Mesajı Okuyun
Old 09-02-2007, 03:04   #2
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Yargıtayın son yıllardaki kararında da bu karara atıf var o nedenle bunu aldım. Yapılması gereken. Stopaja tabi yerlerde kira tespiti istenirken, stopajı da hesaplayarak brüt kiranın X YTL olduğunu ve günün ekonomik koşullarına göre tespitini talep etmek gibi görünüyor. Bu durumda tespit ile hükmedilen miktar brüt kira bedelidir. Stopaj vs. kesintiler yapılacaktır. Başka bir kararda da tespit edilen kiranın brüt olarak kabul edilmesi gerektiği vurgulanmış.. Maalesef karşı taraf haklı görünüyor.

Alıntı:
T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas: 1993/3-946
Karar: 1994/130
Karar Tarihi: 09.03.1994




(193 S. K. m. 70, 93, 94)
Dava: Taraflar arasındaki "kira tespiti" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 3. Sulh Hukuk Mahkemesince davanınn kabulüne dair verilen 22.10.1992 gün ve 1992/893-1992/1817 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 24.6.1993 gün ve 157-11810 sayılı ilamı ile; (..193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesi hükmüne göre, Kamu idare ve müesseseleri, İktisadi Kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, menkul kıymetler yatırım fon yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aynı Kanunun 70. maddesinde yazılı mal ve hakların kiralanması karşılığı yapılan ödemelerden Bakanlar kurulunun 28.12.1988 tarih ve 1988/13844 sayılı kararında belirtilen % 20 oranında ve kiraya verenin gelir vergisine mahsuben tevkifat yapmak zorunluluğundadırlar.
Vergi Tevkifatı, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun 93. maddesi ile konulan gayrimenkul sermaye irat sahiplerinin ödemek zorunda olduğu vergilerin stopaj yoluyla tahsiline ilişkin bir yöntemdir. Gelir Vergisi ise, kişilerin net kazancından, Devletin Kamu harcamalarını karşılamak üzere tahsil ettiği paydır.
Bu niteliği ile vergi, yakıt parası, aydınlatma ve temizlik parası, sigorta veya Kat Mülkiyeti Kanununa göre ortak giderlerden sayılabilen diğer masraf kalemlerinden olmadığı için kira parasının tespitinde unsur olarak dikkate alınamaz. Bu nedenle de kira parası, bu vergiyi kapsayıp kapsamadığı durumuna göre "brüt" ya da "net" olarak niteledirilip belirlenemez.
Tarafların kira sözleşmelerinde anlaştıkları kira parasının stopaj dikkate alınarak "net" ve "brüt" olarak belirlenmiş olmaları dahi, daha sonra uyuşmazlığa düşmeleri nedeni ile kira parasının mahkemece tespiti gerektiğinde, bunun mahkeme kararında dikkate alınmasını gerektirmez. Çünkü sözleşmedeki kira parası uyuşmazlık üzerine artık uygulanabilirliğini kaybetmiş olduğundan ortadan kalkmış olup mahkemece yeniden belirlenmekte ve yukarıda açıklandığı üzere gelir vergisi stopajı taşınmazın kullanılmasının bir unsuru da bulunmadığından, kira parasına dahil veya ondan hariç olarak nitelendirme yapılıp ona göre kira parası saptanamaz.
Diğer taraftan, kiracının kira parasından tevkifat yaparak vergi dairesine yatırması, Gelir Vergisi Kanunundan doğan bir yükümlülüğü olup, bu tevkifatın (stopaj) bir kira tespit kararına konu olması, Kamu hukuku alanı ile özel hukuk alanı arasındaki uygulama farklılığı nedeniyle doğabilecek çelişkili sonuçlar bakımından da sakıncalı olacağından, doğru görülmemiştir.
Bu nedenlerle kira parasının, anılan vergi tevkifatı (stopaj) gibi vergiye ilişkin kesintiler gözönünde tutulmaksızın tespiti zorunludur.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı vekili.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Karar: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
Sonuç: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğinnce BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcınınn geri verilmesine, 9.3.1994 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davada, kira bedelinin net olarak tespiti istenmiş bulunmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Özel hukuk ilişkisi olması nedeniyle, davacının böyle bir istemde bulunması olanaklıdır. Eğer bu istemde bir duraksama varsa, bunun taraflara ve özellikle davacıya açıklattırılması ve davadaki net kira isteminin ne anlama geldiğinin belirlenmesi gerekir.
Ayrıca, dava bir hukuk davası olduğuna göre, davadaki istemin öncelikle göz önüne alınması uygun olur. Mahkemece de, davacının istemi doğrultusunda bir karar verildiğinden, yerel mahkeme kararının onanması gerekmekle, sayın çoğunluğu bozma kararına katılmıyorum.
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************