Mesajı Okuyun
Old 09-09-2013, 10:38   #14
olgu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer Güntay
YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ

E: 2013/4374

K : 2013/5267

T: 5.3.2013

* BANKANIN KREDİ SÖZLEŞMESİNE DAYANARAK ALDIĞI MASRAFLARIN İADE EDİLMESİ TALEBİ ( İstihbarat Gideri Adı Altında Masraf Alınamayacağı - İtirazın İptal Edileceği/Takip Tarihi Dikkate Alınarak %40 İcra İnkar Tazminatına Hükmedilmesi Gereği )

* AVANS FAİZİ ( Bankanın Tüketici Kredisine Dayalı Olarak Aldığı Masrafın İadesi Talebi/İstihbarat Gideri Alınamayacağı - Banka İçin Ticari İş Olduğundan Talep Edilen Avans Faizine Hükmedileceği/İtirazın İptali Davasında Takip Tarihi Dikkate Alınarak %40 İnkar Tazminatına Hükmedilmesi Gereği )

* TÜKETİCİ KREDİ SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN İTİRAZIN İPTALİ DAVASI ( Bankanın Haksız Olarak Aldığı İstihbarat Bedelinin İadesi Talebi/Banka İçin Ticari İş Olduğundan Talep Edilen Avans Faizine Hükmedileceği - İtirazın İptal Edilerek %40 İnkar Tazminatına Hükmedileceği )

* 10 YILLIK ZAMANAŞIMI ( Bankanın Tüketici Kredisine İlişkin Haksız Olarak Aldığı İstihbarat Bedelinin İadesi Talebi – Sözleşmeye Dayandığından 10 Yıllık Zamanaşımı Uygulanacağı )

* İSTİHBARAT GİDERİ ( Bankanın Tüketici Kredisine Dayalı Olarak Aldığı Masrafın İadesi Talebi/İstihbarat Gideri Alınamayacağı - Banka İçin Ticari İş Olduğundan Talep Edilen Avans Faizine Hükmedileceği/İtirazın İptali Davasında Takip Tarihi Dikkate Alınarak %40 İnkar Tazminatına Hükmedileceği )

* İCRA İNKAR TAZMİNATI ( Bankanın Tüketici Kredisine Dayalı Olarak Aldığı Masrafın İadesi Talebi/İstihbarat Gideri Alınamayacağı - Banka İçin Ticari İş Olduğundan Talep Edilen Avans Faizine Hükmedileceği/İtirazın İptali Davasında Takip Tarihi Dikkate Alınarak %40 İnkar Tazminatına Hükmedileceği ) 4077/m.10,23,30 2004/m.67 818/m.125 6098/m.146 3095/m.2/2

ÖZET: Dava, tüketici kredisi sözleşmesinde banka tarafından alınan komisyon ve masrafların tahsili için tüketici tarafından başlatılan icra takibinde itirazın iptali ve tazminat istemine ilişkindir. İhtilaf bankanın sözleşmedeki bu hükme dayanarak makul olmayan veya belgelendirilemeyen giderleri talep etmekte haklı olup olmadığı konusundadır. Taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğundan bu sözleşmeye dayalı olarak haksız verilen paranın iadesi 10 yıllık zamanaşımına tabidir. Yapılan sözleşme banka yönünden ticari iş niteliğindedir. Bu nedenle yapılan sözleşme tüketici yönünden de ticari sayılır. Ticari iş niteliğinde olan sözleşmelerde taraflar avans faiz talep edebilir. Bankanın sözleşmedeki hükme dayanarak haklı ve makul olmayan, ayrıca belgelendirilmeyen dava konusu giderleri talep etme hakkı bulunmadığı, talep edilen bu giderlerin ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalı taraftan talep edilebileceği, soyut olarak istihbarat gideri adı altında ücret alınmasının mümkün bulunmadığı bankanın bu tür işlemleri Merkez Bankasının nezdinde tutulan negatif kayıt sistemi ve Kredi Kayıt Bürosu A.Ş. nezdinde tutulan kayıtlardan bu durumun tespit edilmesinin mümkün olduğu, bu nedenle davacı tarafın istihbarat ücreti adı altında haksız alınan bedel için icra takibi yapmakta haklı olduğu alacak miktarının likit olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne, davalı itirazının iptaline, icra takibinin devamına, asıl alacak üzerinden hesaplanan %40 icra inkar tazminatının (icra takibi 05.07.2012 tarihinden önce başlatıldığından) davalıdan tahsiline karar vermek gerekir.

