Mesajı Okuyun
Old 03-04-2010, 21:47   #4
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avukat.derviş.yıldızoğlu
Müvekkil; belediyede 4 yıl boyunca işçi olarak çalışıyor. Daha sonra işten çıkarılıyor. Ancak içeride kalan maaşı ve tazminatı çıktığında ödenmiyor. İşten çıktıktan sonraki 4 yıl boyunca peyderpey sadece asıl alacağı ödeniyor. Ancak bunlara işleyen faizleri ödenmiyor.
Bunun üzerine müvekkil işlemiş faizler yönünden belediyeyi ilamsız icra yıluyla icraya veriyor. Belediye süresinde itiraz edince takip duruyor. Belediyeye itirazın iptali davası açıyoruz. Belediye BK m113/2'ye dayanarak, müvekkilin faiz alacağını saklı tutmadığı için bu hakkını kaybettiğini savunuyor. Biz de aynı maddeye dayanarak, hal ve durumdan faiz talep edileceğinin anlaşıldığını, müvekkille davalı belediye arasındaki ekonomik dengesizlik karşısında müvekkilin bunu talep etmeyeceğinin düşünülemeyeceğini iddia ettik.
Netice itibariyle mahkeme; müvekkilin faiz hakkını saklı tutmadığı gerekçesyle davayı reddetti. Temyiz ettik ve dosya şu anda Yargıtay'da.
Sizce bu dosyanın akibeti ne olur? Daha doğrusu kanundaki deyimiyle "hal icabından neşet eylemiş olmadıkça" durumunu hangi şarlarda gerçekleşmiş saymalıyız?
Değerli görüşleriniz için şimdiden teşekkürler.

Dört yıllık bir süre oldukça uzun bir süredir ve asıl alacağın 4 yıl içinde hem de peyderpey kısım kısım ödendiği düşünüldüğünde, zor durumdaki işçinin alacağını almak için, her türlü dayatmaya katlanmak zorunda olacağı tartışmasız ortadadır. Diğer yandan 4 yıl boyunca parasını alamayan zor durumdaki bir işçinin faiz talep etmeyeceğinin düşünülmesi de normal olamayacağından, "Halin icabı..." kavramına tam uyan bir durumun olduğunu düşünüyorum.

Yargıtay'ın işçiyi koruyacağını da düşünürsek bozulma ihtimali var bence.