Mesajı Okuyun
Old 26-12-2019, 12:29   #10
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım

Siz cevaba cevap vermeyerek ön inceleme aşamasına kalmışsınız. Manevi tazminat ve tanık delili için dava dilekçenizi ıslah etmeniz yararınızadır.
Alıntı:
Manevi tazminat islah edilebiliyor mu bu konuda meslektaslarim ayri dava acman lazim demişlerdi
Gerekçeleri nedir??


Yargıtay 2.Hukuk Dairesi
2019/5975 Esas
2019/9383 Karar
30.09.2019 Tarih

Dava ve Karar: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Davacı kadın TMK 197. maddesine dayalı tedbir nafakası davası açmış, davalı-davacı erkek de TMK 166/1 maddesine dayalı olarak boşanma davası açmış, dosyalar birleştirilmiş, yapılan yargılama sonucunda; davalı-davacı erkeğin boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı-davalı kadının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, birleşen tedbir nafakası davasının da kabul edilerek davacı-davalı kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilmiş, verilen karar davacı-davalı kadın tarafından erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri ile tedbir nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmiş, Dairemizce verilen karar onanmış, onama kararma karşı davacı-davalı kadın aynı yönlerden karar düzeltme yoluna başvurmuş, Dairemizce boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-davacı erkeğin daha ağır kusurlu olduğu, mahkemece davacı-davalı kadının daha ağır kusurlu kabul edilmesi ve tazminatlar ile yoksulluk nafakası talebinin reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle kusur tespiti ve fer'iler yönünden onama kararının kaldırılmasına, diğer yönlerden ise karar düzeltme taleplerinin reddine karar verilmiştir. Mahkemece Dairemiz kararına direnerek davacı-davalı kadının maddi ve manevi tazminat ile nafaka taleplerinin reddine karar verilmiş, dosya Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir. Hukuk Genel Kurulunca 'mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; ilk kararda tartışılıp, değerlendirilmemiş yeni bir gerekçeye dayalı yeni hüküm niteliğinde olduğunun kabulü gerektiği, hâl böyle olunca, kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, özel daireye aittir. Bu nedenle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya özel daireye gönderilmelidir’ gerekçesi ile dosya Dairemize gönderilmiştir.

Bozma sonrası değişik gerekçe ile kurulan hükme ilişkin yapılan inceleme neticesinde;

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı kadının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davalı-davacı erkeğin eşine küfrettiği, eşinin hastalığı ile ilgilenmediği ve birlik görevlerini yerine getirmediği, davacı-davalı kadının ise eşine beddua ettiği, buna göre boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-davacı erkeğin davacı-davalı kadına göre daha ağır kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Ancak davacı-davalı kadın ilk kez 14.05.2013 tarihli tahkikat duruşmasında maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası talebinde bulunmuştur. Taraflar, cevaba cevap ve 2. cevap dilekçeleri ile serbestçe, ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia ve savunmaların genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra ise diğer tarafın açık muvafakati ve ıslah dışında iddia ve savunma genişletilemez yahut değiştirilemez (HMK m. 141/1). Davacı-davalı kadının tahkikat aşamasındaki bu taleplerine diğer tarafın açıkça muvafakati olmadığı gibi davacı-davalı kadın tarafından da bu konuda usulünce yapılmış bir ıslah işlemi de bulunmamaktadır. Durum böyleyken davacı-davalı kadının maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası talepleri ile ilgili olarak “Karar verilmesine yer olmadığına” dair karar verilmesi gerekirken, kesin hüküm oluşturacak şekilde bu taleplerle ilgili “Ret” kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 30.09.2019