Mesajı Okuyun
Old 05-06-2006, 21:57   #35
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Sevgili Sehper

Olan , mağduriyetlerden,mağdurlardan,ihlallerden ,ölümlerden yola çıkıp olması gerekeni anlatma da bir yol elbette.

Hemen deniyorum.Okuyacak katılımcıların uykusuzluğu pahasına....

CHP Adana Milletvekili Prof. Dr. Gaye Erbatur, Töre ve Namus Cinayetleri İle Kadınlara ve Çocuklara Yönelik Şiddetin sebeplerinin araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonunun hazırlamış olduğu raporun görüşüldüğü TBMM Genel Kurulunda aşağıdaki konuşmayı yapmıştır: Konuşmadan bir bölümü aktarıyorum.

Not:Bu trajik öyküyü,olayı yaşayan hekimden doğrudan dinleyen biriyim.Uykusuz kalan ....


Bir kent. Kentin kıyı mahallelerinde bir ev. Evde bir anne. 17 yaşında 1 erkek çocuk ve ondan küçük 3 çocuk daha yaşıyor. Çocuklardan birisi orta 1'dedir ve kızdır. Ağabey kahvede arkadaşlarıyla konuşurken diyorlar ki: "Sen ne biçim ağabeysin, zaten sizin babanız öldü ve siz bu ailenin namusunu koruyamıyorsunuz. Kız kardeşiniz okuldan dönüşte erkek arkadaşlarıyla eve geliyor."

Eve geldiğinde yaptığı ilk iş şu: Daha önceki yıllarda babayı kaybettikleri için, o kişinin değerlerinde, kız kardeşinin okuldan erkek arkadaşlarıyla yürüyerek dönmesine engel olamayan anne ailenin namusuna halel getiren kişi olarak düşünüldüğü için, 17 yaşındaki bir erkek evlat, kendisini doğuran anneyi dövmeye başlıyor.

Komşular araya girmeye çalışıyor; fakat, engel olamıyorlar, çareyi karakola başvurmakta buluyorlar ve polis müdahale ediyor; gelip, çocuğun elinden anneyi kurtarıyor. Ortalık ayağa kalkıyor. O arada -buraya dikkatinizi çekmek istiyorum- güvenlik görevlisi diyor ki: "O zaman bu
çocuğu bir kadın doğumcuya götürelim, kadın doğumcu bunu muayene etsin. Eğer bu bakireyse böyle bir sorun yoktur. Biz, bu çocuğun da gönlüne su serperiz, aile sorunu da ortadan kalkar." Böyle düşünüyor emniyet görevlisi.

Emniyet görevlisi, anneyi, kızı, erkek çocuğu, mahalleden de birkaç kişiyi alıp, bir hastaneye gidiyorlar ve o hastanede bir kadın doğum uzmanı çocuğu muayene ediyor, bir rapor düzenliyor. Düzenlediği rapor ailenin eline geçtiği zaman, ağabey "zaten ben bunu biliyordum, seni öldüreceğim" diyor; çünkü, raporda şöyle bir şey deniliyor: "Kızlık zarında taze yırtık var." Kız başlıyor kendini yerlere atmaya "asla, ben hiç kimseyle hiçbir cinsel ilişkide bulunmadım, böyle bir şey söz konusu bile değil" diyor. Ağabey, sürekli çocuğun üzerine saldırmaya çalışıyor. O zaman emniyet görevlisinin aklına bunları savcılığa götürmek geliyor.

Savcılık bir yazı yazıyor, adlî tıp tarafından muayenesini istiyor. Gelen çocuğun muayenesini yapan kıdemsiz hekim, anlatan
uzmandan danışmanlık istiyor. Uzman, yapılması gerekenleri şöyle anlatıyor: Önce gelen hastanın güven duyacağı bir ortam hazırlarız.
Bu tür muayene koşullarıyla ilgili uymamız gereken birçok protokol vardır. Bu protokollere göre önce hastayla konuşulur, sonra genel bir fizik muayene yapılır, varsa bazı bulguları ya da bulgu ya da delil olabilecek bazı örnekler protokollere göre alınır. En son genel olarak dış genital organların muayenesinin yapıldığını söylüyor. Muayenenin sonunda bir de psikiyatri konsültasyonu isteriz, bu travmadan çocuk nasıl etkilendi diye. Ama, oradaki kadın doğum uzmanı bunu yapmamıştır. Emniyet görevlisinin aklına ilk önce kızın kızlık zarını muayene ettirmek geliyor. Kadın doğum uzmanının aklına ilk önce, bir tek, kızın kızlık zarına bakmak geliyor ve "taze kanama" diyor.

Adlî tıbba geliyor, kıdemsiz doktor muayene ediyor, kızın himeninde eski yada taze travmanın oluşturacağı herhangi bir değişiklik görmüyor. Onun için de bu uzmana danışıyor. Bakıldığında bir değişiklik olmadığı, aksine, girişi dar, enli bir kızlık zarı olduğu görülüyor.
O zaman, uzmanımız, o kadın doğum uzmanı arkadaşla konuşuyor. Uzman, sosyal endikasyon olarak kız yararlansın diye böyle yazdım hocam diyor. Tıbbî etik olmayan bu davranışını, o kişinin hakkını korumak amaçlı yaptığını söylüyor.

Ertesi gün uzman işe geldiğinde, genç arkadaşları "hocam otopsi var, dünkü kızı ağabeyi kesti" diyor. "Nasıl kesti" diyor. "Oradaki kadın uzmanı bildi, yırtık vardı, öbür taraftaki adlî tıp uzmanları yalan söylediler, kim bilir ne yaptılar, ben namusumu temizlerim" diyerek, ağabey, bahçede çiçeklerin bulunduğu bir betonun üzerine kızın kafasını koyuyor ve bir bıçakla boğazını kesiyor ve bütün mahalleli görüyor.


http://www.turkhukuksitesi.com/showt...1879#post21879