Mesajı Okuyun
Old 27-06-2015, 08:59   #15
Nalezapon

 
Varsayılan

Ayrıca bir itirafta ve yorumda bulunmak istiyorum. Belki gelecekte benim gibi düşünüp, hareket etmek isteyenler olacaktır.

Ben yüksek lisansa başlamadan önce en büyük hedefim gelecekte uluslararası boyutta bilinirliliği olan kurumsal bir şirkette tabi yüksek bir maaş alarak çalışabilmekti, bu sebeple yüksek lisansı yurtdışında yapmanın bana faydası olacağını düşündüm. İngiltere'ye gittiğimde ise bu amaç aklıma hiç gelmedi sadece oranın tadını çıkardım ve derslerime önem verdim. En önemli artım ise İngilizce'yi daha iyi öğrenmek olmadı; evet,okuma, anlama ve yazma kabiliyetlerim özellikle çok gelişti, hatta yabancı öğrenciler içinde proofreading yaptırmasına gerek olmayan üç kişiden biriydim. Ancak asıl öğrendiğim şey araştırma yapmanın ne kadar gerekli olduğuydu, en ufak bir konuda bile detaylı araştırma yapmayı alışkanlık haline getirdim diyebilirim.

Ha peki yüksek lisanstan gelince neler oldu, beklentilerimi karşılayabildim mi? İlk 5 ay iş bulamadım, ama açık söyleyim askerlik konusu da büyük dertti. Onu aradan çıkartmak için başvuruda bulundum. Neyse, sonrasında kardeşimin bir arkadaşının yanında büro avukatlığına başladım. Askere gitmeden önce 2 ay burada çalıştım ve bu benim ilk iş tecrübemdi. Stajım benim boş geçmişti, kısacası uygulama namına hiçbir şey bilmiyordum. Bu bahsettiğim iki aylık dönem avukatlığı tam yaptım diyemem, müvekkille görüşmem sadece bir defa oldu, bunun haricinde işin angarya kısımları doğal olarak bendeydi. Patronum, yani kardeşimin arkadaşı tam bir ağabey gibi davrandı bana ve işi öğrenmem için kendisi de çaba sarfetti ve bunun sonucunda pek çok türden davalarla ilgili süreci kendim yürüttüm. Ne var ki, adliye ve icraya yalnız hiç gitmedim ve oralarda da az da olsa bir şeyler kaptım.

Neyse askere gittim geldim ve şimdi %90 uluslararası iş yapan yeni yeni kurumsallaşan bir firma ile anlaştım ve ilginç bir şekilde bu işi kariyer.net vasıtasıyla buldum. Maaşım başlangıç için gayet iyi diyebilirim, İngilizcemi de kullanmak hoşuma gidiyor, "iyi be yüksek lisans boşa gitmedi" diyorum. Çünkü 40 yaş altı avukat tanıdıklarımın (genç olanları kast etmek için böyle dedim) çoğunluğu master gereksiz diyordu ama bunların hepsi büro avukatıydı. Bu durum benim ister istemez moralimi bozuyordu ama neyseki çabuk unutabiliyordum.

Peki istediğim noktaya buradan ulaşabilecek miyim? Bunlar da şu an muamma. İtiraf dediğime geliyorum; ben, yüksek lisans öncesi büro avukatı olup, adliyelerde koşuşturmayı hiç ama hiç istemiyordum. Adliye'ye ufak tefek işlerimi yapmaya gittiğimde bile moralim bozuluyordu o kasvetli havasından. Ancak 2 aylık büro deneyimim bu görüşümde bazı değişikliklere neden olmuş olabilir çünkü ofisin stajyeri gibi olduğum ve çok yoğun çalıştığım halde o dönem çok eğlenceli geçti ve özgürlüğü de hissettim. Şirket avukatlığında pek özgür başlayamadım, tecrübesizlikten başlangıçta konuşmam gereken şeyleri geleceğe erteledim. Ayrıca büroda iki ayda edindiğim uygulama tecrübesini burada belki 1 yılda edineceğim, çünkü işimiz sözleşmeler ve yabancı mahkemelerde süren davalarla ilgili olarak ilerliyor. Türkiye'deki hukuki durumu, davaları dışarıdan tutulan avukatlar takip ediyor ve benim görevim bir nevi birleştirici rol oynamak ve takipte bulunmak. Bunlardan memnun muyum? Buna bile emin değilim, şu an çok farklı bir alanda ilerliyormuşum gibi geliyor bana, bu yüzden en azından 1 sene daha denemek istiyorum. Bir örnek aklıma geldi; çok yakınım olmayan ama tanıdığım olan bir şirket avukatı ayda yaklaşık 15 bin TL + prim kazanıyor. Kendisi bildiğim kadarıyla 10-12 sene civarı tecrübeye sahip ama adliye tecrübesi staj döneminden sonra hiç olmamış ve temel görevi hatırladığım kadarıyla yabancılarla yapılan sözleşmelerin düzenlenmesi safhasında yer almaktı. Demek istediğim haklı bile olsak ön yargılı olmamak gerekir diye düşünüyorum çünkü insanlar genellikle kendi durumları üzerinden yorumlama yapıyorlar, halbuki bu farklı açılardan bakmak olmuyor. Neyse, özetle şu an master sonrası deneme sürecine girdim, sonuçları göreceğiz....