Mesajı Okuyun
Old 23-12-2007, 00:40   #2
halit pamuk

 
Varsayılan

II) Kamulaştırmasız el atma vardır diyebilmemiz için ikinci şart, El Atmanın Kamulaştırma Yetkisine sahip idare tarafından ve “kamu yararı” için yapılmış olmalıdır.

Yetkili olmayan idare tarafından kamulaştırma yapmaksızın taşınmaza el konulması halinde, uğranılan zararın tazmini, BK.m 41 uyarınca talep edilebilir, ancak, el konulan taşınmazın mülkiyetinin idareye geçmesi karşılığında taşınmazın bedelinin ödenmesi talep edilemez.

Ayrıca,Kamulaştırmasız el atmadan söz edebilmemiz için idarenin taşınmaza kamu yararı amacıyla el koymuş olmalıdır. Uygulamadan bir örnek:

“Oysa, kamulaştırmasız el atmadan söz edebilmek için; el atmanın, kamusal hizmete tahsis amaçlı ve kalıcı nitelikte olması lazım gelir. Olayımızda ise, davacının dava konusu yaptığı taşınmazına vaki el atma böyle bir amaca yönelik olmadığı gibi özellikle o yerleri kullanmadığı ve eli altında bulundurmadığı cihetle kalıcı nitelik taşıdığından söz etmek de olanaksızdır.” (3. HUKUK DAİRESİ E. 1990/15812 K. 1991/1863 T. 26.2.1991)


------------------ --------------------




İşte bu anlatılanlar ışığında yapılan eylemin Kamulaştırmasız El Atma olduğunu tespit ettikten sonra, kamulaştırmasız el atmanın “ne gibi” bir hukuki sonucu olacaktır? Onu incelemeye geçebiliriz.

Taşınmazına idare tarafından el konulan malik, “El atmanın önlenmesi Davası” açabileceği gibi “bedel” davası( el konulan yerin bedelinin tahsili) da açabilir. Yani malik, bu konuda seçim hakkına sahiptir, bu davalardan dilediğini açabilir. Bunun hukuki dayanağı ise, 16.05.1956 gün ve 1-6 sayılı İBK’dır. Buna göre,

Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulu yola kalbedilen şahsın, esas itibariyle, gayrimenkulunu yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulunun bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.5.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”


I)ELATMANIN ÖNLENMESİ DAVASI

DAVACI : El atılan taşınmazın maliki veya mirasçısı tarafından açılır.
Zilyetliğe dayanılarak bu dava açılamaz. “davacıların malik olmayıp mahkemece zilyetlik durumlarının araştırılarak malik sıfatıyla hareket ettikleri kabul edilmek suretiyle müdahalenin men’inine karar verilmesi bu nedenle doğru görülmemiştir.” ( 5. HD.30.12.1999. gün 20848/22097)
Yeni Türk Medeni Kanunun 702.maddesi uyarınca, mirasçılardan her biri bu davayı tek başına açıp tek başına takip edebileceklerdir.

DAVALI : Taşınmaza kamulaştırma yapmaksızın el koyan İdaredir. Ancak, el koyan idare, uygulamada karıştırılmaktadır.
Uygulamada en çok karşılaşılan ve karıştırılan durum, köprü yapımı,yol yapımı gibi köylere hizmet götürme ile ilgili işlerde dava köy muhtarlığına açılmaktadır. Bu davalarda husumet, İl Özel İdaresine yöneltilmesi gerekmektedir.
“ Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanun uyarınca köy yollarının yapımı ve bakımı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'ne aittir. Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün hükmi şahsiyeti de 5286 Sayılı Yasa ile sona ererek İl Özel İdare Müdürlüğü'ne bağlanmıştır. Bu nedenle davanı İl Özel İdare Müdürlüğü'ne karşı açılması gerektiği düşünülmeden husumet ehliyeti bulunmayan köy muhtarlığına karşı açılan davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi, doğru görülmemiştir”( E. 2005/11993 K. 2005/11223 T. 20.10.2005)

Görevli Mahkeme: El Konulan Yerin değerine göre tayin olunan mahkeme

Yetkili Mahkeme : Taşınmazın Bulunduğu yerdeki Mahkeme



II) BEDEL DAVASI

El konulan taşınmazın maliki, dilerse, El Atmanın Önlenmesi davası açmak yerine el konulan yerin bedelini verilmesini dava edebilir. Eğer el atmanın önlenmesi davası yerine bedel davası açarsa, malik, taşınmazın mülkiyetinin idareye devrine razı demektir. Bu nedenle bu tür bir dava yolu seçildiğinde, taşınmazın devriyle birlikte bedel talep edilmelidir.

Bedel davası, doğrudan açılabildiği gibi, önce el atmanın önlenmesi davası açılıp sonra bu dava ıslah yoluyla Bedel davasına dönüştürülebilir. El atmanın önlenmesi davası sonuçlanıp kesinleşse dahi bedel davası açılabilir.( HGK. 15.10.1975, E1975/5-741, K.976/2628)

DAVACI: El Konulan yerin maliki ve mirasçıları

DAVALI: El koyan İdare

GÖREVLİ MAHKEME: Genel hükümlere göre tayin olunacaktır. Yani talep edilen miktara göre görevli mahkeme tespit edilecektir. (Bazen, Kamulaştırma Kanunu uyarınca asliye hukuk mahkemesinde açıldığı ve mahkemenin değere göre görevsizlik kararı verdiği gözlemlenmektedir.)

“Kamulaştırma Kanununun göreve ilişkin 37.maddesi kamulaştırmasız el atmaya dayanan bedel davalarında uygulanmaz. Dava edilen miktara göre davaya bakmak Sulh Hukuk Mahkemesinin görevi içindedir. İşin esasına girilerek talep hakkında karar vermek gerektiği düşünülmeden davanın görev yönünden reddine karar verilmesi,” (5. HUKUK DAİRESİ E. 2002/3374 K. 2002/5778 T. 12.3.2002)

YETKİLİ MAHKEME : Yetkili Mahkeme de genel hükümlere göre saptanır.

“Kamulaştırmasız elatma nedeniyle ödence davası, davalının ikametgahında da açılabilir. Yetki yönünden usulün 13. Maddesine bağlı değildir.” (HUKUK GENEL KURULU E. 1984/3-356 K. 1984/719 T. 20.6.1984)