DAVA: Taraflar arasındaki alacak, davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik, olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR VE SONUÇ : Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı, delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde; bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, HUMK' nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 05.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

* Bu karar, abonelerimizden Mehmet Behiç Güleç tarafından gönderilmiştir.

YEREL MAHKEME KARARI

T.C.

ANKARA

7. TÜKETİCİ MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2012/808

KARAR NO : 2012/1370

HAKİM : İLHAN KARA 34610

KATİP : HAKKI ÜNAL 127087

Yapılan yargılama sonucunda ;

İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde: Müvekkilinin davalı bankadan konut kredisi kullandığını, banka tarafından müvekkilinden dosya, komisyon ve masraf adı altında 2.455,00-TL bedel tahsil edildiğini, alınan bu bedelin haksız olduğunu, bu bedelin tahlili için Ankara 29. İcra Müdürlüğünün 2012/6325 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, itiraz üzerine takibin durduğunu, haksız itirazın iptali ile % 40 'tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA: Davalı vekili savunmalarında: dava konusu miktarın haklı ya da haksız olduğuna dair ortada herhangi bir mahkeme kararının bulunmadığını, açılan davanın haksız olduğunu, Tüketici Mahkemesi nezdinde dava açmak yerine genel haciz yoluyla icra takibi başlatılmasının hukuki dayanaktan yoksun, usul ve yasaya aykırı okluğunu belirterek davanın reddini, %40 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep emiştir.

YARGILAMA GEREKÇE: Dava, tüketici kredisi sözleşmesinde banka tarafından alınan komisyon ve masrafların tahsili için tüketici tarafından başlatılan icra takibinde itirazın iptali ve tazminat istemine ilişkindir. (4077 S.K. 10/B, 23,30, İİK. 67)

Ankara 29. İcra Müdürlüğünün 2012/6325 Esas sayılı icra dosyası, Kredi sözleşmesi örneği, yapılan kesintilere ilişkin dekont örnekleri, bankadan gelen yazı cevabı, bilirkişi raporu ve diğer belgeler dosyada mevcuttur.

