Merhabalar.Müvekkilim hakkıda bonodan kaynaklanan bir borç iddiasıyla ihtiyati haciz kararı alınmış, 10 liralık haciz kararı alınmasına rağmen 20 liralık haciz uygulanmıştır. Müvekkilim, böyle bir bono tanzim etmediğini, imzanında yazılarında kendine ait olmadığını savunduğu için,
a)Şhtiyati hacze karar veren mahkemede itiraz edilmiştir. Mahkeme talebimizi red etmiştir.
b) Taşkın haciz yapılması kararına itiraz edilmiş, mahkeme, haczedilen malların %40 a satılabileceği, böyle olunca taşkın haczin söz konusu olmadığı gerekçesiyle talebimizi red etmiştir, tarafımızdan temyiz edilmiş,dosya halen yargıtay'dadır.
c) Senedi düzenleyen kişilere karşı savcılığa suç duyurusunda bulunulmuş, imza örnekleri toplanmış, savcılık,imza incelemesi yoluna gitmiştir, henüz soruşturma devam etmektedir.
d) takibin iptali davası açılmış, tatbike medar imzalar gelmiş, istiktap yapılmış, Adli Tıptan, imzanın müvekkile ait imzalarla hiç uyuşmadığı yolunda rapor gelmiştir.
1) Adli tıp raporunun bağlayıcı olmadığı, bir başka bilirkişiden başka bir rapor gelebileceğini bilmekle beraber, siz değerli meslektaşlarıma sorum şu.,
2) İCRA MAHKEMESİNCE VERİLECEK TAKİBİN İPTALİ KARARININ kesin hüküm olmayacağı ve alacak davası açılmasına engel olmayacağı göz önüne alındığında, bu aşamada, borçlu olmadığını kesin hükme bağlamak için menfi tespit davası açmamı önerirmisiniz.
3) Yaklaşık 6 aydır parası bankada bloke edilen (ihtiyaten haczedilen) ve bu nedenle işletmesinin bütün ödemeleri aksayıp çekleri bir bir geri dönen müvekkilin zararlarına yönelik haksız ihtiyati hacizden dolayı dava açmamı (menfi tespit davası sonuçlandığında yada onunla beraber) önerirmisiniz. Çok teşekkürler.