Müvekkilin eşi 1974 yılında, kardeşi yurtdışından gelinceye kadar olmak kaydıyla bedel karşılığı kardeşine ait tarlaları kiralıyor. Bu konuda tanıklar ve muhtar huzurunda yazılı kira akdi yapılıyor.
2003 yılında yurtdışından dönen kardeş müdehalenin önlenmesi aksi halde müdehalenin meni davası açılacağına dair bir ihtarname gönderiyor. Bunan sonra kiracı olan kardeş bedel karşılığı bu tarlaları satın alıyor. 2004 yılında ise ölüyor. Satım ile ilgili yazılı bir evrak, köy senedi yok.
1974 yılından beri bu taşınmazlar üzerinde zilyet olan müvekkil ise bu yerleri üzerine geçirmek istiyor. Bu mümkün olmadığı takdirde arazilerde kendi ektiği fındık ağaçlarının bedelini istiyor.
Ben her iki talebinin de mümkün olamayacağını zira olağanüstü zamanaşımı ile kazanılacak zilyetliğin "malik sıfatıyla" zilyetlik olduğunu kendisinin zilyetliğinin ise malik sıfatıyla olamayacağı , 1974 yılından beri kira verilmediğinden kiralayanın fındık ağaçları üzerinde hapis hakkı olduğunu, kardeşler arasında zamanaşımı süresinin işlemeyeceğini düşünüyorum.
Ancak kafamı karıştıran bir diğer husus, müvekkilin aradaki kira sözleşmesinden heberdar olmayıp eşinin babasından kalma olarak bildiği araziler üzerinde 30 yılı aşkın süredir zilyet olmasıdır.
Değerli meslektaşlarım siz ne dersiniz?