Ankara 29. İcra Müdürlüğünün 2012/6325 E sayılı icra dosyasının incelemesinde, alacaklının C.K. (Davacı) borçlunun Yapı Kredi Bankası (Davalı) olduğu, 2455.00 – TL asıl alacak, 587,93-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 3312,93-TL için 05.05.2012 tarihinde icra takibi başlatıldığı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır. Dava, İİK. 67. Maddede öngörülen yasal 1 yıllık süresinde açılmıştır. 6352 Sayılı Kanun madde 11 ile değişik İİK. 67/2 fıkrasında yer alan icra inkar tazminatının %40 olacağına ilişkin ibare %20 olarak değiştirilmiştir. Değişiklik 05.07.2012 Tarih ve 28344 Sayılı RG’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 05.07.2012 Tarihinden önce başlatılan icra takiplerinde icra inkar tazminatı %40’tan az olmamak üzere uygulanır. Bir mal veya hizmeti ticari ve mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiler tüketicidir. (4077 S.K. m.3/e) Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya kamu tüzelkişileri de satıcı sayılır. (4077 S.K. m.3/g) Mal veya hizmet piyasalarında tüketici ile satıcı-sağlayıcı arasında yapılan her türlü hukuki işlem tüketici işlemi sayılır. (4077 S.K. m.3/h) Mevcut davada taraflar arasındaki ihtilaf, Tüketici Kredisi Sözleşmesinden (4077 S.K. m.10, 10/B) kaynaklanmakta olup, Tüketici mahkemesi bu tür ihtilaflarda görevlidir. (4077 S.K. m.23) Taraflar arasında yapılan sözleşme, kullanılan kredi miktarı, sözleşmedeki hükme dayanak alınan dosya gideri, komisyon ve diğer masraflar konusunda uyuşmazlık yoktur. İhtilaf bankanın sözleşmedeki bu hükme dayanarak makul olmayan veya belgelendirilemeyen giderleri talep etmekte haklı olup olmadığı konusundadır. Satıcı veya sağlayıcının (Bankanın) tüketici ile müzakere etmeden tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu, sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet kurallarına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşmede koşulları haksız şart sayılır. Sözleşmede yer alan haksız şartlar tüketiciyi bağlamaz. Eğer bir sözleşme şartı önceden hazırlanmış ve özellikle standart sözleşme niteliğinde ise bu sözleşmenin tüketici ile müzakere edilmediği kabul edilir. (4077 S.K. m.6) Sözleşmenin bütün olarak değerlendirilmesinden standart sözleşme olduğu sonucuna ulaşılırsa, bu sözleşmedeki bir şartın belirli unsurlarının müzakere edilmiş olması, kalan kısmına 4077 S.K. 6. madde hükmünün uygulanmasına engel teşkil etmez. Yapılan sözleşme ve alınan dosya ücreti ve komisyon ücreti konusunda ihtilaf yoktur, uyuşmazlık banka tarafından sözleşmedeki hükme dayanarak bu ücretin tüketiciden talep edilip edilemeyeceği konusundadır. Taraflar arasında yapılan Tüketici Kredi Sözleşmesi tam iki tarafa borç yükleyen ve karşılıklı edimleri ihtiva eden bir sözleşmedir. (TKHK m.10, 10/B) Kural olarak banka bu sözleşme nedeniyle yaptığı bütün masrafları tüketiciden talep edebilir. Çünkü yapılan sözleşme daha çok tüketici lehinedir. Ancak bankanın tüketiciden yapılan giderleri talep edebilmesi için bunların haklı, makul ve aynı zamanda belgelendirilmesi zorunludur. Banka yapılan sözleşme nedeniyle mutad giderler dışında tüketiciden sözleşmedeki hükme dayanarak herhangi bir ücret talep edemez. Taraflar arasında yapılan sözleşmede bankanın alabileceği bu ücrete ilişkin düzenleme haksız şart niteliğindedir ve tüketiciyi bağlamaz. Yerleşik Yüksek Yargıtay uygulaması ve mahkememiz uygulamasına göre banka sözleşmede hüküm bulunsa dahi kredi verdiğinde veya yapılandırma yaptığında ancak haklı, makul ve belgelendirdiği giderleri talep edebilir. Aksine yapılan uygulamalar haksız şart niteliğindedir ve bu nedenle alınan bedelin iadesi gerekir. (Yargıtay 13. HD. 27.06.2011, 3576/10221; 13 HD. 10.02.2011, 2010/11726, 2011/1870) Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış olup, bilirkişi kurulu raporlarında: Taraflar arasında kredi sözleşmesi imzalandığını, 15.09.2009 Tarihinde ve 11.08.2010 Tarihinde yeniden yapılandırma yapıldığını, banka tarafından yapılandırma ücreti adı altında 2455, 00 - TL ücret alındığını, bu şekilde ücret alınmasının mümkün olmadığını belirterek iadesi gerektiğini bildirmişlerdir. Bilirkişi raporu, dosya kapsamı ve delil durumuna uygun bulunmuş olup, davalı taraf itirazları bu nedenle reddedilmiştir.

Somut olayda davacı taraf ödeme tarihinden itibaren avans faiz talebinde bulunmuştur. Taraflar arasındaki sözleşmenin niteliği talep edilecek faizin türü ve faizin hangi tarihten itibaren istenebileceğini açıklığa kavuşturmak zorunludur. Taraflar arasındaki tüketici işlemi tüketici kredisi sözleşmesi mahiyetindedir. Yapılan sözleşmede banka kredi veren tüketici kredi alan konumundadır. Yeni TTK 19. madde hükmü ve Eski TTK 21. madde hükmü uyarınca tacir olan bankanın borçlarının ticari olması asıldır. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça diğer taraf için de ticari iş sayılır. Buna göre yapılan sözleşme banka yönünden ticari iş niteliğindedir. Bu nedenle yapılan sözleşme tüketici yönünden de ticari sayılır. Ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler de taraflar 3095 Sayılı Kanun 2/2. madde hükmü uyarınca avans faiz talep edebilir. Bu nedenle başlatılan icra takibinde tüketicinin avans faiz talebinde bulunması usul ve yasaya uygundur. Aksine uygulama yani yapılan işi sadece banka yönünden ticari iş kabul ederek tüketicinin açacağı davalarda avans faiz talep edemeyeceği sadece yasal faiz talep edilebileceğini kabul etmek Tüketici Kanunu'nun temel ilkelerine ve hukukun temel ilkelerine ayrıca hakkaniyet ve dürüstlük kurallarına açıkça aykırılık oluşturur.

Taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğundan bu sözleşmeye dayalı olarak haksız verilen paranın iadesi Eski BK 125, Yeni TBK 146. madde uyarınca 10 yıllık zamanaşımına tabidir. Yüksek Yargıtay Yerleşik uygulaması da bu yöndedir. (HGK 17.02.2010, 2010/13-93 E., 2010/88 K.; 13 HD. 18.07.2011 2011/4736 E., 2011/11579 K.) Taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunması durumunda hiçbir şekilde Eski BK. 66. maddede öngörülen 1 yıllık, Yeni TBK 82. maddede öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresi uygulanamaz. Zamanaşımı sözleşme ilişkisi bulunması nedeniyle on yıldır.

Kural olarak muaccel bir borcun borçlusu karşı tarafının yani alacaklının ihtarı ile temerrüde düşer. (Eski BK.m.101, Yeni TBK m.117) Ancak borcun ifa edileceği gün birlikte belirlenmiş ise bu tarihte, haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmakla birlikte banka tarafından alınan bedelin sözleşmedeki haksız şart niteliğinde olan hükümlere dayanılarak alındığı sözleşmenin bu hükümlerinin geçersiz olduğu açıktır. Bankalar mevzuatları gereği anonim şirket statüsünde olup, kredi sağlama, kredi verme ve topladıkları kredilerin değerlendirme gibi bir çok işlemi gerçekleştirirler. Bankalar esas faaliyet alanları itibariyle sürekli para ile iştigal eden kurumlardır. Kural olarak temerrüt Eski BK m.101, Yeni BK 107. madde hükmü uyarınca alacaklının ihtarı ile gerçekleşir. Taraflar arasında sözleşme ilişkisi mevcuttur. Bu sözleşme nedeniyle haksız şekilde tahsil edilen bedelin Yeni TBK 77 vd. Eski BK. 61. madde hükmünde düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükümleri kıyasen uygulanarak yapılması zorunludur. TBK 79. madde hükmü uyarınca sebepsiz zenginleşen zenginleşmenin geri istendiği sırada elinden çıkmış olduğunu ispat ettiği kısmın dışında kalanı geri vermekle yükümlüdür. Bunun için sebepsiz zenginleşen tarafın iyi niyetli olması zorunludur. Aksi halde iade borçlusunun kötü niyetli olması durumunda elden çıkardığı miktarı da iade etmek zorundadır. (Yeni TBK m.79, Eski BK m.63). Somut olayda banka iyi niyetlidir. Bu nedenle haksız şekilde aldığı bedeli aldığı tarihten itibaren nemaları ile birlikte iade etmek zorundadır. Bu nemanın asgari tutarı en az avans faiz tutarıdır. Bu nedenle davacı taraf ödeme tarihinden itibaren avans faiz talep edebilir.

Dosya içerisinde toplanan tüm deliller, sözleşme, yapılan ödeme, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre, bankanın sözleşmedeki hükme dayanarak haklı ve makul olmayan, ayrıca belgelendirilmeyen dava konusu giderleri talep etme hakkı bulunmadığı, talep edilen bu giderlerin ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalı taraftan talep edilebileceği, soyut olarak istihbarat gideri adı altında ücret alınmasının mümkün bulunmadığı bankanın bu tür işlemleri Merkez Bankasının nezdinde tutulan negatif kayıt sistemi ve Kredi Kayıt Bürosu A.Ş. nezdinde tutulan kayıtlardan bu durumun tespit edilmesinin mümkün olduğu, bu nedenle davacı tarafın istihbarat ücreti adı altında haksız alınan bedel için icra takibi yapmakta haklı olduğu alacak miktarının likit olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne, davalı itirazının iptaline, toplam 3312, 93- TL için icra takibinin devamına, asıl alacak üzerinden hesaplanan %40 icra inkar tazminatının (icra takibi 05.07.2012 tarihinden önce başlatıldığından) davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiştir.

