Mesajı Okuyun
Old 23-01-2012, 12:01   #62
av.humk

 
Varsayılan İŞÇİ Alacaklari

Sayın meslektaşlarım,sanırım aşağıda ki ayrıntılı açıklamalar “işçi alacaklarında” hangi tür davanın açılacağı,yada açılması gerektiği tartışmalarını sona erdireceği kanaatindeyim.Bir yasa hükmü irdelenirken lafzı ve ruhu ile birlikte yorumlanmalıdır.Bu bağlamda,yasada açıklandığı gibi alacağın miktarı ve kapsamının kesin olarak belirlenebilmesinin olanaksız olduğu durumlarda ”belirsiz alacak davası” ikame edilebilecek;dava açılırken az miktarda harca esas değer gösterilecektir.Bu aşamada belirtilen bu miktar,bir kısmi istek tutarı değil,işçi alacağı davasının “edaya dönük bir tespit davası” olduğunun göstergesidir.

Bir belirsiz alacak davası şu durumlarda açılabilecektir:

1-Haksız ve hukuka aykırı katledilme sonucu,ölen kişinin desteğinden yoksun kalanların ikame edebilecekleri maddi ve manevi tazminat talepleri,

2-Hukuka aykırı olarak bedensel zarara uğratılan kişilerin açacakları tazminat davaları

3-Ücret ve tazminat alacaklarını dava başlangıcında tam ve kesin olarak belirleyemeyecek durumda ve alacak miktarının netleştirilmesi kendisinden beklenemeyecek olan işçilerin,alacakları kıdem,ihbar ve işçilik haklarından kaynaklanacak tüm yasal talepleri hususunda belirsiz alacak davası kesinlikle ikame edilebilir.Daha doğrusu alternatif dava açma yöntemlerinden daha emin yoldur.

İşçi alacağı dava dilekçelerinde yapılacak tüm açıklamalar ne kadar ayrıntılı olursa olsun ,alacak noktasında kesin bir miktarın belirlenmesi olanaksızdır.Çünkü işçi alacakları likit alacaklar gurubunda değildir.Alacak miktarının belirlenmesi bir yargılamaya muhtaçtır. Bu yargılama safahatında mahkemece deliller toplanmalı tanıklar dinlenmeli sonuca göre uzman bilirkişi incelemesinden sonra tazminat ve alacak tutarı belirlenmelidir.Kıdem ve ihbar tazminatı hesabında hangi ücretin esas alınacağı hususu işçi tarafından biliniyor kabul edilmemelidir.Çünkü;4857 sayılı kanunun 37. md.deki emredici düzenlemeye rağmen ayrıntılı ücret hesap pusulasından gerçek ücreti maaş bordrolarında gösterilmeyen işçi,kıdem tazminatına esas olacak ücretin net ücret üzerinden mi,brüt ücret üzerinden mi,hesaplanacağını buna başkaca hangi ücret kalemlerinin dahil olacağını bilemez.Bu hesaplama tarzı kesinlikle bir uzmanlık işidir.Aksi düşünülürse her işçi, işçi alacağı davasında hem davacı hem de uzman kişi olarak görülmesi gerekirdi.Bu olgu evrensel hukuk ilkeleri ile bağdaşmaz,kanaatindeyiz.

Ülkemizin klasikleşmiş bir gerçeği olarak,işçiye kayıt dışı net ücret ödeniyorsa,ödenen net ücretin brüt tutarının ne miktarda olduğu işçinin bilmesi ihtimal dışıdır.

İşçi alacağı davalarında deliller toplanacak ,varsa tanıklar dinlenecek,ilgili kurumlardan belge ve bilgiler toplanacak,kuvvetle muhtemel gerçeği yansıtmayan maaş bordrolarına mukabil emsal ücret araştırması yapılacak son olarak uzman bilirkişiden hesap raporu alınacak ve hasıl olacak sonuca göre karar verilecektir.

Şu husus ta gözden kaçırılmamalıdır.İş mahkemelerinde basit usul uygulanacağından (HMK 316/f d gereği) dava dilekçesi ile davalının cevap dilekçesinden sonra ikinci dilekçeler verilmeyecektir.Dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar kesinlikle saklı tutulmalıdır.Bu konuda HMK 109 md f 3 te açık düzenleme olsa da uygulamada süre gelen alışkanlıkların hemen terk edilmeyeceği açıktır.Saygılarımla..(Bilgi notu ;bu yazının hazırlanmasında Yargı Dünyası Dergisinde ocak 2012 de yayınlanan sn.Çelik Ahmet Çelik’e ait belirsiz alacak ve tespit davası konu başlıklı makalesinden faydalanılmıştır. )