Mesajı Okuyun
Old 19-01-2008, 14:09   #22
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Saygıdeğer Hukukçu Armağan Bey"in bir hukukçu titizliği ile;donmuş,toplumsal ve çağdaş ihtiyaçları karşılamaktan uzak yasalara karşı da hukuk düzenini değişime zorlama sorumluluğunu kapsayan,yargıtay kararları ile olayları çözme tembelleğine yönelik eleştirisini sınırlı olarak ve amacına bağlı haklı ve gerçek yönleri ile kabul ediyorum.
Gerçek bir hukukçu,insan ve toplum ihtiyaçlarına göre çağın gerektirdiği idael hukuku aramaya ve bulmaya çalışan,bunun için mevcut yasal sistemi değişime zorlayan hukukçudur. Toplumsal yaşama ve hukuka bu anlamda katkıda bulunan hukukçu sayısı yok denecek azdır ve bu eksiklik hepimizin ortak sorumluluğunu tarif etmektedir.

Ayrıca hukukçunun görevi salt yasaları ve yasa metinlerini gözeterek hukuk aramak değildir. Yasaya uygun olduğu halde,hukuka uygun olmayan ve adaleti tecelli ettirmeyen uygulamalara yine hukuksal yollarla karşı çıkıp,yasanın ruhuna ve hukukun özüne uygun sonuçlara ulaşılmasını sağlamaya çalışmak ve böylece kanun devleti yerine hukuk devleti idealine yaraşır bir hukuki çaba göstermektir. Hukukçunun asıl amacı ve ödevi hukuki ideyi hayata ve hukunun ulaşmaya çalıştığı sonuçlara dahil etmektir. Benim mesleki bakış açım ve davaları çözmek için yaptığım araştırmalar büyük çoğunlukla yasaların şeklen ve direkt tatbikinin hukuk aramaya ve bulmaya yetmediği durumlarda hukuki üst kavramlar ile olayları adalete uygun olarak çözen ve bu arayışın sonucunda ulaşılan,kaliteli bir hukuki bakış açısı taşıyan ve üstün hukuki ilke ve değerleri işleyerek çözüme ulaşan Yargıtay kararlarını bu emek ve çabaya destek olarak kullanmak olmuştur. Bu nedenledir ki,sıradışı,özellikli,faydalı olarak nitelenen içtihat kolleksiyonuma Armağan Bey defalarca teşekkür etmiştir. Çok yönlü bakış açısı her olayda olduğu gibi bu konuda da farklı ve doğru birçok bakış açısını ve uygulamayı değerlendirme imkanı verecektir. Yüksek Mahkemeler"in hukuku donduran kararları yanında hakikaten hukuku arayan ve yaşatan,geliştiren kararları da vardır. Bu gerçekleri gözardı etmemek ve yüksek mahkemelere genel bir haksızlık yapmamak ta adaletli davranış ve düşüncenin bir parçasıdır.

Ben,çalışmalarımda,yasaların gerçek amacı olan adaleti sağlamaya yönelik kaygı taşımayan,yasaların düz mantık ile ruhu gözetilmeden ve yorumlanmadan,şekilci olarak uygulanmasına karşı mücadele ederek,asıl bu amacı gözeten ve adaleti sağlamaya yönelik,yasanın şekli ve adaletsiz sonuçlarla uygulanmasına karşı durarak,bu özü arayan ve hakikaten adaleti tecelli ettirmeye yarayan,kalıpları kıran yargıtay kararları ararım ve yerleşik şekilci uygulamalara karşı bu yolla mücadele ederim : Mesela nüfus kaydı olmayan vatandaşın veraset ilamını tanık dahil her tür delille alabilmeye yarayan HGK,nüfus kaydı olmayan çocuğa varlığı tereddütsüz ise nafaka bağlanması ve velayetinin düzenlenmesi gerektiğine dair kararlar,İFA EDİLMİŞ SÖZLEŞMENİN ŞEKİL EKSİKLİĞİNİ İLERİ SÜRMENİN HAKKIN KÖTÜYE KULLANILMASI TEŞKİL EDECEĞİNE DAİR KARARLAR... birer örnekti... İşte,insanın varlığını başlıbaşına bir değer kabul eden ve nüfus kaydı gibi,idari bir sicil işleminin hakların özünü tayin etmeye engel teşkil edemeyeceğini kararlaştıran ve kanunun aradığı şekilde yapılmamış olsa bile tarafların edimlerini ifa etmiş olmaları halinde artık sözleşmeyi geçerli kabul eden Yargıtay,bu anlamda yasaları yanlış uygulayan hakimlere çok güzel dersler vermiştir. Bunun gibi sayısız örnek ile...

Bu nedenle,insan gerçeğini,varlığının kutsallığını,adaletin öz olarak tecellisini gözeten ve gerekçeleri ile hukuk ve insanlık dersi veren,adeta felsefe ziyafeti çeken ve gerek hukuksal gereksi insani kimliğimi oluşturmamda ve korumamda çok büyük katkıları ve emekleri olan Yargıtay"ın seçkin ve değerli üyelerini,başkanlarını bu nedenle her zaman saygı ve minnet ile anarım. Onlara hepimiz minnet borçluyuz.

Dava dilekçelerini hazırlarken basit bir cümleyi bile biçim ve anlam yanlışları ile kerhen yazan ve bir hukukçaya asla yakışmayacak üslupsuzluk ve özensizlik içinde,çalışmalarında hukukun bu anlamda kazandığı ivmelerin izlerini dahi göremediğimiz meslektaşlarımızın(avukat,hakim,savcılarımızın) hukuk yaratma gibi iddialı
bir alanda performans göstermelerini beklemek hayal ötesi gibi. Ama,Yargıtay Kararları ile soru/nlara cevap vermeye eleştiri yapan arkadaşlarımızın,bu ayrımı yaparak ve kendi çalışmaları ile hukuk yaratmaya yarar içtihatlarla yerleşik şekilci uygulamaları en azından bu düzeyde zorlayan arkadaşlara kendilerinin daha anlamlı buldukları,içtihat ötesi hukuk yaratma çabalarına ve kazanımlarına örnek vermelerini bekliyorum,bizlere sağlayacakları katkılar unutulmaz olacak ve bekleyen teşekkürlerimizi fazlası ile alacaklardır.