Anlatılan nedenlerle,

HÜKÜM:

1- DAVANIN KABULÜNE,

2- Ankara 29. İcra Müdürlüğü'nün 2012/6325 E. sayılı icra dosyasında davalı tarafın (borçlu) itirazının İPTALİNE, İcra takip tarihi itibariyle 2455,00 - TL asıl alacak, 857, 93 - TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 3312, 93 - TL için icra takibinin DEVAMINA, Tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık değişen oranlarla avans faiz UYGULANMASINA,

3- Asıl alacağın 40'ı olan 985, 00 - TL'nin davalı taraftan tahsiline, davacı tarafa ödenmesine,

4- Davacı taraf kendisini bir vekil marifetiyle temsil ettirdiğinden AAÜT 3.12. maddeleri uyarınca hesaplanan takdiren 600, 00 TL vekalet ücretinin davalı taraftan tahsiline,

5- Davacı tarafça yapıldığı anlaşılan 41,00 - TL tebligat gideri, 400, 00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplamı 441, 00- TL'nin davalı taraftan tahsiline, davacı tarafa ödenmesine, gider avansından arta kalan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesi,

6- Harçlar Yasası uyarınca alınması gereken 21, 15 TL başvuru 169, 79 TL nispi karar ve ilam harcı olmak üzere toplam 217, 94 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine'ye irat kaydedilmesine,

Dair davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı taraf yokluğunda gerekçeli karar tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 04.12.2012

Yargıtay'ın dosya okumadığına başka bir örnek.

