Mesajı Okuyun
Old 25-05-2007, 16:20   #9
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Değerli Meslektaşlarım;

Sahte vekalet kullanmak,sahtecilik kastı ve başkalarına zarar verme bilinci ile gerçekleşebilecek bir suçtur.

Bir avukatın müvekkili olan ve kendisine işi teslim eden bir şirket adına,noterde de düzenlendiği telefonla bildirilen ve varolan vekaltnameye ilişkin (şirket adına düzenlendiği zannında iken,asaleten düzenlemiş olduğunu öğrenince zaten ayrıca şirketi temsilen de düzenlenmiş ve böylece irade ile şekil birleşmiş) yevmiye ve sair noter bilgilerini bilgisayar kayıtlarına girerek vekaletname sureti çıkarması,bu vekalet ilişkisinin zaten var olması ve vekaletname olmasa bile,asilin rıza ve icazeti ile yaptığı itiraz hukuki olarak zaten geçerli ve mümkün olduğu için, hem sahtecilik kastının oluşmadığı,hem de müvekkilinin izin ve rızası,bilahare icazeti ile işlemin geçerlilik kazanabilmesi açısından hukuk düzeni tarafından da makbul bir işlemin bulunması karşısında; suçun manevi ve maddi ögelerinin oluşmadığı kanaatiyle,meslektaşımızın cereyan eden olayı ile ilgili
hukuki ve insani gayretlerimizi de içeren yorumlarımızın ona destek verdiğini düşünüyorum. Ortada bir suç ve suç kastı olsa destek olma yükümlülüğümüz de olamaz. Sanırım,olayı bir bütün olarak ele alıp düşündüğümüzde,manevi öge olan kasıt ve zarar verme bilincinin oluşmadığını görebiliriz.

Hatırlayalım, gerçekte ve yaşamda varolan iş,işlem,hukuki ilişki ve akitlerin
şekle aykırılığının ileri sürülmesi gerek taraflar gerekse üçüncü kişiler yönünden hakkın kötüye kullanılması olarak kabul edilmektedir. Bu konuda HGK ve çok sayıda daire kararlarından sözederek forumda paylaşmıştık.
Bu durumdan ve hukuka uygunluk durumundan meslektaşımızın da faydalanma hakkı vardır.
Olaylara çok yönlü bakarak maddi gerçeği anlamak ve yasal,hukuki değerlendirmeyi adilane yapmak mümkün olabilmektedir.