Mesajı Okuyun
Old 21-05-2009, 22:36   #5
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan mfa
Bahsettiğiniz durum "öztüketme" diye adlandırılıyor. Yani söz konusu ihlalin AİHS'e aykırı olduğunun iç hukuk yollarının tüketilmesi sırasında iç hukuk makamlarına bir şekilde bildirilmesi.Dava dilekçesinde,duruşma zaptında,temyiz dilekçesinde bu konuya değinebilinir.Elbette AİHM'e gidileceği tehditi hoş karşılanmasa da bir nevi dolaylı olarak iç hukuk makamları uyarılmaktadır.Fakültedeyken hocamız bu konuda çekinmemezi söylerdi hep

Aynı doğrultuda;
Bu konuda zamanında çok faydalandığım bir çalışmadan ilgili bir alıntıyı faydalı olması amacıyla sunuyorum:

Bireysel başvuruda bulunmadan önce, Sözleşme standartlarına (Sözleşme hükümlerine ve Mahkeme içtihatlarına) aykırı bir tasarrufun bulunduğunu ulusal makamlar önünde ileri sürmek gerekir. Bu Sözleşmenin 35. maddesi uyarınca bir başvurunun kabuledilebilir bulunması için bir ön koşuldur.
Kamu makamları iç hukuk normları varken bir de insan hakları standartlarının ileri sürülmesinden ötürü bezginlik duyabilir ya da aldırmazlık gösterebilirler. Ancak bir avukat hem insan haklarına saygılı bir toplum düzeni adına mücadele için, hem de elindeki bir davayı kazanabilmek için, ulusal kamu makamları önünde Sözleşme'yi ve Sözleşme'nin standartlarına uygun iç hukuk kurallarını ileri sürmek zorundadır.

Sayın mfa, aktardığınız alıntı kimden/neredendir?
35.maddeye baktım; iç hukuk yollarının tüketilmesi koşulu var, ancak "sözleşmeye aykırılığın ulusal makamlar önünde ileri sürülmesi koşulu" yok. Bu yorum nereden kaynaklanıyor, açıklar mısınız?