Ayrı tarihli aynı konu hakkında Yargıtay'ın 2 farklı kararı gerekçesi onaması

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2013/3676
K. 2013/5247
T. 5.3.2013
• KONUT KREDİ SÖZLEŞMESİNE DAYALI İADE TALABİ ( Dürüstlük Kuralına Aykırı Olarak Tüketicinin Aleyhine Olan ve Durumunu Ağırlaştıran Herhangi Bir Hizmet Karşılığı Olmaksızın Dosya Masrafı Alınmasına İlişkin Sözleşme Şartının Geçersiz Olduğu - Erken Kapama Ücreti Adı Altında da Ücret Alınamayacağı )
• REFİNANSMAN/ERKEN KAPAMA ÜCRETİ ( Herhangi Bir Hizmet Karşılığı Olmaksızın Erken Kapama Ücreti Adı Altında Ücret Alınmasının Dürüstlük Kuralına Aykırı Olduğu - Alınan Ücretin Tüketiciye İadesi Gerektiği )
• DOSYA MASRAFININ İADESİ TALEBİ ( Dürüstlük Kuralına Aykırı Olarak Tüketicinin Aleyhine Olan ve Durumunu Ağırlaştıran Herhangi Bir Hizmet Karşılığı Olmaksızın Dosya Masrafı Alınmasına İlişkin Sözleşme Şartının Geçersiz Olduğu - İadesi Gerektiği )
• HAKSIZ ŞARTA DAYALI OLARAK İADE TALEBİNDE FAİZ ( Gerek Tüketici Kanununda ve Gerekse Taraflar Arasında Kararlaştırılan Sözleşme Hükümlerinde Temerrüt Faizinin Ticari Faiz Olduğu Hususunda Herhangi Bir Düzenleme Bulunmadığı - Yasal Faize Hükmedilmesinin Hukuka Uygun Olduğu )
4077/m.6, 10/B
6098/m.12, 25, 27
818/m.11
ÖZET : Davacı, alınan dosya masrafının iadesine karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Dürüstlük kuralına aykırı olarak tüketicinin aleyhine olan ve durumunu ağırlaştıran herhangi bir hizmet karşılığı olmaksızın dosya masrafı alınmasına ilişkin sözleşme şartının geçersiz olduğu, herhangi bir hizmet karşılığı olmaksızın erken kapama ücreti adı altında ücret alınmasının da dürüstlük kuralına aykırı olduğu, geçerli olmadığı, alınan ücretlerin tüketiciye iadesi gerektiğine karar verilmiştir. Gerek Tüketici Kanununda ve gerekse taraflar arasında kararlaştırılan sözleşme hükümlerinde, haksız şarta dayalı olarak iade taleplerinde temerrüt faizinin ticari faiz olduğu hususunda her hangi bir düzenleme bulunmadığı karşısında yasal faize hükmedilmesi de hukuka uygundur.
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre,
SONUÇ : Yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 269,70 TL. kalan harcın temyiz edenden alınmasına, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 05.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YEREL MAHKEME İLAMI
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
CEYHAN
2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜKETİCİ MAHKEMESİ SIFATIYLA
GEREKÇELİ KARAR
E: 2012-118
K: 2012-395
DAVA : Tüketicinin Açtığı Tüketici Kredisinden Kaynaklanan
DAVA TARİHİ: 09.03.2012
KARAR TARİHİ: 09.11.2012
Mahkememizde görülmekte bulunan Tüketicinin Açtığı Tüketici Kredisinden Kaynaklanan davasının yapılan açık yargılanmasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; sözleşme şartlarının müzakere edilmemesi nedeni ile dosya masrafı alınmasının haksız şart niteliğinde bulunduğunu belirterek alınan dosya masrafının iadesine karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
Davalı vekili dilekçesinde özetle; dosya masrafı alınmasına ilişkin işlemin taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümlerine, banka prosedürüne ve Merkez Bankasınca düzenlenen masraf ve komisyon listesine uygun olduğu ile masraf tahsilinin tüketicinin bilgisi dahilinde yapıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamıyla; taraflar arasında konut kredisine ilişkin sözleşme akdedildiği, iş bu anlaşmaya istinaden tüketiciden dosya masrafı ve kredinin yapılandırılması sonrasında da erken kapama ücreti alındığı, alınan dosya masrafı ve erken kapama ücreti tutarının taraflar arasında ihtilaflı olmadığı, sözleme metninde vergi ve masrafların tüketiciye ait olacağı hususunun kararlaştırıldığı, Tüketici Kanununun 10/B maddesinin 1. ve 3. fıkralarının "Konut finansmanı kuruluşları tüketicilere sözleşme öncesinde kredi veya finansal kiralama işlemleri ile ilgili genel bilgiler vermek ve tüketiciye teklif ettikleri kredi veya finansal kiralama sözleşmesinin koşullarını içeren Sözleşme Öncesi Bilgi Formu vermek zorundadır. Tüketici teklifi kabul edip etmemekte serbesttir. Sözleşme Öncesi Bilgi Formunun tüketiciye verilmesini takip eden bir iş günü geçmeden imzalanan sözleşme geçersizdir. Konut finansmanı sözleşmelerinin yazılı olarak yapılması ve bu sözleşmenin bir nüshasının tüketiciye verilmesi zorunludur. Taraflar arasında akdedilen sözleşmede öngörülen şartlar, sözleşme süresi içerisinde tüketici aleyhine değiştirilemez." şeklinde düzenlendiği, bu madde normuna göre sözleşme öncesi bilgilendirme formunun kredinin akdedilmesinden önce usulüne uygun bir şekilde düzenlenerek tüketiciye en az bir gün önce verilip sonrasında kredi sözleşmesinin düzenlenmesi gerektiği, bu prosedüre uygun olarak akdedilmeyen sözleşmelerin geçersiz addedildiği,
Madde normunda öngörülen şeklin nitelikli geçerlilik şekli olduğu, tüketiciye verilen sözleşme öncesi bilgilendirme formunun, matbu olarak düzenlenip krediye ilişkin herhangi bir bilgiyi içermediği, alınacak doya masraf tutarının yazılı olmadığı, bu itibarla sözleşmenin bu hali ile Tüketici Kanunun 10/B maddesine aykırı olarak düzenlendiği, geçerlilik şekline aykırı olarak düzenlenen sözleşmedeki tüketici aleyhine öngörülen hükümlerin BK.nun 11. ( YBK 12. Madde ) maddesi gereğince geçersiz olup tüketiciyi bağlayıcı nitelikte bulunmadığı, diğer yandan dosya masrafı alınmasına ilişkin şartın taraflarca müzakere edilmediği, 4077 Sayılı Kanunun 6. maddesinde öngörülen; Satıcı veya sağlayıcının tüketiciyle müzakere etmeden, tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu, tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyiniyet kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme koşulları haksız şarttır" şeklindeki madde normu gereğince tüketiciye fazladan yükümlülük getiren, hukuki durumunu ağırlaştıran ve tüketiciye tek taraflı olarak dayatılmış nitelikteki dosya masrafı alınmasına ilişkin sözleşme şartının, müzakere edilmediğinden dolayı haksız şart niteliğinde olduğu, dosya masrafı alınacağına ilişkin şartın, taraflarca müzakere edilerek kararlaştırıldığı hususunun, banka tarafından ispatlanamadığı gibi dosya masrafı tutarının sözleşmede açıkça belli edilmemiş olmasının, sözü geçen sözleşme şartının müzakere edilmediğini göstermekte olduğu, bu itibarla haksız şarta dayalı olarak tahsil edilen paranın iadesi gerektiği, bir an için dosya masrafı alınmasına ilişkin sözleşme şartının taraflar arasında müzakere edildiği kabul edilse dahi, bankanın kullandırdığı krediyi faizi ile birlikte belli ir vade sonunda geri alacağı, bu şekilde kullandırdığı kredi karşılığında kazanç ve kar sağladığı, kredinin tahsisi için dosya masrafı alınmasını gerektiren herhangi bir zorunlu masraf yapılmadığı, banka tarafından kredinin tahsisi için kredinin maliyetine dahil olmayan bir kısım zorunlu masrafların yapıldığı ve bunun karşılığında dosya masrafı adı altında ücret alındığı olgusunun ispatlanamadığı, zorunlu masraf adı altında banka personel giderleri vesair şeklinde kredinin maliyetine dahil olan unsurların ileri sürüldüğü, ancak maliyete dahil olan unsurların kredi faiz oranına dahil olduğu ve kredinin, kararlaştırılan faiz oranı üzerinden satılmış olduğundan dolayı ancak maliyet dışı unsurların tüketiciye yansıtılıp tüketiciden talep edilebileceği, yukarıda açıklandığı üzere tüketiciye yansıtılabilecek ipotek tesis ücreti, ekspertiz ücreti vesair şeklinde herhangi bir masraf yapıldığının ispatlanamadığı, bu itibarla karşılıksız bir şekilde herhangi bir hizmet karşılığı olmaksızın dosya masrafı alınmasının, ticari ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğu, ticari ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırı sözleşmelerin, BK'nun 20 ( YBK 27. Madde ) maddesi gereğince batıl olduğu, yine 6098 sayılı BK'nun 25.maddesindeki "genel işlem koşullarına, dürüstlük kurallarına aykırı olarak karşı tarafın aleyhine ve onun durumunu ağırlaştırıcı nitelikte hükümler konulamayacağı" şeklindeki madde normu yönünden de dürüstlük kuralına aykırı olarak tüketicinin aleyhine olan ve durumunu ağırlaştıran herhangi bir hizmet karşılığı olmaksızın dosya masrafı alınmasına ilişkin sözleşme şartının geçersiz olduğu, giderek bu yönden de alınan ücretin tüketiciye iadesi gerektiği;
Refinansman/Erken kapama ücreti yönünden yapılan değerlendirmede ise, Konut Finansmanı Kapsamındaki Kredilerin Yeniden Finansmanına İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olmadığı, zira sözü geçen yönetmeliğin 6. maddesinde yeniden finansman amacı ile konut finansmanı sözleşmesinde yapılan değişikliklerin, tüketiciye ne şekilde yansıyacağına ilişkin karşılaştırmalı bilginin tüketiciye yazılı olarak verileceğinin düzenleme altına alındığı, sözleşmenin yeniden yapılandırılması sonrasında tüketicinin bu işlemden dolayı ne şekilde bir yarar sağladığı, faiz oranının indirilmesinin, alınan dosya masrafı ile birlikte tüketiciye toplam maliyetinin ne kadar olduğu, yapılan işlemin tüketicinin leh ve aleyhinde doğurduğu sonuçlarının nelerden ibaret olduğu, ezcümle faiz indirimine gidilmesinin tüketiciyi ne şekilde