Mesajı Okuyun
Old 29-10-2011, 12:58   #24
İlhan_ERDEN

 
Varsayılan

Olayın cezai boyutu bakımından; senedin resmi evrak sayılması, resmi evrakta sahtecilikte suçun işlenme anının sahteciliğin yapılma anıyla başlaması, mevcut olayda da başkasının yerine onun imzasını taklit etmek suretiyle bono vasfındaki evrakı imzalayan şahsın (suç işleme kastı hariç), resmi evraktaa sahtecilik suçunu işlediğiği, ancak; Sn. Av. Hatun Olguner ve Sn. GECE tarafından da eklenilen Yargıtay kararlarında, "suç işleme kastının" bulunup bulunmadığının araştırılmsı gerektiği, suç işleme kastı yok ise suçun manevi unsur yokluğu sebebiyle oluşmayacağı belirtilmiş olup, TCK md. 21/1-c.1 uyarınca suçun oluşması kasta bağlı olmakla, suç işleme kastı ile hareket edilmediği ispatlanabiliyır ise, cezai açıdan sorumluluğun doğmayabileceğini düşünüyorum.
Olayın hukuki boyutu ile ilgili olarak ise, Sn. Av. Ömer Güntay tarafından belirtildiği gibi, A'nın bonoda isim ve imzasının bulunmadığı iddiası ile icra mahkemesine müracaat edilmesi halinde, iddia edildiğinin aaksine, takibin A ve şirket aleyhine yapılmış olması sebebiyle, husumet bakımından bir netice alınamayacağını, A icra takibinde taraf gösterilmek suretiyle husumet yaratıldığı için A ile ilgili olarak imza incelemesine gidilebileceğini ve bonodaki imzanın A'ya aidiyeti raporla ispatlanır ise A'nın T.T.K. md. 590 hükmü de nazara alınarak bu bonodan sorumlu olacağını düşünüyorum.
Saygılar