Mesajı Okuyun
Old 06-01-2010, 15:11   #3
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 2008/7745
Karar: 2008/10420
Karar Tarihi: 16.05.2008

MEMUR İŞLEMİNİ ŞİKAYET - HACİZ İHBARNAMESİ ŞARTLARINI TAŞINMAYAN YAZI - BANKANIN HACİZ YAZISINA KARŞI İDDİASININ İSTİHKAK İDDİASI NİTELİĞİNDE OLDUĞU - ŞİKAYETİN KABULÜ GEREĞİ

ÖZET: Somut olayda icra dairesinin borçlunun bankadaki mevduatının haczi için doğrudan haciz yazısı gönderdiği tespit edilmiştir. Haciz yazısının icra dairesinde yazıldığı tarihte haciz tamamlanmış olacağından 3. kişi durumundaki bankanın haciz yazısına karşı (mevduat üzerinde rehin ve hapis hakkının olduğunu ileri sürmesi) (istihkak iddiası) niteliğindedir.

(2004 S. K. m. 88, 89, 99, 106) (HGK. 01.12.1999 T. 1999/12-1003 E. 1999/1017)

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 19.11.2007 tarih, 18721/21474 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki şikayetçi vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Mevduat yatırma ağırlıklı olarak esas itibariyle belli oranda faiz elde etme amacına yöneldiği için karz akdine daha çok yaklaşan ancak güvenilir bir kurumda parayı muhafaza etme fikri ile vedia akdini hatırlatan kendine özgü bir akit tipidir. Mevduata uygulanacak hükümler ancak kıyas yolu ile ve niteliğine uygun düştüğü ölçüde karz akdi hükümleri ve istisnai hallerde vedia akdi hükümleri olacaktır. (Prf. Seza Reisoğlu, Bankalar Kanunu Şerhi, Sahife 261-HGK 15.06.1994 tarih 11-1787398 sayılı kararı)

Borçlunun 3. kişi bankadaki alacağı-mevduatı İ.İ.K’nun 106/2 maddesi gereğince menkul hükmündedir. Bu nedenle bankadaki mevduatın haczi menkul haczi gibi icra müdürlüğünce bankaya yazılacak yazı ile de haczedilebilir. (H.G.K. 01.12.1999 tarih 1999-1003/1017 sayılı kararı) İ.İ.K.’nun 88. maddesinin üst başlığında da açıkça belirtildiği gibi bankaya haciz ihbarnamesi gönderilmesi bankadaki mevduatın borçluya ödenmesini önleyen muhafaza tedbiridir. Bu nedenle mevduatın haczi için haciz yazısı dışında bankaya ayrıca İ.İ.K’nun 89. maddesi gereğince haciz ihbarnamesi tebliği şart değilse de mevduatın 3.kişi nezdinde alacak niteliği de arz etmesi sebebi ile sözü edilen madde doğrultusunda haciz ihbarnamesi gönderilmesi sureti ile haczedilmesine de yasal bir engel bulunmamaktadır. Bu işlem yapıldığı takdir de İ.İ.K’nun 89 ve bunu izleyen maddelerindeki hukuki sonuçlar doğar. İ.İ.K’nun 89. maddesindeki koşulları taşımayan haciz yazısı gönderilmesi halinde ise anılan maddedeki sonuçlar doğmaz ve borç bankanın zimmetinde sayılmaz.

Somut olayda icra dairesinin borçlunun bankadaki mevduatının haczi için doğrudan haciz yazısı gönderdiği tespit edilmiştir. Haciz yazısının icra dairesinde yazıldığı tarihte haciz tamamlanmış olacağından 3. kişi durumundaki bankanın haciz yazısına karşı (mevduat üzerinde rehin ve hapis hakkının olduğunu ileri sürmesi) (istihkak iddiası) niteliğindedir. Bu durumda icra müdürünün İ.İ.K’nun 99. maddesindeki kurallara göre işlem yapması gerekirken paranın bankadan istenmesi yasaya aykırıdır. O halde mahkemece şikayetin kabulü yerine reddi isabetsizdir. Mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekirken onandığı anlaşıldığından şikayetçi vekilinin karar düzeltme istemi kabul edilmelidir.

Sonuç: Şikayetçi vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 19.11.2007 tarih ve 2007/18721 E. 2007/21474 K. Sayılı onama kararının kaldırılmasına ve mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 16.05.2008 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları