Mesajı Okuyun
Old 06-03-2004, 01:50   #8
Admin

 
Varsayılan

Merhaba,

Doğrusu ben yorumuma olumlu ya da olumsuz bir anlam yüklemedim zira gerçekten de kararı "değişik ve beklenmedik" buldum.

Ancak kararın yanında mı karşısında mı olduğumu öğrenmek isterseniz doğrusu kararı hem olumlu, hem de olumsuz buluyorum.

Karar sizin de yukarıda belirttiğiniz nedenlerle olumludur, zira avukatların yaptıkları bugüne kadar hiç hesap sorulmadıkları "haksız gözüken" işlemlerden dolayı artık daha dikkatli olmalarını sağlayacak meslek için bir denetim getirmektedir.

Ancak kanaatimce karar aynı zamanda muhtelif nedenlerden düşündürücü ve olumsuzdur. Örneğin:
1- Barolar kaldırmaları imkansız bir yükün altına girmekte ve kendilerini adeta Mahkeme yerine koyup avukatların yaptıkları hukuki işlerin hukuka ve yasalara uygun olup olmadığını denetler hale gelmektedirler. Bir hukuki ihtilafın çözümü mahkemede olur, baro disiplin odasında değil. Yukarıdaki örnek için konuşacak olursak, bu ihtilafta taraflar arasında mevcut sözleşmeyi değiştiren bir başka sözleşmenin bilahe akdedilip akdedilmediği ya da borcun bir başka nedenle muaccel hale gelip gelmediği hukuki bir ihtilaftır ve kanaatimce bunun karar mercii Mahkemedir, Baro değil.

2- TBB çok ince bir çizgi üzerinde yürümektedir, kendine sınırı nerede çizeceğini ya da ne zaman haddini aşacağını bilmek oldukça güçtür. Örneğin kaybedilen her davadan sonra, davayı kazanan kaybeden kişinin avukatını "haksız yere kendisini mahkemelerde oyaladığı" gerekçesiyle şikayet ederse bu şikayetlere de disiplin cezası verilecek midir? Sadece avukat "haksız" görülürse mi verilecektir? "Çok haksız" görülmesi mi aranacaktır? Mahkemenin davayı "haksız" bulması nedeniyle reddetmesinden sonra Barolar disiplin cezası verirken Mahkemeden farklı hangi kriterleri uygulayacak, "Haksızlığın sınırını" nasıl çizecektir?

3- Avukat müvekkilinin talimatı ile hareket eden kişidir. Size vekalet veren bir kişi size ihtar çekmeniz için talimat verdiğinde bu ihtarın size göre haksız olması ya da sonuç alınamayacak olması sizin ihtarı keşide etmeyi reddetmeniz için yeterli bir gerekçe midir? Eğer böyleyse sadece 100% sonuç alınacak ihtarlar mı keşide edilmelidir? Haksız çekilen ihtarların sonuçlarına avukatlar mı, yoksa onlara talimat veren müvekkil mi katlanmalıdır?

4- Bir kişinin gereksiz ve haksız yere hukuki ihtilaflarla uğraştırılması bence de önlenmelidir ancak böyle bir durumla karşılaşıldığında avukata talimat müvekkil için mi yaptırım uygulanması gerektiği, yoksa vekil konumundaki avukatın mı cezalandırılması gerektiği kanaatimce sonuçları çok dikkatlice düşünülmesi gereken bir konudur. Kaybedilen davalardan sonra Mahkeme ücretlerini avukatlar mı ödemektedirler ki, haksız çekilen ihtarnamenin ceremesi avukatların sırtına yüklenmektedir?

Yıllar önce İstanbul Barosunu staj konferanslarında bir üstad stajyerlere bir soru sormuştu: "Anayasa, Kanunlar, Yönetmelikler vs. herşey müvekkilinizin aleyhinde olmasına rağmen ve davayı mutlak kaybedeceğinizi müvekkilinize defalarca hatırlatmanıza rağmen müvekkiliniz kaybetme pahasına sizden davasını üstlenmenizi ve o davayı açmanızı isterse açar mısınız?" Örnek olarak da TBMM kararı (kanun) ile yurtdışına asker gönderme kararı alındığında bir asker annesi size gelip işlemin iptali için dava açılmasını isterse ne yaparsınız demişti. Bilahare kendi verdiği ve stajyerlerden beklenen doğru cevap müvekkilinizin adalet duygusunun tatmini için onun çizeceği rotaya saygı göstermekti. Ancak tabii o zamanlar böyle disiplin kurulu kararları yoktu!