Mesajı Okuyun
Old 28-12-2009, 14:16   #2
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

Muris muvazaası şartlarının oluşup oluşmadığı somut olayın özelliğine göre değerlendirilmelidir. Satışa konu edilen bir malın devrinin belirli bir semen karşılığında olacağı kuşkusuzdur. Semenin bir başka ifade ile malın bedelinin ise mutlaka para olması şart olmayıp belirli bir hizmet veya bir emekte olabileceği kabul edilmelidir. Esasen muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davaların hukuki dayanağını teşkil eden 01.04.1974 tarih ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında miras bırakanın gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırma olması halinde uygulanabilirliğinin kabulü gerekir. Bir başka ifade ile murisin iradesi önem taşır.Ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır. Diğer taraftan; evladın elverdiğince ebeveynine bakıp yardım etmesi ahlaki bir görev ise de; görev sınırının aşıldığı, ana babanın normal bakım ötesinde ihtimama muhtaç olduğu durumlarda evladın hizmetin karşılığında birşey istemesi hukuka uygun düşeceğinden, böyle bir durumda temlikin ivazlı olduğu kabul edilmelidir.
Satış suretiyle tapuda taşınmazın devri nedeniyle A'ya ve ikinci el konumundaki B ve C 'ye karşı da dava yöneltilmelidir.

Davada satış işlemlerinin miras hissesi oranında iptali ile miras hissesi oranında davacı adına tescil isteğinde bulunmanız gerekir. Harç değeri davacının miras hissesine isabet eden kısmın değeri ıolup, bunu eksik göstermeniz halinde keşfen belirlenen değer üzerinden harcı tamamlayabilirsiniz. İYİ ÇALIŞMALAR, KOLAY GELSİN
Davalı olarak