yansıdığı hususunda ayrıntılı bilgilendirme yapılmadığı, bu itibarla usulüne uygun bir şekilde bilgilendirme yapılmamasının dosya masrafı alınmasına ilişkin işlemi geçersiz kıldığı, zira bilgilendirme yapılması olgusunun geçerlilik şekli olarak düzenlendiği, diğer yandan kredi sözleşmesinde kararlaştırılan faiz oranının indirilmesinin tarafların icap ve kabulü çerçevesinde gerçekleştirilen sözleşmenin yeniden uyarlanması halinden başka bir şey olmadığı, kredi ilişkisinin ödeme suretiyle sonlandırılması halinin mevcut olmadığı, taraflar arasındaki kredi ilişkisinin, kararlaştırılan düşük faiz oranı üzerinden devam ettiği, bu nedenle kredi ilişkisinin, kararlaştırılan düşük faiz oranı üzerinden devam ettiği, bu nedenle kredi ilişkisinin ödeme ile sona ermesi halinde hayatiyet kazanacak olan erken kapama ücretinin somut olayda uygulama yeri bulmadığı, yine tüketiciden tahsil edilen kapama ücretinin herhangi bir hizmet karşılığı olarak tahakkuk ettirilmediği, kredi sözleşmesinde kararlaştırılan faiz oranının, düşük faiz oranı üzerinden uyarlanması işleminin, bankaya herhangi bir maliyetinin bulunmadığı, ödeme planının değiştirilmesi sırasında herhangi bir zorunlu masrafta bulunulmadığı, bu hali ile ödeme plan değişiklik ücreti alınması işlemi ticari ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğu, banka tarafından yapılan işlemin, kredi ilişkisinin düşük faiz oranı üzerinden devam ettirilmesinden ibaret olduğu, sözü geçen işlem bakımından ücret alınacağı hususunda tüketiciyi bağlayıcı nitelikte herhangi bir yasal mevzuat da bulunmadığı, bankanın erken kapama ücreti alınacağına ilişkin yönetimsel kararının da yukarıda açıklandığı şekilde tek taraflı olarak kararlaştırılıp tüketiciyle müzakere edilmeden tüketiciye dayatılan haksız şart niteliğinde olduğu, "6098 sayılı BK'nun 25. maddesi gereğince genel işlem koşullarına, dürüstlük kurallarına aykırı olarak karşı tarafın aleyhine ve onun durumunu ağırlaştırıcı nitelikte hükümler konulamayacağının" düzenlendiği, bu maddenin normunun kamu düzeninden oluşu nedeni ile 6101 Sayılı Kanunun 7. maddesi gereğince derhal uygulanacağı, dolayısıyla herhangi bir hizmet karşılığı olmaksızın erken kapama ücreti adı altında ücret alınmasının dürüstlük kuralına aykırı olduğu, geçerli olmadığı, alınan ücretin tüketiciye iadesi gerektiği,
Faiz başlangıcı, faizin niteliği ve zamanaşımı yönünden yapılan değerlendirmede ise; iadenin hukuki dayanağının sözleşmesel ilişki olduğu, dosya masrafının alınacağına ilişkin sözleşme şartının hukuka aykırı olduğundan bahisle istirdat talebinde bulunulduğu, bu itibar ile zamanaşımı süresinin 10 yıl olması münasebetiyle zamanaşımı savunmasına itibar edilmemesi gerektiği ve davadan önce temerrüt durumunun hasıl olmaması nedeni ile faizin dava tarihinden itibaren başlayacağı ile tüketicinin tacir sıfatını haiz olmadığı, Ticaret Kanununda öngörülen bir tarafı tacir olan sözleşmelerin diğer taraf içinde ticari olduğuna ilişkin madde hükmünün, tüketici hukukunda geçerli olmadığı, zira sözü geçen madde normunun taciri korumak amacıyla vaaz edildiği, sözü geçen hükmün, ticari amaç güdülmediğinden dolayı tüketici işlemi teşkil eden iş ve işlemlerde uygulanmasının adil olmadığı, zira Tüketici Yasasının, Ticaret Yasasına göre daha özel nitelikte bir yasa olduğu ve özel yasanın uygulanması gerektiği, bu itibarla gerek Tüketici Kanununda ve gerekse taraflar arasında kararlaştırılan sözleşme hükümlerinde, haksız şarta dayalı olarak iade taleplerinde temerrüt faizinin ticari faiz olduğu hususunda her hangi bir düzenleme bulunmadığı karşısında yasal faize hükmetmek suretiyle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: 1-Davanın KABULÜ ile; Davacı tüketiciden 1280 TL'sı dosya masrafı ve 288,96 TL'sı refinansman masrafı ve yine 1155,84 TL refinansman masrafı olarak tahsil edilip istirdatı talep edilen toplam 2724,80 TL'sı bedelin dava tarihi olan 09/03/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsil edilerek, davacı tarafa ödenmesine,
2-Alınması gerekli 162 TL'sı karar ve ilam harcının davalı taraftan tahsil edilerek hazineye irat kaydına,
3-Sarf edilen gider avansından kalan bakiye gider avansının istek halinde davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafça sarf edilen 7 adet davetiye gideri olan 49 TL'sı yargılama giderinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 400 TL'sı vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekiline tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süresi içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi. 09.11.2012