Mesajı Okuyun
Old 01-08-2010, 21:04   #4
Özkan Atalay

 
Varsayılan

MADDE 204. - (1) Bir resmî belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir resmî belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren veya sahte resmî belgeyi kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
MADDE 212. - (1) Sahte resmî veya özel belgenin bir başka suçun işlenmesi sırasında kullanılması hâlinde, hem sahtecilik hem de ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur.
(3) Resmî belgenin, kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan belge niteliğinde olması hâlinde, verilecek ceza yarısı oranında artırılır.

1-) Başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma suçu, mücerret tehlike suçudur. Failin başkasına ait kimlik bilgilerini kullanmakla tekemmül eder. Ayrıca bir neticenin gerçekleşmesi gerekmez.

2-)Zabıta tarafından önleme araması yapıldığı sırada, üzerinde ruhsatsız tabanca elegeçirilen sanığın narkotik büro tarafından arandığı için kimlik taşımadığı ve polis tarafından yakalanınca da yeğenine ait kimlik bilgilerini verdiği ancak karakola gelerek , nasıl olsa gerçeğin ortaya çıkacağı düşüncesiyle 2 veya üç saat içinde gerçeği açıklaması ve tüm zabıtların failin gerçek kimliğine göre tanzim edilmesi, sanığın kimliğinin parkmak izi incelemesine göre tespit edildiğine dair delil bulunmaması, mağdur hakkında soruşturmaya geçilmemesi halinde bile suç tekemmül etmiştir. Ancak 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 269. maddesi uygulanmalıdı( 4.CD 09.11.2009 tarihli ve 2009/3332E ve 2009/18115K sayılı içtihadı, YKD Nisan 2010)

Kimliği Hakkında Yalan Beyan


Daire:4
Tarih:2007
Esas No:2006/4634
Karar No:2007/9761
Kaynak:kişisel
İlgili Maddeler:TCK 206, 268
İlgili Kavramlar:kimliği hakkında yalan beyan



Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak; TCY.nın 267.maddesinde düzenlenen iftira suçunun oluşması için, bir kimsenin yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat etmesi gerekmektedir. İftira suçunun özel bir halini düzenleyen 268.maddesindeki başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşabilmesi için de kişinin, işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanması koşulu aranmaktadır. Başka bir anlatımla, bu maddede öngörülen suçta fail sadece kimliği hakkında yalan beyanda bulunmamakta, aynı zamanda başkasının kimliğini ya da kimlik bilgilerini kullanarak kendisini suçsuz ve bir başkasını da işlemediği bir suçun faili olarak göstermek suretiyle iftirada bulunmaktadır. Bu açıdan değerlendirildiğinde, failin kullandığı başkasına ait kimlik bilgilerinin gerçek bir kişiye ait olması gerekmektedir.
Resmi bir belgeyi düzenlemek yetkisine sahip olan kamu görevlisine yalan beyanda bulunulması, diğer bir ifadeyle bu bilgilerin belli bir kişiye ait olmayıp tamamen uydurma bilgiler olması halinde iftira suçundan değil, TCY.nın 206.maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçundan söz edilebilecektir.
Somut olay değerlendirildiğinde, sanığın hakkında yürütülen soruşturma nedeniyle karakolda kimlik bilgileri sorulduğunda verdiği bilgiler araştırılarak bu bilgilerin gerçek bir kişiye ait bulunması durumunda eylemin, TCY.nın 268.maddesine; verilen bilgilerin tamamen uydurma olduğunun anlaşılması durumunda da 206.maddesine uyan suçu oluşturacağı gözetilmeden, eksik araştırmayla uyarınca başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanma suçundan hüküm kurulması,
Yasaya aykırı ve sanık Şevket Sezek'in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 21.11.2007tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

MADDE 268. - (1) İşlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, bu kişiye ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanan kimse, iftira suçuna ilişkin hükümlere göre cezalandırılır.

Etkin pişmanlık

MADDE 269. - (1) İftira edenin, mağdur hakkında adlî veya idarî soruşturma başlamadan önce, iftirasından dönmesi hâlinde, hakkında iftira suçundan dolayı verilecek cezanın beşte dördü indirilirYukarıda ki maddelere göre
1-TCK'nun 204. maddesinin oluşabilmesi için sahte belgenin aldatıcılık vasfına haiz olması gerekir.Polis kolayca sahte olduğunu anlayabildiğine göre kanımca aldatıcılık vasfına haiz değildir. 204/1 oluşmayacığa göre bu maddenin nitelikli halini oluşturan 204/3 de zaten oluşmaz.TCK'nu MADDE 262. - (1) Bir kamu görevini, kanun ve nizamlara aykırı olarak yerine getirmeye teşebbüs eden veya terk emri kendisine bildirilmiş olduğu hâlde görevi sürdüren kimseye üç aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir.
TCK'nun 262. maddesinde ki suçun oluşması içinde kişinin kamu görevlisi olması gerekir. Suçun oluşması için gerekli olan kurucu unsurlar yoktur. Müvekkilinizin her iki suç yönünden de beraat etmesi gerektiği kanaatindeyim. Ancak burada asıl suç 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 269. maddesinde ki suçtur.( 4.CD 09.11.2009 tarihli ve 2009/3332E ve 2009/18115K sayılı içtihadı.)
Nisan ayında yargıtay kararları dergisinde yayınlanmış içtihadı birleştirme kararıdır.