Paul Auster - Görünmeyen

Paul Auster ile karşılaştığım gün için hayata müteşekkirim. Ay Sarayı, Leviathan, New York Üçlemesi, Son Şeyler Ülkesinde, Şans Müziği ve daha niceleri... Paul Auster her zaman en beğendiğim yazarlar arasındaki yerini koruyacak. Üslubu, yalın ve anlamlı. Anlattıkları, şaşırtıcı ve enteresan.

Yazarın son romanı Görünmeyen'i bir İstanbul yolculuğunda kendi kendime hediye etmiştim. Ben yeni bir Paul Auster kitabı gördüğüm an alırım, affetmem. Arka kapağı okuyunca öğrendim ki bu kitap, Dünya eleştirmenlerinin değerlendirmesinde yılın en iyi kitapları arasına alınmış ve yazarın da en önemli romanı olarak nitelendirilmiş.

Ne yalan söyleyeyim New York Üçlemesi, Ay Sarayı ve Leviathan gibi harikalar dururken Auster'ın en iyi kitabının "Görünmeyen" olduğu söylenmemeliydi bile bence... Hatta şimdi düşünüyorum da ben Görünmeyen'i pek de beğenmedim. Fakat Paul Auster'ın bende öyle bir etkisi var ki O'nu okumak istemediğim ve sıkıldığımı düşündüğüm anda bile içimde bir yerlerde neler anlattığını çok merak ediyorumdur. (Deli miyim neyim!)

Bu kitabı Paul Auster yazmamış gibi. Kitapta hem çok tanıdık hem de Auster'a çok uzak yanlar vardı. Sadece eskiden elini sürmediği konulara birazcık daha dokunmuş gibi. Her zamanki çizgisinin biraz daha dışındaydı. Sarsıcı yanları olsa da bence kesinlikle eskilerin yerini tutamaz.

Son olarak diyorum ki Paul Auster yazsın, hep yazsın!!!