Mesajı Okuyun
Old 12-03-2024, 14:47   #2
Av.Figen Koç

 
Varsayılan

YAGITAY 19. HUKUK DAİRESİ

2017/1566 E. , 2019/1315 K.



Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davacılar .......... ve ... yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, diğer davalılar yönünden açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.



- K A R A R -



Davacı vekili, davacıların ... Konut Yapı Kooperatifi üyesi olduklarını, kooperatif tarafından davalı bankadan kullanılan kredilere karşı ipotek tesis edildiğini, davacıların da kooperatif üyesi olarak borçlandırıldıkları, davalı bankanın kullanılan krediyi hakedişe göre yükleniciye aktarması gerekirken hakediş olmaksızın krediyi aktardığını, davalının krediyi tahsil ettiği halde davacılara gönderilen ihtarname ile kredi borcununu ödenmesinin talep edildiğini, davacıların borçtan sorumlu olmadığını, davanın kooperatife ihbarı gerektiğini, davacıların borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiş; 05.02.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile davanın belirsiz alacak davası olarak görülmesini talep ve dava etmiştir.



Davalı vekili, davanın dayanaksız olduğunu, davacıların da borçtan sorumlu olduğunu, dava değerinin eksik gösterildiğini ve harcın tamamlanması gerektiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.



Mahkemece yapılan yargılamaya göre, davacılar vekilinin dava dilekçesi ile tüm davacılar için ayrı ayrı 10.000,00 TL borçlu olmadığı yönünde menfi tespit davası açtığı, davacı sayısının 100 kişi olduğu, buna göre dava konusunun 1.000.000,00 TL olup eksik harç yatırıldığının tespit edildiği, eksik harcın ikmali için davacı vekiline kesin süre verilerek sonuçlarının hatırlatıldığı ancak kesin süreye rağmen eksik harcın yatırılmadığı, davacılar vekilinin davasını belirsiz alacak davası olarak ıslah ettiği, oysa belirsiz alacak davasının görülebilmesi için dava konusunun taraflar arasında belirlenebilir nitelikte olmaması gerektiği, somut olayımızda ise her bir davacının kendisinden ne kadar para istendiğini bildiği, miktarın çekişmeli olmadığı, uyuşmazlık konusunun; istenen miktardan davacıların sorumlu olup olmadığı olduğu, bu nedenle davacılar vekilinin eksik harcı tamamlaması gerektiği ancak süresinde tamamlanmamış olduğundan yeniden süre verilemeyeceği gerekçesiyle davanın harcı yatırılmayan davacılar yönünden açılmamış sayılmasına, davasından feragat eden davacılar yönünden ise feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.



Mahkemece verilen kesin süre uyarınca noksan tespit edilen değer üzerinden eksik harcın ödenmemesi nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de, Harçlar Kanunu'nun 30. maddesinde ''Muhakeme sırasında tesbit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 409’uncu maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması, noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır'' belirtildiği üzere eksik harcın tamamlanmaması nedeniyle HUMK 409. (HMK 150. maddesi) uyarınca dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi, yasal yenileme süresi içinde harç tamamlanamadığı takdirde ise davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekmekte olup, mahkemece yazılı yasa ve kurallara uyulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.



SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 04/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.