Mesajı Okuyun
Old 15-01-2021, 10:48   #2
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Müvekkil yaz vaktinde sahili bulunan bir yerde şehir turu atarken yanından geçen mağdurun benim kalçama dokundu demesiyle gözaltına alınıyor ve ardından adli kontrol ile salınıyor.Ardından hakkında dava açılıyor ve şu aşamada müvekkil her ne kadar mağdur kıza daha olay anında benim hakkımda şikayetin var ise karakola gidelim teklifinde bulunmuş ve olayın olduğu andan sonra yine kaçmamış ve tekrar olay yerine döndüğünde halk tarafından darp edilerek polise teslim edilmiştir.Olaya ilişkin gerek müvekkilin yanında gerek ise mağdurun yanındaki arkadaşının olayı görmediğini beyan etmesine rağmen yüksek ihtimal hakim müvekkile ceza verecek.Hakim ısrar ile neden seni söylemiş de yanındaki kuzeninin ismini vermemiş şeklinde yaklaşımlarda bulunmakta.

Ben de işimi daha da kolaylaştırmak için konuya ilişkin beraat kararı aramaktayım ancak spesifik olarak bu konuya benzer içtihat bulamadım.Şimdiden teşekkürler içtihat konusunda yardımcı olabileceklere.Veyahut ücretsiz bam ceza dairelerinin kararını bulabileceğim site önerisi var ise bu da yeterli olacaktır benim için.
Sayın drako;

Muhtemelen müvekkiliniz 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 102/I-2. cümleden yargılanıyordur. Bu tür davalarda Yargıtay'ın bakış açısı genellikle "mağdurun sanığı tanımadığı halde iftirada bulunmasını gerektirecek bir sebebin olamayacağı" şeklinde oluyor. Aktardığınız durumla bire bir örtüşen bir karar olup olmadığını bilemiyorum ancak yargılamada, sadece mağdurun beyanının esas alınmasının "şüpheden sanık yararlanır" ilkesine aykırılık teşkil edeceği ve iddianın başkaca delillerle desteklenmesi gerektiği üzerinden bir savunma yapmanız gerektiği kanaatindeyim. Olayın gerçekleştiği iddia edilen yere müvekkilinizin konuyu emniyete intikal ettirmek amacıyla yeniden dönmesinin suçlu psikolojisiyle bağdaşmadığı savını da ön planda tutmalısınız.

Saygılarımla...