçüncü katlardaki muhdesatın ( dairelerin ) müstakilen davacı ( C. ) tarafından yaptırıldığı hakkında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Zemindeki muhdesatta da uyuşmazlık yoktur. Bu takdirde birinci kat muhdesatındaki uyuşmazlığın çözülmesi için Asliye 1. Hukuk Mahkemesi’nin1987/742 esasında kayıtlı dava sonucu bekleyip bu kattaki muhdesat uyuşmazlığı çözümlendikten sonra muhdesatla ilgili olarak yukarıda açıklandığı üzere ayrı değerlendirmeler yapılarak her muhdesatın ve çıplak arzın birleşik değere oranlanarak yüzdelerinin bulunması bina veya daire yüzdelerine isabet eden miktarın muhdesat sahiplerine verilmesi gerekir.
Mahkemenin birinci kattaki muhdesat uyuşmazlığını nazara almadan ve yukarıda açıklandığı şekilde oran kurma düşünülmeden karar vermesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.’nun 428 inci maddesi uyarınca hükmün ( BOZULMASINA ), oybirliğiyle karar verildi.